Teknolojide, ekonomide ve sosyal alandaki hızlı değişim ve gelişmeler insan kaynaklarında bulunması gereken nitelikler açısından da önemli farklılıklar gerektirmektedir. İş hayatı artık daha eğitimli ve daha yetenekli elemanlara ihtiyaç duymaktadır. Türkiye genç nüfusu fazla olan ülkeler arasında yer almaktadır. Öyle ki, ülkemizde yaş ortalaması 30 dolayında bulunmaktadır. Üst düzey yöneticilerin yaş ortalaması ise 50'li yaşları aşmaktadır. Çalışan elemanların fark yaratabilmeleri ve daha başarılı olabilmeleri için sürekli kendilerini yenilemeleri gerekmektedir.
Objektif Kriterler
Genç kuşakların yıllar boyu gördükleri eğitimi, sahip oldukları enerjiyi ve vizyonu çalıştıkları şirketlerdeki bilgi birikimi ve tecrübelerle birleştirmeleri büyük bir önem taşımaktadır. Genç kuşaklar artık performanslarının objektif kriterlerle değerlendirilmesini, nitelikli elemanlarla iletişim içinde olmayı, iş ve kariyer geliştirme konusunda duyarlı yöneticilerle birlikte çalışmayı, kendilerinin görüş ve fikirlerinin alınmasını da beklemektedir.
İstanbul Şehir Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Türker Baş önderliğinde Yeni İK Danışmanlık Grubu tarafından yapılan "Türkiye'nin İdeal İşyerleri Araştırması"nda ilgi çekici veriler elde edilmektedir. LinkedIn ve sosyal medya üzerinden 5.226 kişinin katıldığı bu araştırma kapsamında işyerlerinde çalışanların işe bağlılık, adanmışlık, memnuniyet durumu ve beklentileri incelemektedir.
Yapılan araştırma çalışanların yüzde 57'sinin işyerlerinden yakınlarına da tavsiye edecek derecede memnun olduğunu ve yüzde 52'nin de mevcut işyerinde daha uzun yıllar çalışmayı düşündüğünü göstermektedir. Öte yandan çalışanların yüzde 8'i çalıştığı şirketi sürekli kötülemekte ve iş arkadaşlarının performansının düşmesine de sebep olmaktadır.
Elde edilen verilere göre holdinglerde ve çeşitli işyerlerinde kurumsallaşmayla birlikte başlatılan yeniden yapılanma, katılımcı yönetim ve İK uygulamaları çalışanların memnuniyetini artırmaktadır. Anket verileri holdinglerde çalışanların memnuniyetinin KOBİ'lerde çalışanlardan daha yüksek olduğunu göstermektedir. Şirketlerde en büyük kesimi yüzde 60 ile "vasat çalışanlar" oluşturmaktadır. Bu kesim sadece kendilerine verilen görevleri yapmakta ve şirket için daha fazla çaba harcama konusunda isteksiz kalmaktadır.
Çalışanların işyerine bağlılığı ve aidiyet duygusu önemli ölçülerde karşılıklı güven duygusuna da bağlı bulunmaktadır. Çalışanların işyerlerine bağlılık oranlarının holdinglerde yüzde 46 ve KOBİ'lerde ise yüzde 55 olduğu görülmektedir. Buna göre KOBİ çalışanlarının işyerine bağlılığının holding çalışanlarından daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır.
Başarı Şansı Olmayan Yöneticiler
İşin inceliklerini yeterince bilmeyen, sektörü ve müşteriyi iyi tanımayan, rekabet gücü kriterlerine duyarlı olmayan, takım çalışmasını desteklemeyen deneyimsiz yöneticiler şirketlere yararlı olamamaktadır. Sektördeki yeni gelişmeleri ve küresel rekabet kurallarını izlemeyen, şirketi günlük işlerle ve olupbittilerle yöneten, iletişimi ve stratejik hedefleri kapalı kapılar ardında sınırlayan yöneticilerin artık başarılı olma şansları bulunmamaktadır.