İlk çağlarda fonksiyon olarak erkek avcı, kadın da toplayıcı idi. Yani kadın, zehirli olmayan mantarı bulabilmek için uzun uzun dolaşıp dikkatle inceleme yaparken, erkek önüne çıkan hayvanı avlayarak kısa yoldan eve dönmenin peşindeydi. Bu durum, (kaçınılmaz olarak) cinslerin karşı cinsi seçmelerinden alışverişe çıkmalarına kadar her durumu etkiledi.
Erkek ihtiyacı olan şeyi önceden belirleyip mağazadan alırken, kadın aynı ürüne pek çok yerde bakar, kıyaslar. Üstelik ürüne ihtiyacı olması da şart değildir, beğensin yeter.
Bu sebeple alışverişi seven nadir erkek bile eşi ile alışverişe çıkmayı pek cazip bulmaz çünkü seçim stratejileri arasında çok fark vardır. Hele hele bir de kadın alışveriş yaparken bekleyen ve kıyafetler konusunda fikri sorulan erkekler...
Sevgilinizin denediği kıyafetlere nasıl fikir belirteceksiniz?
ÖNCE BEDEN DİLİ ÖĞRENİN
fikrinizi sorar. Kadının beden dilini okumayı öğrenmeden onunla alışverişe çıkmayın.
Bunu kendinize yapmayın!
Sevgiliniz kabinden çıktı.
Sizce üzerine çok da yakışan bir kostümle... Hemen atlamayın!
Önce onun, nasıl sorduğuna bakın.
Perdeyi açtığında hala aynada orasına burasına bakıyorsa, zaten yolunda gitmeyen bir şey vardır. Mesela kıyafeti beğenmiştir ama, belki onu şişman gösterdiği şüphesi içindedir.
O şüpheli yüz ifadesini siz tanırsınız. (Tanımıyorsanız ne işiniz var o kadınla?) Ardından size döner. Dik durmuyordur.
Alt çenesi alt dudağı büzerek hafifçe yukarı kaldırmıştır. 'Nasıl sence?' diye sorar.
Sesi cansızdır. Kıyafeti hiç beğenmemiş olsa, zaten o perde açılmayacak, o kostüm kabinde asılı kalacaktı. Ama belli ki beğenmiş. Ancak kendini o beğendiği kıyafette rahat hissetmemiş. Kıyafetin kötü olduğunu söylerseniz zevkinizden şüphe edip size bir daha sormayabilir. 'Sana yakışmamış' asla dememelisiniz. Siz de onun gibi başınızı eğin, alt dudağınızı şişirin. 'Hımm, bilemedim ki.' deyin. O anlayacak, tekrar kabine girecektir.
Ya da 'Diğer seçenekler neler?' diyebiliriz. Hem bir şey söylemiş, hem de söylememiş oluruz.
KABİNDEN ÇIKIŞ ÖNEMLİ
Eğer kabin perdesi hızla açılıyor ve kadın dimdik, içinden neredeyse fırlıyorsa... Gözleri gülerek enerjik bir ifadeyle 'Sevgilim, nasıl olmuşum?' diyorsa, (kıyafet iğrenç olmuşsa bile) cevap açık.
Başınız belaya girsin istemiyorsanız, 'Harika olmuş sevgilim' diyeceksiniz. Kadın 'Beğen bunu' diye avaz avaz bağırıyor beden diliyle, daha ne yapsın?
Üstelik önceki ifadede 'Nasıl?' diye (kıyafet nasıl?) sormuştu.
Bu sefer 'Nasıl olmuşum?' diyor (Ben nasılım?) demek ki kıyafeti içine sindirmiş, onunla kendini iyi hissetmiş.
Bu durumda aşırı dürüstlüğün lüzumu yok. Günün kalanı da iyi geçsin istiyorsan onaylayacaksın.
Üstelik, bir insan kendini iyi hissediyorsa zaten güzel görünür.
Bir süre sonra kıyafetin çok da anlamı kalmaz. Yok, fikrinizi söylemeden duramıyorsanız, o zaman da 'Sana yakışmadı' asla bir seçenek değil. ' Bence kıyafet değişik olsa da seni yansıttığından çok emin değilim.
Ancak tabii ki beğendiysen almalısın. Sonuçta sen zevklisindir.
Onu kendine yakıştırmayı bilirsin.' gibi...
Bir mizah yazarının dediği gibi, bu konuda fikriniz sorulduğunda kendinizi yere atıp kalp krizi geçiriyormuş taklidi yapmak, sizin için en zararsız çözümdür. Ancak her durumda doğru cevap; 'Sen ne giyersen giy güzel görünürsün' olacaktır.
Sonra bana dua edersiniz.