Brüksel'den önce bir İstanbul Turu

Brüksel'den (ki haftaya size bol bol anlatacağım) İstanbul'a gelir gelmez, eski arkadaşım Feza (Kircal) ile soluğu Nişantaşı turunda aldık. Şaşırdım her yer bomboştu. Herhalde yılbaşı ertesi diye. Biz önceden gitmeye karar verdiğimiz Midpoint'e geçtik. Ne yerinde bir kararmış. Ağzına kadar doluydu. İyi maldan anlıyor kişiler. Dışarısı iyice kalabalıktı. Tabii ki sigara olayının da çok etkisi var. Yemekler çok lezzetli ama tavuk graten, köfte ve çikolata suflesi bambaşka. Bu arada bize servis yapan arkadaşın son gecesiymiş. Boğaz'da açılacak 'Kaşıbeyaz' restoranına başlıyormuş.
BANA GÖRE DEĞİL
Murat'a 'hayırlı olsun', 'Nişantaşı by nigh' yapalım dedik. Turumuza devam ediyorduk ki sabah Phuket'ten dönen Selma'm aradı. Hep söylerim, şu benim dostlarım bir tanedirler. Beni her zaman mutlu etmişlerdir. Hemen "w" ya gelmemi söyledi. Her şeyden evvel benim için bu yıl favori yer burası, "W". Ambiansı, dekoru, müziği ve en mühimi gelenleri. İstanbul'da benim tarzıma uyan tek yer bu sezon diyebilirim. Bir de Brüksel'e gitmeden bir gece evvel Bahar-Ozan Şer, Hasan Şer, Hayri abim (Yazıcı) ile gittiğim Cipriani... Bence favorilerden biri. Zaten hiç yer yoktu. Orada rasladığım uzun zamandır da ancak telefonla görüştüğümüz Eren'le (Yorulmazer) ne hasret giderdik anlatamam. NY'ta bol bol gittiğimiz Cipriani geldi aklımıza. Çok keyifli bir gece geçirdim, giderayak. Kimsenin günahını almayayım, bir iki kulübe gittik, girmemizle çıkmamız bir oldu. Hani vardı ya "eller havaya" kızlarımız, aman o ne kıyafetler, o ne saçlar, o ne eğlence tarzı, o ne delikanlılar... 1975'ler hani, yeni yeni çıkmıştı özentiler, şimdi iyice oturmuş, belki ben çok yaşlandım, belki tarzım değişti (o zaman da sevmezdim ya) ne bileyim fena işte bana göre. Bir de ünlüler aralarda...
KUTLAMA GECESİ
Ne ise gelelim "W" gecemize. Kimler yoktu ki, Luset-Mustafa Taviloğlu, Ronit Gülcan, Cem Hakko, Mustafa Toner, Şebnem-Celal Çapa, Güliz Onursal, Ayşen-Hüsnü Özyeğin, Zeynep Sicimoğlu, (Ayhan sicimoğlu yeni CD sinin çalışmaları olduğu için gelememiş) Mehveş-İskender Pisak, Zeynep-Osman Çarmıklı, Bettina Mahler, Yasemin-Jeffy Kamhi, Selnur Çiftçi, Berna Tokar, Samim, Abdullah Oğuz, Ersoy Çetin daha kimler kimler. Bu gecenin tüm tertiplenmesi Mustafa Toner'e aitti.
Başarısını dünya literatürüne geçiren kanser kelimesinin anlamını bulguları ile hafifleten kardeşi Mehmet Toner şerefine verdiği bu gecede mutluluktan uçuyordu. Anneleri, yakın akraba ve dostları ile kardeşinin başarılarını kutlayan Toner'ler gece yarısı ayrılmak zorunda idiler. Birbirinden büyük başarılara imza atan Mehmet'leri Amerika'ya dönüyordu. Dediğim gibi beni hep mutlu eden dostum Selma'm (Türkeş) yine dostluğunu yaptı, benim bu değerli kişi ile tanışıp görüşmemi sağladı.