Filiz İçke Önal

Bir çocuğu anne ve babasından korumak

Her çocuk, anne ve babasının sevebilme yeteneği, aklı ve vicdani sınırları içine doğar. Dünyadaki ilk bahçesi burasıdır. Şanslı olanlar, sevgi ve güven ortamında büyüyüp serpilir. Her şey güllük gülistanlık olmasa da, o yerde bütün "az"lar, "yetmezler" avutulur. Peki ya şanslı olmayanlar... Siz bu satırları okurken bakın neler oluyor o çocuklara:
Sokaklarda mendil, su satıp parasını eve getirmeleri bekleniyor. Her türlü taciz, tecavüz ve şiddete açık ortamlara çıplak ayaklarla salınıyor bu çocuklar. Hem de öz be öz anne ve babaları tarafından!
Ya da binlercesi evinin güvenli (!) ortamında kendi adından çok "Allah'ın cezası" cümlesini duyuyor. Süreğen bir duygusal/ fiziksel şiddete maruz kalıyor.
Karı-koca çekişmelerinin ortak malzemesi yapılıyor kimi çocuk. Anne babayı, baba anneyi kötülüyor. O çocuk ne mi hissediyor?
Bir yarısı (ebeveynlerinden biri), diğer yarısını kötülediğinde benlik saygısı karpuz gibi ortadan ikiye ayrılıyor.
Hani akıl ve vicdan dedik ya başta...
Bunlar varsa her ebeveyn, iyi niyet ve öğrenmeye açık bir zihinle zorlukların üstesinden geliyor bir şekilde.
Ama ya akıl ve vicdan terk ederse?
İşte o zaman korkunç şeyler oluyor.
Korkunç.
Alın size bir anne ve bir baba:
İstanbul'da Nezir Türkoğlu 9 yaşındaki oğlu Yiğitcan'ı, KKTC'de Bilge Lord Kunduracı 7 yaşındaki oğlu Ercan'ı bıçaklayarak öldürdü. Türkoğlu ağırlaştırılmış müebbet hapis ve 35 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Her iki cinayetin ortak noktası, eşle yaşanan sorunlar. Olan bitenin acısını karşı taraftan çıkarmaya çalışmanın histerik şiddeti, bir çocuğu öldürmeye kadar varmış işte.
"Vicdansızlar" diye haykıralım, beddualar yağdıralım. Sonuç: SIFIR.
Şiddet, istismar, hatta cinayet... Çocuklar bunlara maruz kalıyorsa, tek çözüm var:
O masumları gerektiğinde kendi anne ve babalarından da korumak. Suçu oluşmadan önlemek... Hukukçu değilim yargılayamam, psikolog değilim ruhsal çözümleme yapamam.
Ama bir vatandaş olarak sosyal hukuk devletinin ilgili tüm kurumlarının harekete geçmesini talep edebilirim. Talep etmeliyiz.
Çünkü biriz ve bütünüz. Her birimiz kendimizden ve evimizden olduğu kadar, sokağımızdan, mahallemizden, şehrimizden, ülkemizden ve nihayetinde dünyada olup bitenden sorumluyuz. Akıl ve vicdanın olmadığı her ortamdan bu çocukları çekip çıkarmak ortak görevimiz.
Hatta bir anne olarak isterim ki; bir gün akıl veya vicdandan yoksun kalacaksam, mevcut sistem çocuğumu benden de korusun.
Türkoğlu'nu yargılayan mahkeme başkanının, kararı açıklarken söylediği "Keşke böyle bir olay yaşanmasaydı" sözlerini çok anlamlı ve samimi buluyorum. Ama...
Bir yandan da hukukun temsil makamlarından böyle çaresiz ifadeler yerine, bugüne ve yarına güvenle bakmamızı sağlayacak yasalar/uygulamalar/kararlar bekliyorum.
"Keşke" ile başlayan cümlelerimiz, yerini "İyi ki"lere bırakmalı. Hemen ve şimdi...
Çünkü, çocukların aileden başlayarak kendilerini her ortamda güvende hissetmesi, hepimizin boynunun ortak borcu.
Son sözüm ebeveynlere; birbirinize olan kin ve öfkenize çocuklarınızı alet etmeyin.
Bir ömür boyu taşıyacakları lanetli bir miras bırakmayın onlara...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.