Gülay Atıcı Ertan, Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden mezun olmasına rağmen evlendikten sonra yerleştiği İzmir'de iş alanı bulamadı ve hobi olarak değerli taş toplamaya başladı.
Büyük bölümü yurtdışından getirilen taşlara şekil vermenin heyecan verici bir iş olduğunu keşfeden Ertan, daha sonraları Amerika'dan taş kesme makinesi getirdi.
Şimdi söz Gülay Atıcı Ertan'ın:
"Türkiye mücevherat sektöründe iddialı bir ülke olmasına rağmen malesef doğal taşlar konusunde tamamen ithalata bağımlı. Nihai amacım, Türkiye'de taş kesim sanatını geliştirerek, bu sektörü katma değer yaratan bir hale getirmektir."
* * *
Ertan, yurtdışından getirdiği taşları "meetpoint faseting" adı verilen ve Türkiye'de adı bilinmeyen bir teknikle kesmeye başladığını söylüyor.
Sanatçımız, doğal taşların kırılgan ve hata riskinin çok yüksek olması nedeniyle taş kesiminin sabır isteyen bir sanat olduğunu vurguluyor ve ekliyor:
"Ben bu işe ticaret amaçlı değil, hobi olarak başladım. Dünya genelinde bu sanata ilgi çok yüksek. Kendimi görebilmek amacı ile 2008 yılında ABD Taş Kesimciler Dernreği'nin düzenlediği yarışmaya katıldım. Bu yarışmanın 'pre-master' kategorisinde birinci oldum. Şimdi master sertifikalı 35 ustadan biriyim. Şu anda ağırlıklı olarak yurtdışından gönderilen değerli taşların kesimini yapıyorum. Hedefim adıma bir koleksiyon oluşturmak. Adıma oluşutaracağım marka aynı zamanda Türkiye'nin ilk işlenmiş taşlarla yapılmış mücevher koleksiyonunu oluşturacak."
Bir kent efendisi: İşte, Salim Çetin
1955'te Erzurum'da doğmuş ama ömrünü hep İzmir'de tüketmiş bir İzmirli kent aydını O! Hepimizden daha fazla bir İzmirliden, kent kültürüyle yoğrulmuş bir beyefendiden söz edeceğim bu kez...
Argoyu sanki hiç tanımamış biri. Her zaman bakımlı ve düzenli. Diş fırçasını bile her daim yanında taşıyan bir şehirli. İlişkilerinde ölçülü ve samimi. Centilmen, analitik düşünen, sürekli okuyan, dedikodulara bulaşmayan kültürlü bir kentli.
Öğretmen ve gazeteci. Ne var ki kısa sürmüş öğretmenliği. Kolay iletişim kuran bir insan. Ne de olsa okulunda okumuş. Ankara Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulu'ndan mezun. Türkiye'yi ve dünyayı yakından takip eden bir entelektüel. Zaman ve fırsat buldukça duygu ve düşüncelerini dergi ve gazetelerde de dillendiren sorumlu bir birey.
Ahmet Sarışın, Erdal İzgi, Muzaffer Tunçağ dönemlerinin Konak Belediyesi Kültür Müdürlüğü'nü yapmış olması da bundan!
Karabağlar ilçe olunca, Sıtkı Kürüm'ün de kültür müdürlüğünü yaptı.
Karabağlar'ın son Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu da bu görev için "Evet, Salim Çetin..." dedi.
Kısaca... Kabul görmüş bir kültür adamı o!
Şairlerle, yazarlarla, gazetecilerle, tiyatrocularla, bilim-spor ve müzik dünyasıyla iç içe bir yaşam ve kimlik...
Değişmez, tartışılmaz bir kültür sanat müdürlüğü! Salonların hıncahınç dolduğu, 3-4 gün süren şiir ve öykü günleri, onun müdürlüğünde başlamıştı.
Reşat Nuri Güntekin Edebiyat Günleri'nde onun imzasını gördük.
Özetle... Projeci, yaratıcı, üretken, çalışkan bir kültür müdürü olarak belleklerimizde yer aldı.
küpe
Gönüller silahla değil, sevgi ve yüksek gönüllülükle yenilenir.
Spinoza