• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ŞENER MUTER

Müşterilerin ve Paydaşların Güvenini Kazanma

sener.muter@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 25.09.2016, 00:00

Şirketlerin görevleri sadece ürettikleri ürünlerle ve yaptığı hizmetlerle sınırlı değildir. Şirketlerin topluma yönelik bir takım önemli görev ve sorumlulukları da bulunmaktadır. Topluma duyarlı olmaya ve sosyal hayatın iyileşmesine katkıda bulunmaya çaba gösteren şirketlerin sayısı her geçen gün artmaktadır. Yapılan bir iş ve yönetilen bir şirket ne denli büyük olursa olsun, müşterilerin ve paydaşların güvenini kazanma bilinci toplumsal sorumluluğun ilk adımını oluşturmaktadır.

Geniş Kapsamlı Sorumluluk

Müşterilere yakın olan ve toplumla bütünleşen şirketler daha sağlıklı pazar verilerine ulaşabilmektedir. Şirketlerin toplumla kurduğu iletişimi geliştirmesi ve geniş müşteri kitlesine ulaşabilmesi, olumlu iş sonuçlarının alınmasına yardımcı olmaktadır. Pazarlar geliştikçe ve küreselleştikçe iş dünyasında karşılıklı rekabet artmaktadır. Böylece şirketlerin toplumsal sorumluluğu her geçen gün daha geniş alanlara yayılmaktadır.

Şirketler yeni tasarımlar geliştirmek, yeni ürün ve hizmet üretmek, istihdam yaratmak, devlete vergi vermek ve varlıklarını sürdürebilmek için kâr etmek zorundadır. Bir başka deyişle kar edemeyen bir şirket topluma yeterince katkıda bulunamamaktadır. Şirketlerin sosyal sorumlulukları sadece üst yönetimin omuzlarında olmayıp, tüm çalışanları da kapsamaktadır.

Kurumsal sosyal sorumluluk konuları toplumun önemli değer yargıları arasında yer almaktadır. Her düzeyde eğitim, ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerin artırılması, tüketim davranışlarının bilinçlendirilmesi, sürdürebilir enerji, küresel işbirlikleri, yeni teknolojilerden ve yeni yönetim sistemlerinden yararlanılması konuları büyük bir önem taşımaktadır. Birleşmiş Milletler Teşkilatı'nın "Küresel İlkeler Sözleşmesi" ile ilgili etkinlikleri de kurumsal sosyal sorumluluk açısından yararlı katkılar sağlamaktadır.

Şirketler uluslararası pazarlarda küresel tedarikçi ağı içinde yer alabilmek için birbirleriyle yarışmaktadır. Küreselleşme sürecinde "ulus-devlet kavramı" değişime uğramaktadır. Bu nedenle küreselleşme sürecinde şirketler ayakta kalabilmek için ulusal kriterlerin ötesinde uluslararası kriterleri de göz önünde bulundurmak ve yeniden yapılanmak zorundadır. Bu değişim girişimcilerin ekonomik ve sosyal yönlerden daha güncel ve daha dinamik bir yapıya kavuşmalarını gerektirmektedir.

Sosyal bir Misyon

Kuruluşlar arasında gerçekleştirilecek bir iş birliğinin hangi ekonomik ve toplumsal sorunlara, ne gibi katkılarda bulunacağı konusunda fikir birliğine varılması yararlı olmaktadır. Ayrıca, gerçekleşen olumlu katkıların izlenmesi ve sürekli gelişme çalışmalarına öncelik verilmesi de önem taşımaktadır.

Küresel rekabet gücünün artırılması Ar-Ge, inovasyon, yeni tasarımlar ve yeni teknoloji uygulamalarıyla söz konusu olabilmektedir. Öncelikle insan kaynaklarının müşteri beklentilerini karşılama ve performansı geliştirme konularında güncel bilgilere ulaşabilmeleri gerekmektedir. Ayrıca küresel rekabetle baş etmeye çaba gösteren şirketler, kendi ülkelerinde ekonomik ve sosyal dengeler sağlanabilirse, daha başarılı sonuçlar alabilmektedir. Yöneticiler ve görevliler çalıştıkları kuruluşların toplumun bir parçası olduğunu ve yaptıkları işlerle sosyal bir misyon da üstlendiklerini hiçbir zaman unutmamalıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA