• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Dış ticaret açığının önlenemez yükselişi CAHİT SÖNMEZ

Dış ticaret açığının önlenemez yükselişi

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.06.2011, 00:00
Nisan ayında da dış ticaret açığı yükselişine ara vermeden devam etti. Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre ihracat yüzde 26,5 artarken, ithalat her zamanki gibi ithalatın önüne geçerek yüzde 40,2 yükseldi. Böylece, kritik göstergelerden olan ihracatın ithalatı karşılama oranı da yüzde 56,8'e geriledi. Oysa geçen yılın aynı döneminde oran yüzde 62,9 idi.
Açıklanan dış ticaret verilerinde iç karartan gelişmeleri gözlemlediğimiz gibi, içimize su serpen değişimlere de rastlayabiliyoruz.
İyimser gelişmelerden başlayalım...
Öncelikle bizi mutlu eden gelişme ihracat hacmindeki yükseliş momentumu. Kriz etkisiyle rekor daralma yaşadığımız 2008 yılının son çeyreğinde ihracat yüzde 13,2 küçülmüştü. İzleyen çeyreklerde daralma katlanarak arışını sürdürdü. 2009'un ilk çeyreğinde yüzde 26,1 ve izleyen çeyrekte yüzde 34,7 daralmıştı ihracat hacmi. Sonra krize yönelik alınan önlemler paralelinde ihracat hacmi yeniden genişlemeye başlamıştı. Süreç Nisan ayında da devam etti.
Diğer sevindirici bir gelişme ise toplam ihracat içinde Avrupa ülkelerinin payının yeniden yükselmiş olması. 2010 yılı Nisan ayında AB'nin payı yüzde 45,9 seviyesinde kalırken bu yılın aynı döneminde oran 3 puanlık artışla yüzde 48,9'a çıktı. Hatırlayacağınız kriz öncesi dönemde ihracatın yarı hatta biraz fazla payını Avrupa ülkeleri alıyordu. Avrupa'nın payının düşmesi ihracatçıları yeni pazar arayışlarına yöneltmişti.

CARİ AÇIĞA BASKI

Tabii, yeni pazarlarında eklenmesi doğal olarak "yoğunlaşma riskini" düşürüyor. Türkiye'nin ihracat yaptığı bir ülkede ya da birkaç ülkede sorun olduğunda diğer ülkeler ihracatı kurtarabiliyor. AB'nin aslan payı almasındaki diğer kritik bir konu ise Türkiye'ye yakın olmaları. İhraç edilecek ürün yelpazesi yakınlık avantajı ile geniş tutulabiliyor. Oysa uzak bir ülkeye yapılacak ihraç malının taşıma ve sigorta maliyetleri rekabet gücünü ciddi şekilde düşürebiliyor. Bir de Avrupa ile "gelenekselleşmiş" bir dış ticaret uygulamamız var. Dolayısıyla, firmalar pazar payları düştüğünde yeniden yükseltmede zorlanmıyorlar. Daha açık bir ifadeyle, pazar payını korumak diğer bölgelere göre daha kolay oluyor. Deneyimler ve istatistiki veriler bu tezimizi teyit ediyor.
Gelelim bardağı boş tarafına...
Dış ticaret açığının yükselmesi cari açığa yukarı yönlü baskı yapıyor. Başta turizm gelirleri olmak üzere hizmetlerden elde edilen döviz fazlası dış ticaretin yükünü kısmen hafifletse de cari açık dış ticaret ile kaçınılmaz olarak yükseliyor. Bu yüzden enflasyonist baskı tam anlamıyla oluşmamasına rağmen Merkez Bankası miktarsal sıkılaştırma yapmak zorunda kalıyor cari açık yüzünden.

İTHAL OTO HAYRANLIĞI
Bardağın boş tarafında yer alan diğer bir konu, motorlu taşıtlardaki net ihracatçı konumumuzu kaybetmemiz. Artık ithal ettiğimiz otomobil, ihraç ettiğimiz otomobilden daha fazla. İthalat yapılan ülkelerin başında Almanya geliyor. Ürün olarak baktığımızda Almanya'dan çoğunlukla otomobil ithal ediyoruz. Almanya'dan yapılan ithalat geçen yıla göre yüzde 69 yükselmiş. Seçim sonrasında hükümetten bu konuda önlem gelebilir. Vergi artışına hazırlıklı olalım.
İthal malları içinde nihai tüketim mallarının payı halen yüksek seviyelerini koruyor; yüzde 13,1. Yüzde 70'ler ara mal ve kalan kısım sermaye mallarından oluşuyor. Sermaye mallarını, petrol ve doğalgaz gibi ara mal ve hammaddeleri çıkardığımızda kalan kısmı için, yerli üreticiler yerine o oranda yabancı üreticileri tercih edildiğini söyleyebiliriz. Zaten her fırsatta vurgulamaya çalışıyorum; bu yüksek büyümelerin yeterince istihdam yaratamamasının temel nedeni dış faktör bağımlılığıdır.
Son olarak dolar euro paritesindeki gelişmelerin dış ticaret açısından olumlu olduğunu ekleyelim. İthalatı dolarla, ihracatın büyük kısmını ise euro ile gerçekleştiriyoruz. Yani, euro kazanıp dolar ödüyoruz. Bu da net dış ticaret gelirimizin yükselmesi anlamına geliyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA