Teknik direktör Ersun Yenal, geçtiğimiz yaz bir teknede (kendi teknesi miydi?) çekilen fotoğraflarla magazin basınının manşetindeydi. Teknede kız arkadaşıyla olduğu iddia ediliyordu; o sırada Yenal, Fenerbahçe Futbol Kulübü'nün antrenörüydü. Bir grup arkadaşıyla tatil yapmaktaydı, teknede aralarında bir de şarkıcının bulunduğu üç kadından söz ediliyordu. Elbette haber yalanlandı Yenal tarafından, masum bir tatildi görüntülenen ve hiç kimse 'kız arkadaş' falan değildi. Bu anlatılana inanan da oldu inanmayan da. Ben Yenal'ın karısının ne düşündüğünü merak ettim en çok; karısına ne söylediğini. Ben kötü kalpli biriyim, fesatım; inanmadım Ersun Yenal'a. Erkeklere inanmam, Ersun Yenal'la şahsi bir derdim yok, fanatik Fenerbahçeliyim üstelik.
Konu sadece onunla alakalı değil, tüm Türk erkeklerinin ekseninde olduğu bir sorundan söz ediyorum. Erkeklerin kaç yaşına gelirse gelsin, duygusal zeka yaşlarının 14'ü geçemediğini söylerler. Doğru olduğuna defalarca şahit oldum; 4 yaşındaki yeğenim Ömer'den 44 yaşındaki abime; 24 yaşındaki iş arkadaşım Hasan'dan, 64 yaşındaki servis şoförümüze dek; hepsi aynı! Ya da sıkı durun; hepiniz aynısınız erkek milleti! Oh söyledim kurtuldum, bu gazla da devam edeceğim. Yanlışlıkla bir vazo kıran küçük erkek çocuk nasıl annesinden korkup "Hayıy, ben yapmadım" diyorsa, büyüyüp bir halt yediğinde bunun hesabını soran bir başka kadına aynı masum ifadeyi takınarak "Ben yapmadım" diyebiliyor. Yatağında bir kadınla uygunsuz halde yakaladığı kocası, "Vallahi kadını tanımıyorum, şimdi burada gördüm" diyeni kız arkadaşım anlatmıştı.
Biriyle konuşurken soru sorsanız aptallaşırlar ve aptallaştıklarında anlarsınız halt yediklerini; normal bir tonla ve mantıkla cevap veremezler. İnternette garip hareketlerle sayfaları açıp kapatan, akıllı telefonunun başında şapşal ifadeyle mesaj yazan, gelen mesajı hızlıca silip bir şey yokmuş gibi davranan erkek modelini tanımayan yoktur aranızda. Ne yaptıklarına değil de nasıl yaptıklarına takılır kadın; sorar! Vay sen misin soru soran, "Kiminle konuştun?" diye soran karısına "Asıl sen kiminle konuştun, ben soruyor muyum" diye höyküren erkek cinsleri var. Biliyorum, biliyoruz... "Bir başka kadına aşık oldum, ayrılmak istiyorum" demezler asla, giderler; kadını boşarlar ve hayatı kadına zehir etmeye devam ederler. Her hareketiyle karısını aldatan erkek 'psikoloji' için güzel bir örnektir. İncele incele bitmez. Yok arkadaşım, aldattığını itiraf eden bir adam görmedim duymadım. Sevgilisine/metresine "Karımla aramda yıllardır bir ilişki yok, sadece bir defa oldu, onda da çocuğumuz oldu, o yüzden ayrılamıyorum" diyen adam duydum mesela. Aldattığını söyleyen yürekli bir adam var mı aranızda? Olmaz tabii, yürekli adam aldatmaz çünkü ne karısını, ne kendini, çeker gider sevginin bittiği gün. Adam gibi boşanmak da bir erdem ama o erdemi gösteren adamdan boşanmak da ayrı mesele...
Olmuş bitmiş
*Kerem Bürsin, Kıvanç Tatlıtuğ'un yerini almış. Alamaz izin vermeyiz, boyu kısa bir kere.
*Gonca Vuslateri gün geçmiyor ki, yanında biriyle magazincilere poz vermesin. Kız herkesle arkadaş, inanılır gibi değil. Açılışta, davette, galada, maçta, sergide; Gonca her an her yerde.
*Şeyda Coşkun açıklama yapmış, "Bebeğimin adı Susam olmayacak". Olmazdı da zaten, susam kilo yapar...
*Aldatan koca için güzel bir haber gelmiş yargıtaydan. Bir davada karısını aynı kadınla ikinci defa aldatan koca için "aldatma sayılmaz" kararı çıkmış. Aynı şey kadın için de geçerli olacak mı gibi edepsizce bir soru sormak geldi içimden ama sormayacağım.
*Bir yarışma var, "Ben Bilmem Eşim Bilir" diye, eşlerinden nefret eden ve hiç hoşlanmayan çiftleri görüyorum şovda. Üzücü gerçekten de, komik bir yarışma kabul. Ama eşlerini yanında istemeyen, hatta hoşlanmayan, tatile ayrı ayrı gitmek isteyenler var. E kardeşim ne diye evlendiniz peki! Bir ömür hayat arkadaşlığı yapacaksınız ya, farkında değil misiniz anlamıyorum. Tamam, hemen kanal değiştiriyorum...