• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Egon kadar konuş HAKAN URGANCI

Egon kadar konuş

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.05.2016, 00:00
Şu ego ne menem bir şeydir? Aşk gibi, hakkında en çok konuşulan ancak en az anlaşılmış şeyden bahsediyor olabiliriz.
Bir arkadaşım, hep aynı şeyleri giydiğini ve bundan şikayeti olmadığını söyledi.
Bir kadın olarak çok daha bakımlı olmasının beklendiğini, ancak kendisinin bakım denince pür makyaj, dekolte ve topuklu ayakkabıyı anlamadığını (ki haklıdır) belirtti.
Acaba bu durumda, kendisinde fazla ego bulunmuyor muydu?
İlk bakışta öyle görünüyor olabilirdi oysa ben, kendisinde 'beğenilme' egosunun az olmasının, egosuzluk anlamına gelmediğini söyledim.
Kısacık saçları, düzgün fiziği ve güçlü kemik yapısı ile, hoş bir kadındı ve aslında kendisi de bunun farkındaydı. Üstelik düşünsel faaliyet içinde bulunan bir insandı.
Doğal olarak, belirgin kadınsı giyim ve davranış tarzlarını, şahsında bir 'ilgi dilenciliği' olarak kabul ediyor olabilirdi. İçten içe şunu diyordu belki de: 'Benim bunlara ihtiyacım yok ki. Beni farketmemek senin ayıbın.' Bu, belki de diğerinden daha büyük bir ego değil midir?
Gördüğü hatunlara hemen yazan bir delikanlı mı daha büyük bir ego sahibidir, yoksa reddedilmenin düşüncesine bile tahammülü olmadığı için bir kenarda farkedilmeyi umarak bekleyen yakışıklı bir genç mi?
İş yerinde hakkıyla çalışan, kendisine hakettiğini düşündüğü vazifelerin verilmesini uman çalışkan bir personelin egosu mu daha büyüktür, yoksa amirine yalakalık yapıp sürekli dibinde gezen, bu sayede ucundan kıyısından bir müdürlük kapan vasat ama dalkavuk personel mi?
Kafede oturduğu masaya spor otomobilinin anahtarını koyan ve sık sık gürültülü kahkahalar atarak puro tüttüren görgüsüz mü daha şişkin egoya sahiptir, yoksa aynı kafeye notebook getirip bütün gün çalışıyor görünerek ve arada bluetooth kulaklığıyla sık telefon görüşmeleri yaparak dikkat çeken ama bir ofis sahibi olmayan beyaz yakalı mı?
Facebook ve instagram'da her gün onlarca fotoğrafını paylaşan barbi fotomodelciğin egosu mu tavan yapmıştır, yoksa kendi fotoğrafı yerine kitabının kapak görselini her gün onlarca değişik kahve fincanıyla servis eden yeni yazarınki mi?
Kabul etmeliyim ki bu örneklerde egoyla görgüsüzlük kavramları içiçe geçmiş durumda.
Yine de aklınız karışmasın. Ego ve özgüven, özgüven ve kendini ya da ürününü orantısız şekilde teşhir etmek arasındaki sınır, bazen kıl kadar ince olabiliyor.
İşin aslı, insanları kınarken ve kendimizi egosuz zannederken (ben de öyle zanneden fanilerden biriydim) kendi egomuzu göremiyorduk. Göremezsiniz. Nasıl bir aynaya bakmadan kendi yüzünüzü görme şansınız yoksa, ego da öyledir. Ego, 'ben' demektir. İçinde olduğunuzu içeriden göremezsiniz. Bir dostunuz size ayna tutmazsa kendinize ait hiçbir gerçeğin farkına varamadan ölüp gidersiniz.
Yeni zengin olmuş dostunuz her gün bir başka lüks aracın sürücü koltuğunda kendini fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşırsa kıçınızla gülersiniz. 'Vay görgüsüz!' dersiniz. Oysa onun açlığı o noktadadır.
Sergileyebileceği zenginlik odur. Spor yapanlar, güzel vücutlarını spor anında sergilerler.
Oysa siz, tatillerinizin fotoğraflarını koyarsınız. Sözde, fotoğraf karesinin içinde siz yoksanız, bu görgüsüzlük değil, sanırsınız.
O güzel tatil yerinde, o nefis yemeği yiyen siz değil gibisinizdir. Oysa düpedüz sizsiniz. Bir başkası, tamamen görgülüdür.
O da gittiği konserleri, kitapları sergiler. O da egosunu kültür anlamında çıkarır pazara...
Nasıl ki bir kadın, vücudunun en güzel ve en vasat noktalarını bilir ve dekoltesini ona göre seçerse (nereniz güzelse orayı açarsınız), insanlar da kendilerini bir şekilde öyle sergilerler. Bedenine güvenen bedenini, zekasına güvenen zekasını, parasına güvenen varlığını, imanına güvenen imanını sergiler ama mutlaka sergiler. Bunu yapmayan çok sınırlı sayıda insan ya sosyal medya kullanmıyor ya medeniyetten uzak ikamet ediyor, ya da asosyal bir yaşamı seçmiş durumdadır. (istisnalar haricinde) Mahatma Gandhi gibi insanlığın ilerlemesi için çalışan, kendisi için çok az bir şey istediği düşünülen bazı efsane liderler egosuz mudur? Asla! Onlar, egonun ikincil nimetlerinden faydalanır. Kendilerini değil, insanlık idealini yükseltirler, bu şekilde yine ölümsüz olurlar. Nasıl ki HDL kolesterol var bir de LDL kolesterol var.
İşte onların egosu da yararlı egodur.
Aslen ego, sıvı gibidir. Siz de bir kapsınız.
Nasıl bir kap iseniz, egonuz da size göre bir şekil alır.
Siz geliştikçe, kültür kazandıkça terkettiğiniz düşünülen ego, aslında kılık, kimlik değiştirir. Karmaşıklaşır. İlk bakışta tanıması güçleşir.
Bir cahilin, bir görgüsüzün egosu gürültülü olduğundan bir kilometre öteden görünebilir.
Siz 'egosuz'larınkini siz bile farkedemeyebilirsiniz.
Dua edelim ki sizin egonuz, yararlılarından olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI