• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
MÜZİĞİNİ YAP, KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM HAKAN URGANCI

MÜZİĞİNİ YAP, KİM OLDUĞUNU SÖYLEYEYİM

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 29.05.2016, 00:00
Televizyonda bir ödül töreni izlerken bir aydınlanma geldi üstüme...
Ödül alanlar sahneye çıkarken çalan fon müziklerinin hemen her organizasyonda aynı olduğunu farkettim.
Her yıl hangi müzik moda olursa o kullanılıyordu. Örneğin 2003 yılında 'Karayip Korsanları' filmi popüler olduğunda, onun meşhur ve yüksek ritmli müziği böyle organizasyonların olmazsa olmazıydı. Bu müzikler hem beğenilme garantili, hem tanıdık, hem batılı, hem hızlı yürüyüşe uygun ritmli, hem de gaza getirici oluyordu. Belki tek sorun, bu tür epik filmlerin nadiren çıkması, dolayısıyla çok büyük bir pazarda aynı müziğin tekel oluşturmasıydı. Bundandır ki, bazen düğünde misiniz, bakanlık protokol imza töreninde mi, karıştırabiliyordunuz.
2011'e gelindiğinde en popüler fantastik serisi, 'Game of Thrones' dizisi oldu. Onun daha duygusal ama zamana zaman ağırlaşıp zaman zaman hızlanan tema müziği (Ki karakteri Hababam Sınıfı'nın müziğine benzer. Yavaş çalarsanız duygusal, hızlı çalarsanız heyecanlı olur) popüler oldu. Bu kez hem gelin-damat, hem bayi toplantılarında ödül alanlar, hem üst düzey bürokratlar aynı tempoyla yürüdüler sahneye...
Biz bir merasim toplumuyuz. Biz tören yapma fırsatını kaçırmayız. Gazoz kapağına 'açılış' düzenleyip, kapı gıcırtısına oynayan milletiz. Hepsi güzel de, müziksiziz işte!
Neden bu tip müzikler için hep batıya muhtacız? Ay mekiği değil ki bu teknolojimiz yetmesin, müzik sonuçta! Enstrümanımız mı yok, müzsiyenimiz mi, orkestramız mı?
Hepsi zibil gibi...
Anladım ki bunlar yetmiyordu. Böyle besteler yapmak için kültürümüzün de uygun olması gerekiyordu. Şöyle bir baktım, müzik kültürümüze..
Olumlu duyguları, aşkı bile aşk gibi anlatmak değil, sitem etmek geliyordu içimizden.. Biz her acının tiryakisi olmuştuk. Sadece arabesk kültüründen söz etmiyorum. Biz acılı türkülerde bile göbek atan millettik. Yani genetiğimiz acıyla beslenme üzerine öylesine yoğrulmuştu ki, hem ağlayıp hem oynayabiliyorduk. Ağıt ve sitem, doğu toplumlarının, biat eden, kabul eden, sineye çeken ama acısını da sızdıran toplumların tek dışavurum aracıydı. Bizdeki kültür sitem kültürüydü. Kaderimizse çeker'dik. Hem ağlar hem gider'dik. Yüksek yüksek tepelere ev kurmuşlar, hazine arazisine çit çekmişlerdi. Çirkini söyletmiş, güzelim kızı hayvan gibi ağlatmıştık biz.
Oysa batı, başarı toplumuydu, gaz toplumuydu. Yetinen değil azmeden, söylenen değil yapan, biat eden değil isyan eden toplumdu. İsyan etmeyen topluma rock müziğini anca ithal edersin.
Onlar da türküyü sanat müziğini alır, ondan rock müzik çıkarmaya çalışırlar. 'Rak çıkarsınız işte ondan!
Kültür böyle olduğu sürece biz yeni çıkan Amerikan filmlerinden birinin müziği ile piste yürümeye devam edeceğiz. Piste kadar smokinler içinde James Bond olacak, pistte anında Angaralı Namık'a bağlayacağız. İşte biz böyleyiz. Aaa kaçıyor musunuz? Vallahi olmaz. Az bekleyin daha pasta kesilecek, sonra gidersiniz.

DUYDUĞUM EN ROMANTİK ŞEY

Uzun zamandır duyduğum en romantik söz, beklediğiniz üzere bir erkekten değil, bir kadından çıktı.
TRT Radyo Günleri kapsamında yayınlarımızı Mayıs ayının ilk haftası Antalya'dan yaptık.
Orada bir de radyo köyü kuruldu.
Radyocuları ve radyoculuğu radyoseverle buluşturan bu etkinliğin bir özelliği de orada TRT İzmir Radyosu spikerlerinin mesleki bilgilerini sohbet tadında gelenlere aktarmasıdır. Sevgili meslekdaşlarım Füsun Ünsal, Funda Koray, Murat Can Canbay ve bendeniz de orada bu görevimizi zevkle yerine getirip Antalyalılarla buluştuk.
Murat'ın verdiği dersleri genelde eşi dünya tatlısı Füsun da ya fotoğraflar ya da sosyal medyadan canlı olarak verir. (İnsanın böyle eşi varsa ne gerek var menejere, PR uzamanına?) Yine Füsun, Murat'ı diksiyon kurallarını anlatırken fotoğraflamış. Fotoğrafta Murat, slaytın önünde anlatıyor. Duvarda yansıyan cümle şu:
'Ğ' harfi, dilimizde varlığını, kendinden önce gelen ünlünün varlığını uzatmakla gösterir' Füsun, bu fotoğrafın altına şu yorumu yapmış 'Ğ' harfin olayım sevgilim...' Murat da sonuçta ünlü bir sunucu ya...
Ben böyle şeker, böyle duygusal, böyle anlamlı ve böyle egosuz bir iltifat görmedim. Siz ne dersiniz?
(Kusura bakma Füsun, yazı malzemesi çıktı mı, babam olsa tanımam)

ARDA TÜREGÜN'ÜN SUCUKLA SINAVI

Geçtiğimiz hafta, sevgili aradaşımız Handan Özcan, sevdiği adam Mehmet'le İzmir Arena'da dünya evine girdi. Gördüğüm en heyecanlı ve keyifli damatlardan olan Mehmet'ten hepimizin öğrenecek şeyleri var gibi görünüyor.
Çiftimize mutluluklar diliyoruz.
Bu arada, gecenin sonunda protokol davetlileri (nüfus kağıdı görece eski olanlar) yavaş yavaş çekildi ve after party havasına geçildi. Salon bistro düzenine alındı. Sahneye sevgili Arda Türegün çıktı. Sahnesi de sesi gibi nefis olan Arda uzun süre salonu coşturduktan sonra bir ara salonun hızla boşalmaya başladığını fark edip tatlı tatlı sitem etti. İnsanlar terasa akın ediyordu. Arda sonradan, sebebi anladı. Terasta sucuk ekmek ikramı vardı. Ee ne yapalım?
Sen Arda Türegün'sün ama... Biz açken sen sen değilsin Arda!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI