• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
BESİM KAZADO

Avustralya'ye renk ve lezzet getiren Türkler

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.04.2011, 00:00
Sydney'de binlerce Türk yaşıyor. Kimisi İzmir'den göç etmiş, kimisi İstanbul'dan, kimisi de Karadeniz'den... Döneri, şiş kebabı sevdiren, en iyi ayakkabıları imal eden, dans öğretmenliği ve şoförlük yapan, öğrenim gören Türkler, kültürel kimliğimizi, Avustralyalılara kabul ettirmeyi de unutmamış...

Bu pazar, hazır tüm hafta Sydney'den bahsetmişken, bu özel şehirde yaşayan Türklerle sizler için yaptığım söyleşileri yazmayı istedim. İsterim ki, dünyanın dört bir köşesine yayılan Türkler, neler başarıyor, görün yaşayın diye.... Bu gezim sırasında Sydney'de artık marka olmuş sekiz Türk'le, küçük söyleşiler yaptım. Umarım keyifli olur.

"Gözlememiz, şişimiz Adana ve Urfamız meşhur"
Dergah Grill'in işletmecisi Talat Kice: 12 sene oluyor burayı açalı. Biri Bondi'da diğeri de Darling Beach'te 8 ayrı dükkanımız var. 12 ay en çok iş yapan yer burası, çünkü Sydney Tower'a çıkan mall'un içindeyiz. Aramızda bir Ankaralı, bir de İstanbullu var. Harika gözleme yaparlar. Ben Kosovalı'yım. Gözlememiz, şişimiz, Adana ve Urfa'mız çok meşhurdur. Tüm ürünlerimiz burada yapılır. Demli çayımıza Avustralyalılar bayılıyor. Biri 6, diğeri 11 yaşında iki çocuğum var. Hepimiz çok mutluyuz, iyi de kazanıyorum.

Avustralyalılar'a döneri sevdiren çalışkan Adanalı
Darling Harbour'un "Döner Kralı, Sabahattin Özelakçıl: 66 yaşındayım, 36 senedir Sydney'deyim. Adanalıyım. Memlekette mobilyacıydım. Konsoloslukta girdiğim imtihanı geçtim. Kuran mı, İncil mi? diye sordular; 'Kuran' dedim. Üzerine, Avustralya'ya ihanet etmeyeceğime yemin ettirdiler. Avustralya vatandaşı oldum. Geldiğimizde 40 dolara kiralık bir ev bulduk. Hanım terzide ütü yapıyor, ben de araba fabrikasında çalışıyordum. Buralara gelinceye kadar evlere süt bırakıp hafta sonunda şişeleri topladım, daha neler yaptım... Burada akşam çalışanların çoğu üniversite bitiriyor. 15 sene durmadan çalıştık. Buraya gelenlerin çoğu, işsizlik maaşı veriliyor diye oturuyor. Çalıştın mi burası fırsatlar ülkesi. Harika İngilizce öğrendik, en sonunda da Sydney'in en iyi döner restoranlarından birine sahip olduk. Şu an damadımın, oğlumun ve benim birer kışlığımız, birer yazlığımız var. 5 torun sahibiyim.
Avustralya yasaları çok acımasız... Geri kalmış toplumlardan gelen binlerc e insanı, adam edecek nitelikte... Hele gıda işinde çok kontrollüler. Bu sayede tüm yemek satan yerler sıkı bir kontrole giriyor. İlk döneri yaptığımızda alışık olmadıkları için çok bedava döner ikram ettim. Hele tavuk dönerini bilhassa...
Tavik döneri önce Avustralya'da yapıldı. Döner mekanizmamız burada bilgi sayarla idare ediliyor. Kontrollerde karşıdan özel bir makine tutuyorlar, işi 60'ın altına düşerse ikaz ediyor. Etin nereden geldiği hep gözetim altında. Etler dijital kesiliyor. 15 kişi çalışıyor. Gözleme, pide, falafel, pizza en flaş ürünlerimiz. Ayrıca baklava ve Türk kahvesi orijinaldir. Kahveyi en çok Yugoslav ve Yunanlılar istiyor. Buranın yönetimiyle çok iyi geçiniyoruz. Bizi çok seviyorlar. Geçenlerde yerimize fahiş bir rakam teklif etmişler. Müdürler 'Biz çok memnunuz, hava parasına rağmen onları yollamayız' demişler.

"Burada çok çalışanlara para da var hayat da"

Taksi şoförü Gökcan Yanık (Gördüğüm en şeker şoför): Şilili Francisco Obreque ile ortak yapıyoruz bu işi. Türkiye'de NTV Radyo Operasyon Yönetmenliği yapıyordum. 6 aylığına İngilizce tahsili için geldim. İstanbul'un gece hayatını çok özlüyorum. 2-3 sene kalmak isterim. Çok düzenli buralar, çalışana hayat var. İleride bir de benzinle çalışan araba almak istiyorum.

"Dostluklar Türkiye'deki gibi hiç olmuyor"
Can Bebe'nin Can babası, Avedis: 25 yıl önce tesadüfen seyahat amaçlı geldim Sydney'e. Gezdim, Melbourn'u çok beğendim. Ardından Sydney'i görünce 'yok, yerleşeceğim yer burası' dedim. Yerleşmeye karar verdim, ailemle. Su an Sydney'in en kaliteli iki kadın ayakkabısı mağazası 'Dominique's'in sahibiyim. Bazı şeyleri çok özlüyorum. Hele dostluklar Türkiye'deki gibi hiç olamıyor. Türkiye'de yakınlarımın devam ettirdiği İzmir'de 'Güven Tuhafiye' olarak tanınan çocuk firmasının başında idim. Burada doğan oğlumla Türkiye'ye gittiğimizde, oradaki ölmeyen arkadaşlıklarımızı görünce oğlum, "Baba, bu dostluklar nasıl bırakılır?" diye sitem etti. Hemen her yıl bir, iki kere vatanımıza gidiyoruz. Burada özlediğimizde ki bu çok oluyor, bilhassa helva için Türk mahallesine geçiyoruz.

"Burada Türkler için her şeyi bulmak mümkün"
Kıbrıslı şoför Hasan ağabey: Kıbrıs'tan 40 sene oldu geleli. Her yıl ailemle gideriz anavatana... Özellikle çocuklarımın vatanlarını tanımaları için... Burada Türkler'in çoğunlukta olduğu semtte oturuyoruz. Memlekette olan her şeyimiz var. Bakkallarızda Türk yogurtlarından, Türk konservelerine kadar her ihtiyacımız karşılanıyor. Premier Cabs'in en eski şoförlerinden biriyim. Çocuklarım ve aileleri ile çok mutlu bir yaşamımız var. Memlekette yatırım yapmanın zamanı geldi gibi.

"Kalıp kalmayacağıma okul bitince karar vereceğim"
Oxford Caddesi'nde özel bir tatlıcı Erkan: Size bir şeyler ikram etmeden hayatta bırakmam. Gördüğünüz gibi kahve çeşitlerinden cheese cake'e kadar herşey var ve pırıl pırıl, taze taze... İş haricinde burada okuyorum. Bütün arkadaşlarım benim gibi okuyorlar. Okulu bitirdikten sora burada kalıp kalmayacağıma karar vereceğim. İyi çalıştın mı, iyi kazanırsın.

"Çalışmanın karşılığı var"
Mövenpick dondurmacısı Ayşen: Her gün önünden geçip 'Dönüşte yeriz' dediğimiz dondurmacı Türk olduğumuzu duyunca bize seslendi: "Hpe bakıp geçiyorsunuz. Yahu bu kez yiyin, ben de size tavsiyelerde bulunayım. Almanya'dan geldim küçükken ailemle. Burada büyüdüm ve evlendim. Çok mutlu bir yaşamım var. Türkler önümüzden geçince onlara yardımcı olmaya bayılıyorum. En azından birkaç dakika Türkçe konuşabiliyorum. Ben 8, eşim de bir yıldır çalışıyor. Çok mutluyuz, çocuğumuzla. Ne kadar çalışırsan o kadar karşılığını alıyorsunuz burada. Mutluyuz tabii ki...

İbrahim Tatlıses'le film çeviren dansçı

Seda Dance'in sahibi Seda Jurin: 15 senedir buradayım. Hiç keşkem yok. Hayallerimin çoğunu gerçekleştirdim. iş bağlantılarım oldukça vatanımıza geliyorum. Burada workshoplar yapıyorum, seminer, düğün ve tertiplenen iyi partilere katılıyorum. Hamilelere özel dersler veriyorum. Epey talebem var, Belly Robics diye benim yarattığım bir gym-dansım var. Buralarda çok rahatım. Yaşama ve insana çok değer veriliyor. Kimse seni rahatsız etmiyor, güvendesin. İzmirliyim, 6 kardeşiz biri Tanyeli, o da senenin yarısı buralarda. Dansımı, yogamı, meditasyonumu ve tabii ki diyetimi rahatça yapıyorum. Türk şovlarını buralara adapte ettim. Star City, Opera House gibi en kaliteli yerlerde şovlar sunuyorum. Şu an tek arzum buralardaki talebelerim hazır, bir şov hazırlayıp Türkiye'ye götürmek. Türkiye'de ilk filmimi İbrahim Tatlıses'le çevirdim, Mehmet Aslantuğ ile de oynadım. Daha neler neler...Ama bir futbolcuya aşık oldum ve Avustralya'ya yerleştim. Şu an onunla görüşmememe rağmen, çok mutluyum.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA