• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Tıklanıyorum o halde varım HAKAN URGANCI

Tıklanıyorum o halde varım

hakan.urganci@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.12.2017, 00:00

Bir gazete haberi. Genç ve çekici bir kız, besbelli poz veriyor. Bu kızı tanıtmak üzere yapılan bir haber. Tabii amaç, daha çok güzel bir kadın görseli üzerinden prim yapmak. Böyle haberler benim delikanlılığımda da çok yapılırdı. Bazı ulusal gazeteler, arka sayfa güzeli bulundururdu. Genellikle mayolu ya da yarı örtülü bu güzellere, bir de yalandan haber yapılırdı: 'Sıcaktan bunaldı -Dondurmayı seviyor-Teklif yağıyor' gibi...Yani alan memnun, veren memnundu. Bir nevi kanıksanmış bir şeydi... Hani sunucu, oyuncu, manken, şarkıcı gibi, işi zaten kendini tanıtmak olan meslekler sözkonusu olduğunda, sürekli kendini sergilemek belki de işin fıtratında var. Ancak bugün gördüğüm haberdeki genç kız, öncekiler gibi güzellik kraliçesi,manken, oyuncu heveslisi filan değil. O kriterleri sağlayacak tüm donanım(!)a sahip olsa da...O bir tıp fakültesi öğrencisi. İsmini vermeyeyim, aynı oyuna gelmeyelim.

ÖNCE POPÜLERLİK

Zaten amacımız bir gazeteyi ya da genç bir insanı karalamak değil, bir zihniyeti, bir insanlık durumunu ortaya koymak. B.D. isimli bu genç kızımız bir internet fenomeniymiş ve adına açılmış pek çok hayran sayfası mevcut. İyi de, bir doktor adayının güzellik sergileme işiyle ne ilgisi var, değil mi? Şimdiden bu doktor adayının hastaları(!) olmuş olabilir ama siz ileride böyle nam salmış bir doktorun gerçek hastası olmak ister miydiniz?
Hangi meslek sözkonusu olursa olsun, insanlar mesleklerine yapacakları yatırım ve birikimi öncelikle kendi tanıtım ve pazarlamalarına mı yapmak zorundalar? Şimdi internette her halini pozlayan, otomobilde giderken videolar yayınlayan güzel avukatlarımız, mimar adı altında Paris Hiltonlaşan mimarlarımız var.
Nereye gidiyoruz? Herhangi bir işin raconu, öncelikle popüler olmak mı?
Eti şap şup dövmeden, yukarıdan tuz serpmeden kasaplık yapamayacak mıyız? Bir meme cerrahı öncelikle kendi yapılı memeleriyle mi referans olacak? Bir muslukçu ustalığından çok lavabonun altından sergilediği çatalını artık kazara değil kasten mi kamuoyuna sunacak? Sosyal medyanın getirdiği 'beğenilme' ve 'tıklandığın kadar var olabilme' hastalığının sonu nereye gidecek? 'Tıklanıyorum, öyleyse varım' diyen internet filozoflarına mı kalacak işimiz?

KİMDİR BU MİTAT KARAMAN?

Yazar Doğu Yücel'in sıkı takipçilerindenim.
Hatta uzun süre yeni eser vermediğinde mesaj atıp taciz edenler arasındayım. Doğu, iyi bir romancı, harika bir öykücüdür.
En sevdiğim yanı, gerçeküstü, mizahi, bunun yanı sıra güncele dair çaktırmadan mesaj veren yanıdır. Yani Doğu'yu okumak, üçü bir aradadır.
Biri fiyatına üç yazar okursun. Buna rağmen, ülkemizde pek yüzüne bakılmayan gerçeküstü alanında eser vermesi, benim için bir numaralı tercih sebebidir. Doğu Yücel, son romanı 'Kimdir bu Mitat Karaman?' ile, Yeni Türkiye fonunda geçen, polisiye ve kara mizah soslu bir eziklik destanı yazmış. Zaaflarıyla aşık olunabilecek Mitat, hemen özdeşleşebileceğiniz bir anti kahraman.
Her ne kadar sonunda gerçeküstü bir yapıya göz kırpsa da, roman gerçek dünya sınırlarında kalıyor.
Yazarın en çok okunacak, bu yüzden şimdiye kadarkiler arasında en sevilecek romanı olacağı belli.
Roman keyifli. Yine de ben, 'fantastik Doğu'yu tercih edeceğimi gururla ve Mitat'ın yalnızlık duygusuyla itiraf ederim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA