Engin Hepileri'yle ilk kez iki yıl kadar önce TRT Okul televizyonunda benimle röportaj yaparken birlikte olmuştuk. O zaman tanımış ve sonrasında izlediğim bir oyununda yetenekli bir tiyatrocu olduğuna tanık olmuştum. Bu yıl izlediğim diziler arasında yer alan "İntikam"ın da beğendiğim oyuncularından biri.
Mine Tugay'ı ise "Öyle Bir Geçer Zaman ki" dizisiyle tanıdım. Dizinin en sevdiğim karakterlerinden biri oldu. Onu izlemekten çok zevk alıyor, verdiği pozitif enerjiden etkileniyorum.
***
Evvelki Cumartesi evdeydim ve televizyondan 4. Antalya Televizyon Ödülleri'nin canlı yayınını izledim. Sunucuların Engin Hepileri ve Mine Tugay olduğunu duyunca yüzümde güller açtı ve ekranın karşısına keyifle oturdum.
34 kategoride 34 ödül verilecekti. Jüri seçimini 169 oyuncu, televizyoncu ya da yapım arasından yapacaktı. Bir ödül iki kişiye verilince 35 ödül dağıtıldı ve 134 kişi Antalya'dan ödülsüz döndü...
Ekran karşısında ilk düş kırıklığım Mine Tugay'dan geldi. O sempatik, o cıvıl cıvıl oyuncu yerini ürkek, kendine güvensiz, pasif bir sunucuya bırakmıştı. Üç saat boyunca gözünü elindeki anonsların yazılı olduğu kağıttan ayırmadı. Ne partnerine, ne konuklara, ne de ödül almaya gelenlere baktı. Sahnedeki görüntüsü "Benim burada ne işim var?" diye bağırıyordu. Razıydım anonsları kağıttan okumasına. Ama o başkaları konuşurken de kağıda bakmaya devam ediyordu.
Oysa eminim ki Mine Tugay, bir filmde ya da dizide başarılı bir sunucu rolü verseler o rolü mükemmel canlandıracak yetenekte bir oyuncu. Keşke bu görevi aldığında "Ben şimdi başarılı bir sunucuyu oynayacağım" diye düşünseydi ve kendini o sahnede rol yapan bir oyuncuyla özdeşleştirseydi. O zaman gecenin en başarılı isimlerinden biri olabilirdi.
Kendisinden ricam yayının kaydını bulup baştan sona izlemesi. O zaman bir sunucunun nasıl olmaması gerektiğini kendi gözleriyle görecektir. Yayın biterken sahneden kaçışı bile "Ben bu işe nasıl girdim" pişmanlığını anlatmaya yeterli. Oyuncu olarak severek izlediğim bu sanatçıyı çok kötü bir sunucu olarak görmenin üzüntüsünü yaşadım.
Görevini iyi bir şekilde yapan Engin Hepileri, partneri rahat ve uyumlu olsaydı belki çok daha ışıltılı bir performans sergileyebilirdi. Sanırım o da Mine Tugay'ın paniklediğini farkedip sonlara doğru inisiyatifi eline almayı tercih etti...
Bir köşe yazarı ödül törenini anlatırken şöyle yazmış: "Engin Hepileri ve Mine Tugay son derece başarılıydılar. Gereksiz konuşmalar ve espriler olmadan da bir törenin sunulabileceğini gösterdiler."
Kendisi sanırım salondaydı ve ekrandaki Mine Tugay'ı görmedi. Ondan da ricam yayın bantını izlemesi. Evet sunucular gereksiz konuşma ve espri yapmadılar ama bir tanesi okullarda ders olarak gösterilecek "Bir sunucu nasıl olmamalı" konusunun en mükemmel örneğiydi...
***
Zaman zaman izlediğim "Muhteşem Yüzyıl"da mükemmel bir performans sergileyen Meryem Uzerli çok dobra konuşmalar yapmaya devam ediyor. "Drama Dizisi En İyi Kadın Oyuncu" seçilen Uzerli, annesinin Alman olmasından dolayı Türkçeyi bir yabancı aksanı ve vurgulamasıyla konuşuyor. "Hürrem" rolünde bu kendisine büyük avantaj sağladı. Açıklamalarında da sert eleştirilerini daha sempatik hale getiriyor. Dizilerimizin çok gereksiz bir biçimde uzun çekilmesinden dert yanarken "Böyle bir manyaklık yok" demesi de salondaki ve ekran başındakilere kahkaha attırdı...
***
İzleyebildiğim dizilerde beni en çok mutlu eden müzikleri yapan arkadaşların fevkalade başarılı besteleri ve oyuncu seçimlerindeki isabet.
Pazartesi akşamları kaçırmamaya çalıştığım Karadayı'da başta Kenan İmirzalıoğlu ve Bergüzar Korel olmak üzere tüm kadro çok başarılı...
34 kategoride seçim yaparken jürinin çok zorlandığına eminim.
