CHP lideri Kılıçdaroğlu, partinin başına 12 Eylül 2010 referandumuna 4 ay kala geçti...
Daha doğrusu bir kaset komplosuyla geçirildi...
O tarihten bu yana 1 referandum, 3 genel seçim, 1 Cumhurbaşkanlığı ve 1 yerel seçim kaybetti...
Ama ne hikmetse koltuğunu kaybetmedi...
CHP tarihinin açık ara en başarısız genel başkanı olmasına rağmen...
Karşısına ciddi bir aday çıkmadıçıkamadı...
Gizli bir el, lobi ya da başka bir güç tarafından hep korundu, kollandı...
Şimdi önümüzde bir anayasa referandumu daha var...
Muhtemelen 2017 yılının ilk 6 ayı içinde anayasa değişikliği için sandık başına gideceğiz...
Referandumdan çıkacak sonuç bugünden belli...
Başını Kılıçdaroğlu'nun çektiği 'hayır' cephesi yine kaybedecek...
Peki sokaktaki çocuğun bile gördüğü bu gerçeği, Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına paraşütle indiren üst akıl görmüyor mu?
Bugüne kadar her türlü yöntemi deneyerek tasfiye etmek istedikleri Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına bir kez daha Kılıçdaroğlu ile çıkarlar mı?
Hem de 'Başkanlık Sistemini' de içeren Anayasa değişikliğinin oylanacağı referandumda!
Diyelim ki çıktılar...
Kılıçdaroğlu, Türkiye tarihinin en kritik referandum oylamasını da kaybetmiş bir siyasi figür olarak o koltukta oturmaya devam edebilir mi?
Demem o ki; CHP'de bir lider değişikliği olacaksa, önümüzdeki 2-3 ay içinde olacak...
Parti tabanında 9 şiddetinde deprem yaratan o meşhur bildiri, CHP'de taşları bu kez gerçekten yerinden oynatmışa benziyor...
Ulusalcılar ve Atatürkçülerden oy alıp CHP'yi giderek HDP'leştiren parti yönetimi için deniz bitmiş gibi görünüyor...
Kılıçdaroğlu, bir referandum öncesinde oturduğu o koltuktan yine bir referandum öncesinde kalkabilir...
Önümüzdeki günler çok ilginç gelişmelere gebe...
Tıpkı 2010 referandumu öncesinde olduğu gibi...