• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Herkes farklı yaşlanıyor FİLİZ İÇKE ÖNAL

Herkes farklı yaşlanıyor

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01.03.2018, 00:00

Her ne kadar Dünya Sağlık Örgütü 65 yaş ve üzerini işaret etse de, yaşlılık çok "kişiye özel" bir durum aslında. Günlük faaliyetlerin ne kadar kısıtlandığıyla, sağlık sorunlarıyla, kişinin nasıl hissettiğiyle alakalı. 85 yaşında zihni pırıl pırıl, hala aktif hayatın içinde yer alan büyüklerimiz var. Buna karşılık 60'larının başında olup eve kapananların sayısı da az değil.
Geçtiğimiz hafta kaldığımız yerden devam edelim ve yaşlıların ruh sağlığından bahsedelim istiyorum bugün. Yıllar önce röportaj yaptığım Doç. Dr. Çağrı Yazgan, çağın hastalığı depresyonun yaşlılarda da sıklıkla görülebileceğine işaret etmiş ve "Evden çıkmayan, mevcut hastalıkları ile ilgilenmeyen, gündelik işlerini yapmayan/yapmak istemeyen, geleceğe dair hiçbir beklentisi kalmayan yaşlıda bu durum yaşlılıktan değil, depresyondan kaynaklanıyor. Depresyonun ilaçlarla etkin tedavisi ise yaşlıda 'yeniden hayata dönüş' anlamına geliyor" demişti.
Evet tıpkı çocuklar, gençler ve yetişkinler gibi yaşlılar da depresyona giriyor.
Tedavinin en büyük zorluğu; ilaç dozlarının diğer yaş gruplarına göre daha yavaş yükseltiliyor olması. Doç. Dr. Yazgan'a göre burada önemli olan; dozu yavaş yavaş yükseltmek ve etkinin geç ortaya çıkabileceğinin bilincinde olmak. Gençlerde ilaç tedavisinden 3-4 haftada sonuç alınırken, yaşlılarda bu süre 6-8 haftaya kadar uzayabiliyor. Bu nedenle sabırlı olmak çok önemli.
Gençlerde depresyon tedavisinden beklenti; kişinin bir an önce işine, gündelik faaliyetlerine dönmesi. Yaşlıda beklenti ise; günlük yaşam aktivitelerini, özbakımını devam ettirmesi, yemeğini yapması, evine bakması, yatıp/eve kapanıp kalmaması, sosyal ilişkilerini sürdürebilmesi ve tıbbi sorunlarına gerekli ilgiyi gösterebilmesi. Bu kısım önemli, çünkü depresyondaki yaşlılar şeker, tansiyon gibi hastalıkları ile de ilgilenmeyip ilaçlarını düzgün almadığı, diyetine dikkat etmediği için depresyon bu yönüyle de sağlığı bozuyor.

ELDE VALİZ EV EV GEZDİRMEYİN!

Biliyorsunuz, ülkemizde artık yalnız yaşayamayacak kadar yaşlanan anne ve babaların, çocuklarının evinde birer ay bakılması gibi yaygın bir uygulama var. Açıkçası aile büyüklerinin elde valiz, evden eve turist gibi gezdirilmeleri yüreğimi burkuyor. Yaşlıya da iyi geldiğine falan inanmıyorum. Bunu doğru bulup bulmadığını sormuştum Doç. Dr. Çağrı Yazgan'a. Şöyle yanıtlamıştı:
"Doğru bulmuyorum. Her şeyden önce bu durum, yaşlının kendisini çok kötü hissetmesine yol açıyor. Böyle bir görev paylaşımı, adaletli olmak adına yapılıyor ama uzun vadede sorunlar çıkıyor. Yaşlının her çocuğu ile ilişkisi aynı olmuyor.
Mutlaka favori ve favori olmayan çocuklar var. Sıra ile bakım yerine, aile büyüğü durumu en uygun çocuğunun yanında kalmalı. Bu işe gerçekten gönüllü olan kardeşe türlü kaynaklar sağlanabilir.
Maddi destekte bulunulabilir, bakım için bir yardımcı tutulabilir. Sonuçta herkesin mutlu olacağı bir plan oluşturup uygulamak kolay değil ama imkansız da değil."

SIMSIKI TUTUN HAYATTA!

Bu fotoğrafı dün sabah çektim. Tam da kafamda bu yazıyı evirip çevirirken fark ettim teyzeyi. Tartan pistte yürürken bir eliyle bastonundan yardım alıyor, diğer eliyle şemsiyesini tutuyordu. Ne fiziksel kısıtlılığı ne de yağan yağmur... Yaşama sevinci, yaşamak isteği böyle bir şey işte.
Hayata sıkı sıkı tutunmak böyle bir şey...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA