• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

BESİM KAZADO

Roma'da minik bir gece turu

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 31 Ocak 2012
İspanyol Merdivenleri ve Aşk çeşmesi geceleri de cıvıl cıvıl... Etrafında ise dünyanın her yerinden gelen ziyaretçilerin oluşturduğu bir sokak korosu var... Neşe veren rahatsız etmeyen...

'İnsan kuş misali' derler ya, hakikaten bu doğru bir laf. Yeter ki isteyin. Güney Afrika'dan döndüm ki yılbaşı, ev işleri, yeni yaz projeleri derken benim kızım yerinde sevdiğim Selin'im 'yok miller var, yok şu an İtalya'da defileler var, yok tüm ürünler yarı fiyatına...' Hepsi bahane seyahat şahane yolundan giderek, (bana seyahat de) kendimi İstanbul havalimanında buldum. Uçağa binerken 'keşke başka bir ülke olsa idi de, yazacak güzel yerler görseydim' dedim. Selin de benim hep dediğim gibi 'Yıllardır gezilerin dışında İzmir, İstanbul'dan devamlı bahsediyorsun. Hep de apayrı mevzular, İtalya'dan defalarca bahsetsen de yine de yeni yerler keşfedersin' dedi. Doğru da demiş. Hele hele Roma'yı ilk yazacağıma göre.
THY'nin gözardı edilemeyecek rahat ve kaliteli uçuşuyla Roma'ya indik. Buraya daha evvel geldiğim ve şehri bildiğim için aklımda kalan merkez İspanyol merdivenleri ve Pantheon bölgeleri idi. İkisi de yürüme mesafesinde. Roma'da az kalacağımız ve Selin'in ilk Roma'sı olduğundan burayı seçmek en akıl karı karar idi. Yoksa Roma çevresinde o kadar otantik, romantik dekorlar içinde butik oteller var ki onlara gitmeyince buralara gelmiş sayılmıyor. Buraları ve bu dünya çapındaki metropolü canım Gülengül'üm ve İzmir'in birbirinden değerli elit hanım grubu çok ama çok iyi bilirler. Hatta oralardan Gülengül'e attığım mesaja "ah Roma'yı benim için de gez" diye cevap geldi. (Kendisi bir kaç gün evvel o çok şeker grubu ile oralarda olmasına rağmen.)
Alandan çıkınca hani Milano olsa hemen trenime binerim, ama burada gel aslanlar gibi taksimize benelim dedik. Hemen şöför arkadaş adresi verince arabaya yönlendirdi bizi. Arabada bir aile vardı, hadi günün gidişatına bırakalım kendimizi dedik. Bir çift daha geldi. Neşe içinde şehir merkezine doğru yol aldık. Tüm taksiler gideceğiniz mevkiye göre hani bizim dolmuş statüsünü uyguluyorlarmış. Hiç sorun bile olmadı. O kadar güle eğlene geldik ki sebebini bile sormadık. Kalacağımız, İzmir'den rezervasyonumuzu yaptığımız Hotel Diplomatic'e geldik. Bize balayı odasını ayırtmışlar. Onlar da biraz afallayınca neşemiz resepsiyondan başladı, öyle de bitti.
Hiç vakit kaybetmeden otele geliş yolunda geçtiğimiz o ışıl ışıl sokaklara minik bir ziyaret turu yaptık. O daracık eski devirlerden kalma taşlarıyla bezenmiş, yanyana hediyelik eşya dükkanları arasındaki restoranların önünde "burda mı yesek?" diye Selin'nin her sorusuna" sabret bir de Pantheon'a gidelim, sonra pişman olma" diye cevap vermekten hiç usanmadım. O minik butikler, pastaneler ve de o insan seli Roma'nın ayrı bir özelliği.
Ve Pantheon... Geçen ziyaretimden o kadar güzel bir hatıralarım kalmış ki, kendimi çok iyi bildiğim bir yerde gibi hissettim. Hava serin olduğu için sadece 3 restoran açıktı, bir de un mamulleri yapan bir pastane var ki meydanda size kelimelerle tarif edemem. Bu meydanda bir de unutamadığım bir market var. Kapısına baktığınızda "burada süt bile yoktur" dersiniz. İçeri girdiğinizde 4 yıldızlı süper markette bile bulamayacağınız malzemelerle karşılaşıyorsunuz. Hazır ev yemeklerinden, aklınıza bile gelemeyecek şarküteri çeşitlerinden, şampuana, dünya şaraplarından mutfak ihtiyaçlarına kadar her şeyi bulabiliyorsunuz. İçerisi herhalde iki sokak arkaya uzanıyor. Tabii ki akşam otelde tv safam için renkli yoğurtlarımı hemen alıverdim. Yoğurtlarım ve kruvasanlarımızla Pantheon Meydanı'ndaki 'Da Rienzi' restoranın dışarıdaki masasına yerleşiverdik. Hakiki bir İtalyan yemeği pek uydu dekora. Meydandaki devamlı değişen kalabalığa bir ara Selin dedi ki "Ne kadar çok insan gelip gidiyor, hatta şarkılar söylüyor. Dikkat ettiniz mi, hiç gürültü kirliliği yok." Hakikaten fark ettim, doğru idi. O çok olay haline gelen İstanbul Beyoğlu ve Tünel arka sokaklarından yürüyerek bile geçmenizde kulaklarınızı kapatmak istiyorsunuz. Sadece kendiniz bağıp çağırıp eğlenince burada insanların ne kadar rahatsız olduğunu fark ediyor, böyle de eğlenilebiliyor diyorsunuz.
Tam önümüzdeki antik havuzlu çeşmenin önünde e biz de o yüzlerce kişinin yaptığını yaptık. Poz poz resimler çektirip gece turumuza devam ettik. Yolları bilince çok yakın olduğunu göreceğiniz meşhur 'Aşk Çeşmesi'ne arka sokaklardan giderseniz hele bir de hafta sonuna denk gelirse grup grup insanların bistrolara, kulüplere gitmek için sokak sokak dolaştıklarını görür, mutlaka siz de bir kafeye girip espresso'nuzu veya grappa'nızı içmek için mola verirsiniz.
24 saat ziyaretçileri ile dolup dolup boşalan aşıkların çeşmesine gelince Roma'da olduğunuza bir kez daha kanaat getiriyorsunuz. O birbirilerine ayrılmamak üzere sarılan mutlu çiftleri, yolculuk eden kafileleri, çocuklu aileleri, bekarları, kısacası dünyanın dört bir yanından gelen neşeli insanları burada görebiliyorsunuz. Hepsi ayrı yerlerden apayrı dünyalardan ama onları benzer yapan iki şey var. Hepsinin bol bol resim çektirmesi ve hepsinin mutlaka çeşmeye para atmaları. İki anlama geliyormuş para atmak, biri sevdiğinizden ayrılmamak, diğeri de en erken zamanda buralara dönmek... İtalyan bir hanımla konuşurken buradaki paraları biri toplarsa seyahat masrafını çıkarabilir deyince kahkahalarla güldü, "Ne seyahati, dünya seyahatine çıksa bir de o kadar bankaya yatırır" dedi, meşhur Fontana Trevi'de....
Trevi çeşmesinin etrafındaki dükkanların çoğu gündüz akşama kadar deli gibi dolup taşıyor. gece açık olan dondurmacılar, ki bildiğimiz o tadına doyum olmayan yumuşak cins dondurmaların merkezleri kuyruk.
Bol bol resim çekip (ki sadece kendi resimlerinizi değil mutlaka ziyarete gelenlerin ricaları üzerine onları da çekiyorsunuz tabii ki..)
Buraların en kalabalık caddesi Via Del Corso ve markaların sıralandığı Via Condotti'yi şöyle bir geçtik, ki önümüzdeki günlerde bol bol bahsedeceğim buralardan. Bu renkli caddenin hemen devamındaki minik köprüden geçer geçmez otelimiz önümüzde idi. Burayı ayırtmamdan ve de yarın anlatacağım şehir turundan anladım ki seyahat olayını çözmeye başlamışım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.