"Son 13 yılda 12 seçim kaybeden birinin kabahati kendinde aramak yerine halen seçmeni suçlaması artık siyasetin değil psikolojinin konusudur. CHP bu şekilde siyaset yaptığı sürece bu ülkede iktidar yüzü göremez. CHP kendini düzeltmediği, değiştirmediği, milletin sesine kulak vermediği müddetçe bir daha asla yönetime gelemez. Hele hele terör örgütleriyle el ele, omuz omuza yürüdüğü sürece bu millet onlara oy vermeyecektir.." Bu sözler önceki gün katıldığı programda Başkan Erdoğan'ın Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik sarf ettiği sözler.
AZ BİLE SÖYLENMİŞ
CHP liderine yönelik bu önemli tespitte bir fazla yok. Aksine Kemal Bey için kendisine destek verenlerin bugünlerde yaptığı sert eleştirilere göre az bile söylenmiş.
Kılıçdaroğlu, halktan beklediği desteği alamayınca aynen ilk tur sonrası kendisine oy veren seçmenlerin toplumun geride kalan çoğunluğuna yaptığı gibi bir aşağılama moduna geçti. Kırsal kesimi hedef aldı. Oyunu alamadıklarını köylü, parasını harcamayı bilmeyen dolayısıyla hayat pahalılığından haberi olmadığı için oyunu AK Parti ve Erdoğan'a satan bir kitle olarak gören bu zihniyetin gerçekten Türkiye ve Türk insanına bakışında problem var demektir. Çünkü eğer Kılıçdaroğlu ve onu kahraman gibi pazarlamaya çalışan tayfası o hor görülen seçmenin ayağına, yaşadığı köylere kadar gitseydi durumun gerçekten böyle olmadığını anlardı.
KÖYLÜLER DE MUZDARİP
Köyde doğup büyümüş, bir ayağı hala orada olan bir kentli olarak söylüyorum bunu. Bugün şehirlerimizde yaşadığımız hayat pahalılığı gibi sorunlar, aynı ölçüde olmasa bile köylerimizde de var. Orada da insanlar başta fahiş gıda fiyatları olmak üzere birçok ekonomik sıkıntıdan muzdaripler.
Köylünün tarım ve hayvancılık gibi faaliyetlerinin vazgeçilmezi olan mazot, gübre, tohum ve yem gibi temel girdilerde de benzer artışlar yaşanıyor. Yani hayat pahalılığını iliklerine kadar köylü vatandaşlar da hissediyor. Hal böyle iken siz muhalefet partilerinin liderleri olarak yaptığınız yanlış hesaplar, uyguladığınız yanlış stratejilerle seçimi kaybetmişsiniz.
Bu sorunları yaşayan insanları oy tercihlerini değiştirmeye ikna edememişsiniz. O zaman birilerinin sizlere bu tablonun hesabını sorması gerekmez mi? Yaşadığınız ve size oy verenlere yaşattığınız yenilginin faturasını hala bulunduğunuz konfor alanını koruyup başkalarına mı keseceksiniz?
Sizi desteklediğinizi sandığınız birkaç medya kuruluşunda seçimin analizini yaparken hala oy alamadıklarınıza üstten bakmaya devam mı edeceksiniz?
BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ
İsimler ve liderler kadar sağlam bir bakış açısı değişikliğine de ihtiyacı var Türkiye'deki muhalefetin. Bu sorun artık partiler üstü değerlendirilmesi gereken bir konu. Çünkü yıllardır bu ülkede kendisi gibi düşünmeyenlerin oylarını almak gibi bir dertleri olmayanlar tarafından bu hale getirildi CHP gibi partiler. Son seçime kadar da böyle devam ettiler.
İkinci turda Kılıçdaroğlu'nun milliyetçi gibi görünmeye çalışması da tabi ki son derece samimiyetsiz ve sahteydi. Üzerine oturmadı, sakil durdu. Yeterince içselleşmedi...
İşte bu nedenle siyasi yelpazenin farklı taraflarından ortakları olsa bile her kesime hitap eden bir Cumhurbaşkanı adayı olamadı Kemal Bey. O yüzden şimdi suçu başkalarına atmak yerine eğri oturup doğru konuşma vakti...