Dünyanın en kalabalık bölgesinde, zamanında yapılan tüm uyarılara, alınmış tüm önlemlere, çok sayıda insanın evlerinden kaçarcasına uzaklaşmalarına, milyar dolarlarla ölçülen zarara ve hatta 20 kişinin ölümüne neden olan İrene kasırgası, dört Grand Slam Turnuvası'dan biri olan US Open (Amerika Açık Tenis Turnuvası) sırasındaki alışılmış ve çok ilgi çeken etkinlik programlarını da iptal ettirdi. Ancak her sene turnuva sonlarına doğru bastıran yağmurun bu sene turnuva başında gelmiş olması bile turnuvanın zamanında başlamasına, tribünlerin dolmasına mani olamadığı gibi tenise olan sevgi ve ilginin büyüklüğünü bir kere daha göstermiş oldu. Hem kadınlarda hem de erkeklerde favori raketler hakkında çeşitli yorumlar yapılsa da US OPEN'in yılın en son Grand Slam'i olması dolayısıyla daima sürprizlere açık olduğu herkesin malumudur. Günler geçtikçe daha iyi göreceğiz.
Bence bu sefer turnuva bizim için çok önemli. Kadınlarda İpek Şenoğlu çiftlerde başarı ararken, Çağla Büyükakçay ve Başak Eraydın'da bu turnuvaların gediklilerinden olmaya başlıyorlar. İpek, asıl partöneri sakatlanıp çekilince başka bir oyuncu ile ana tabloda şansını deneyecek. Çağla maalesef ilk turda elendi. Başak ise henüz bekliyor. Erkeklerde ki tek temsilcimiz ise 3 eleme maçını da kazanıp ana tabloda yer bulan İlhan Marsel. Umarız İlhan bu sene de yüzümüzü güldürür ve de tüm katılan oyuncularımız, bu katılım ve başarılar arkasından gelmesini beklediğimiz onlarca gencimize örnek olurlar.
İzmir Cup: İzmir'in kupası
İzmir Cup çalışmalarını sürdürüyor. Turnuvanın başlamasına az bir sürenin kaldığı bu günlerde tüm hazırlıkların ve yeniliklerin tamamlanmakta olduğu haberlerini alıyoruz. Bu turnuva aslında İzmir'in turnuvasıdır. Sahip çıkmak yalnız tribünleri doldurmakla olmaz. Yerel yönetimler, kendi aralarında ki cılız çekişmeler ve de alabilecekleri sorumluluklardan dolayı bu konularda maalesef çok isteksiz davranmakta. İzmir'de Türkiye'nin ilk 500 büyük firması arasındaki firma sayısıyla gurur duyuluyorsa bu firmalarında ekonomik açıdan iş sahası açıp vergi vermenin dışında İzmir'e, İzmirlilere, İzmir sporuna ve sanatına da "Sosyal Sorumluluklarını" yerine getirmeliler. Şirketler arasında paylaşıldığında vergiden düşebilecekleri bu sponsorluk rakamları makul seviyelere ineceği gibi, çok sayıda ki sponsorlar sayesinde verdikleri destekler şehrimizin genel şenliklerine dönüşecek.
Maddi olarak verdiklerinden çok daha fazlasını mutluluk, gurur, hatta alkışlarla ve büyük bir prestijle alacaklardır. Her şirket bir oyuncuya sahip çıksa, turnuvaları aralarında paylaşsalar, bu denli efendi sporu olan tenisin tabana yayılmasını ve sevilmesini sağlasalar iyi olmaz mı?
TTF TV yayına giriyor
Hala devam eden birçok eksikliklerine rağmen performans olsun, veteran olsun tüm tenisseverlerin vazgeçemedikleri ve günde en az bir kere ziyaret edilen federasyonumuzun internet sitesine çok cazip bir de kardeş gelmek üzere: TTF TV. Evet, TV'miz pek yakında yayına giriyormuş. Ülke içinden yapacakları canlı yayınlar sayesinde tenisin ülke çapında yayılmasını sağlayacak bu girişimle, belki ilk günlerde büyük uluslararası turnuvaları, maliyetleri dolayısıyla izleyemeyeceğiz ama umarız herkesin iş ve okul dışı saatlerinde bunları ve unutulmaz maçları banttan veya videolarını izleyebiliriz. Hayırlı olsun...