Besim Kazado

New York'ta derbi heyecanı bir başka

Buradaki coşku görülecek bir şeydi. Hatıra resimleri, şarkılar, bir yandan telefon trafiği... Harika bir neşe yaşandı Fenerbehçe Galatasaray maçında
Bir hafta geçti ve yine köşemde sizinle birlikteyim. Umarım hepinizin keyfi yerindedir. İzmir pazarını da özlemedim değil. Pazar kahvaltısından bahsetmişken geçen hafta gittiğim bir brunch'ı anlatmadan geçemeyeceğim. Benim hep bahsettiğim Conneticut'lı dostlarımdan güzeller güzeli Müge'm ile Turkish Kitchen'a pazar brunch'ına gittik. Daha evvel de bahsetmişlerdi ne kadar zengin bir büfe açıldığını...
Dekoru, servisi ve menüsü ile rakiplerinden çok ön sıralarda olan bu Türk restoranının sahibi Ilgar Peker'in tüm mutfak ve servisle bizzat ilgilendiğini duydum ve daha önce gittiğimde çok da başarılı olduğunu gördüm. Süper soğuk ve sıcak çeşitleri sundukları büfede çorbadan, simite, somondan böreğe, et, tavuk yemeklerinden kebaba, nefis Türk tatlılarına kadar yok yok. Biz de her tadın hakkını verdik.
Brunch'tan son sürat takımdaşlarımın (uydu galiba takımdaş), olduğu sadece olduğu değil davul zurna ile coştuğu Ali Baba Restoran'a geçtim. Geçtim ama elimde telefon heyecanla izledikleri FB-GS maçının bitmesini bekledim. Hani bir yanlışlık olur da bir gol yersek benden bilmesinler diye. Fanatikler değişik olurlar bilirsiniz.
KADINLAR GÜNÜ MİTİNGİ
Dolaşıken hemen yan sokaktaki Birleşmiş Milletler'e giden sokaktır büyük bir kalabalık dikkatimi çekti. Kadınlar Günü mitingiymiş. Kurulan sahnede dünyaca ünlü kadın ve erkekeler bu günün manasını içeren konuşmalar yapıyordu ve muazzam bir neşeli çoşku vardı. Kalabalığın içinde öne çıkan bir grup elindeki pankartlarla dikkatimi çekti. Türk kızlarımızdı, onlarla biraz konuştuktan sonra gol attığımızı öğrendim ve FB'lilerin yanına geçtim.
Buradaki coşku görülecek bir şeydi. Hatıra resimleri, şarkılar, bir yandan telefon trafiği... Harika bir neşe yaşandı. FB'li olmama rağmen tüm GS'lileri ve de tüm kardeş takımları tebrik ediyor ve de her zaman birlik içinde olmamızı diliyorum. Hele hele yurt dışındaki kardeşlerimiz arasında.
Hafta başı gönlüm açıldı kendi kızım gibi gördüğüm Arzum (Yüksel Uzel'in kızı) geldi bana. O da benim gibi sabah uykusunu pek sevmediği için 14 saatte Güney Afrika'dan gelmesine ve de pek uyumamasına rağmen atıverdik sokaklara kendimizi. İş görüşmelerimizi hallettikten sonra buluştuk. Her zamanki gibi benim değil burada oturanların bile bilemediği yerlere götürmeye başladı beni.

İLK KEZ BAHARDA
Bir ordan bir burdan konuşuyoruz ama her mektubumda bir şovu yazmam gerekiyor bana göre. Daha yeni başlayan, sımsıcak bir gösteriyi anlatmak istiyorum. Adı üstünde 'Spectacular'. New York'un en bilinen gösterilerinden 'Christmas Spectacular' vardır. Buranın da en çok bilinen gösteri merkezi 'Radio City'de Noel zamanı 1 aydan uzun süre, günde en az 4 veya 5 kez sergilenir bu muhteşem gösteri. Bu çok renkli event'e bilhassa ailece gelenleri görmek çok zevkli oluyor. Şık şık giyinip senede bir kez yapılan bu gösteriyi çocuklarına göstermek için anne-babalar yarışır. İşte bu geleneksel şovda NY'un geleneksel gösterisi aynı bacak boyları ile birbirinden güzel 40 kadar kız 'the Rockets' yıkar geçer ortalığı. Bu özel günlerdeki özel gösteri ilk defa bahar aylarında yepyeni eventlerle sunuluyor. 3 boyutlu gözlüklerle izleyeceğiniz sahnelerden bileklerinize bağlanan ışıklı bandlara kadar süper dijital dekorlarla bezenmiş bu muhteşem gösteriye ' Unique Settinsg'deki arkadaşlarım ve Demet Sağıroğlu ile gittik. Çok eğlendik. Tavsiye ederim.

Çikolata cenneti
Max Brenner çikolata kültüründen bahstmeden geçemeyeceğim. Koskoca bir pastane düşünün girişte dev, biri beyaz biri sütlü kahve çikolatanın karıştırıldığı kazanlar var. Bu kazanlardan çıkan borular tepeden dolaşıyor ve bara ulaşıyor. Barda arıtılmış saf çikolata olarak cam fanuslara ayrılıyor. Mekanda satılan çikolata çeşitlerini tarif etmem imkansız. Biz 4 çeşitle kurtardık. Bir de orada oturup salatadan tutun sandviçe kadar her şeyi tabii bir de çikolatalı her tür tatlıyı yiyebiliyorsunuz. Giderseniz kolay gelsin.

Dostlarla buluştuk
Bu arada Türkiye'den gelen eski arkadaşlarla hasret gideriyoruz. Mesela Ege... Sesi ve bir o kadar sevdiğim esprileri ile Ege süper bir arkadaştır. 3 gün için geldiği NY'ta kısa vaktimize çok güzellikler sığdırdık. Gittiğimiz Astoria Rum restoranlarından birinde aramızda Türk gecesine çevirip şahane bir mini konser bile yaptı kardeşim. Böylece bol bol Ege dinledik. Hem kimsenin duymadığı yeni şarkılar hem Ege klasikleri hem de azıcık olsa da Tanju Okan'ı andık...
Şu anda arkadaşlarım Melek Boz ve Neslihan Yargıcı geldiler. Miami ve Colombia Bagoda'dan. Neler anlatıyorlar, süpermiş. Biraz daha bilgi edineyim size de aktaracağım. Sevgi ile kalınız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.