Satışa sunulan ürünlerin modelleri, tasarımları ve işlevleri çok hızlı bir biçimde değişmektedir. Bir ürün, yenilik ve farklılık yapılmadan, yıllarca ilk günkü haliyle üretilirse o ürünün pazarda müşteri bulabilmesi artık kolay olmamaktadır. Bir başka deyişle pazarda her ürünün sınırlı bir ömrü bulunmaktadır. Öte yandan sadece ürünlerin değil, o ürünleri üreten şirketlerin de bir ömrü vardır. Bu nedenle insan kaynaklarının, şirketlerin ve toplumun değişime ve gelişmelere duyarlı olmaları gerekmektedir.
Sürekli gelişme sağlayamayan ve ürünlerini yenileyemeyen şirketlerin mevcut durumlarını sürdürmeye çalışmalarının bir yararı olmamaktadır. Başarılı olduğunu düşündüğümüz kimi geleneksel şirketler uluslararası pazarlarda öne çıkan yenilikçi rakipler nedeniyle geri planda kalmakta ve pazar paylarını kaybetmektedir. Tanınmış birçok eski şirketin bir bölümü bugün bu nedenle zor durumda bulunmaktadır.
Merak Etme ve Araştırma İçgüdüsü
Stratejik yönetim anlayışı şirketlerin sadece kendi verilerini değil sektörün tümünü kapsayan sistemi de göz önünde bulundurmalarını gerektirmektedir. İş dünyasına bütünsel bir açıdan bakmak zorunlu olmaktadır. Öte yandan iç pazarda ithal ürünler çeşitlenmekte ve giderek çoğalmaktadır. Sanayi kuruluşların yabancı şirketlerin haksız rekabetiyle karşı karşıya kalmamaları için özen gösterilmelidir. Yönetim ve üretim süreçlerinde yeniden yapılanmayı ve sürekli gelişmeyi gerçekleştiren kuruluşlar geleceğin başarılı şirketleri arasında yer alabilecektir.
Unutulmaması gereken önemli bir nokta da, rekabet gücünün sadece üretim gücüne bağlı olmamasıdır. Rekabet gücü özgün tasarıma, pazar araştırmasına, yaratıcılığa, müşteri tatminine, insan kaynakları yönetimine, mali ve teknolojik performansa da bağlı bulunmaktadır. Günümüzde insanlarda yenilikleri merak etme ve araştırma içgüdüsü ön plana çıkmaktadır. Öğrenen ve kendini yenileyen kimselerin edindikleri bilgi ve deneyimleri işlerine yansıtmaları ve performanslarını artırmaları da büyük bir önem taşımaktadır.
Türkiye'de sektör bazında sanayi kuruluşlarının dağılımı, teknoloji düzeyi, kapasite kullanım oranları ve yaşanan darboğazlar göz önünde bulundurulmalıdır. Avrupa Birliği ile bütünleşme sürecinde sanayinin emek verimliliğini artırmak, yeni üretim teknolojilerini uygulamak ve maliyetleri azaltarak küresel pazarlarda başarılı olmak ekonomimizin gelişmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Farklı Bir Gelecek
Yenilikçi ve inovasyona öncelik veren sanayi kuruluşlarıyla ülke ekonomisinin başarıya ulaşma şansı artmaktadır. Sanayi kuruluşlarının sadece yurtiçindeki rakiplerle değil dünyanın bir başka yerinde aynı işleri yapan kuruluşlarla da rekabet edebilmeleri gerekmektedir. Toplam kalite yönetimi uygulamaları ve tüm çalışanların kalite yönetim sürecine katılımı bu nedenle büyük bir önem taşımaktadır. Türkiye ekonomisi uluslararası pazarlara açılma süreci içinde bulunmaktadır. Yönetim sistemini geliştiren şirketler teknolojilerini ve rekabet güçlerini de geliştirebilmektedir. Şirketler farklı bir geleceğe hazırlanmak için kurumsal değişim sürecini tasarlamaya vakit geçirmeden başlamak zorundadır.