• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Sorumlu çıkarcılara göz yuman bizleriz

HÜROL DAĞDELEN

Sorumlu çıkarcılara göz yuman bizleriz

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26 Kasım 2013
İzmir, bir afet yaşadı. İlk değildi bu; birçokları oldu bugüne kadar...
Fakat önceki gün, afet sadece altyapı sorunuyla değil, politik beklentilerle sarmalandı.
Hiç oraya, buraya bakmayın.
Bunu sadece gazete ve televizyonlarda değil, sosyal medyada görmek mümkündü.
Birileri İzmir'de yaşanan su baskınını diline dolayıp, "İşte Ak Parti'nin girmediği şehir" diye niteleyince...
İzmirliler de cevabı yapıştırdı; "Ak Parti'nin yönettiği şehirlerde, İstanbul'da, Ankara'da da şu tarihte, onlarca kişi öldü, yaralandı" diye...
Yeni doğal afet bir restleşme halini aldı; "senin şehrin, benim şehrim"...
Oysa hepsi de bizim şehrimiz, kentimiz, köyümüz, mahallemiz...
Eskiden bir afet olduğunda, hepimiz oradaydık. O zaman kimsenin şehri değil, bizim şehrimizdi...
Şimdi, bir başka şehrin felaketini bekler gibiyiz. Bizden olmayınca, "varsın, yansın"...
Hele Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in attığı tweet, tüy dikti:
"Balıkadam göndereyim mi?"
Yani bunu bir belediye başkanı yapıyorsa, gelin siz düşünün gerisini...
Ona, Ankara'nın yaşadığı doğal afetleri, belediyenin kenti göle çeviren su patlaklarını yazacak değilim, çünkü benim amacım kısasa kısas değil, temel bir yanlışı ortaya koymak...
***
İşte o temel yanlış, sadece belediyenin yönetim hataları ya da yetersizliği değil; insanımızın menfaat düşkünlüğü...
Yani doğayı katleden, dere yatağına ev yapan, kentin ortasında gecekondu diken; bunu yaparken de "Amaan n'olcak, nasılsa su akacak yer bulur" diyerek, pişkin pişkin sırıtan insanımızdır uğradığımız bu felaketin gerçek sorumlusu...
İzmir'in her tarafı doldu, dere tepe tıkandı. Toprağa düşen suyu yumuşatacak, emecek toprak bile kalmadı, her taraf beton doldu.
Müteahhitler, İzmir'in her tarafını karış karış geziyor, iki dirhem bir çekirdek...
Amaçları boş buldukları arsalarla, elde kalmış son bahçelere de el atıp doğal afetlere zemin hazırlamak...
Bugünü kurtarıp yarını düşünmeden...
Yaşadığım kent Karşıyaka'da nefes alacak alan kalmadı, her taraf doldu. Belediye yeni park alanları açsa da, daracık sokaklara o kadar çok bina dikiliyor ki, nefes almak mümkün değil...
Şimdi doğal afet burayı yakıp yaksa suçlu kim?
Ben sadece yönitimde değil, sıradan vatandaşta da ararım. Göz yuman, uyarmayan, menfaatini düşünen, avanta peşinde koşandır yaşanan felaketlerin sorumlusu...
***
Şimdi İzmir'in Büyükşehir ve metropol belediye başkanı CHP'Li olabilir... Ama bu sorun bugünün değil ki, geçmişten bugüne mirastır.
Ve o mirasta, Adalet Partisi, DYP, Anavatan gibi muhafazakar partilerin de payı var.
Tüm sorunu bugünkü yönetime yıkmak, en hafifinden insafsızlıktır.
Sorumlusu bizleriz; yani menfaatini düşünenlere, kentin altını üstüne getirenlere göz yummak...
Önce partilerle değil, kendimizle yüzleşeceğiz. Hesap sormazsak, huzur bulamayız.
Gerçeklerin üzerini kapatarak da, geleceğe ışık olamayız.
İzmir, İstanbul, Ankara, düşman şehirler değil, Türkiye'nin güzideleridir.
Tek şanssızlıkları, Türkiye'nin en güzel şehirleri olmaları... Bu yüzden herkesin gözü onlarda... En çok da menfaatçilerin, çıkarcıların...
Ne yönetim ne de vatandaş olarak, onların kent cinayeti işlemelerine seyirci kalırsak, felaketlerin de nedeni oluruz.
Önce kendimizi terbiye edeceğiz, yaşadığımız kentin her karış toprağına sahip çıkacağız, cesur olacağız, hesap soracağız, mafyaya pabuç bırakmayacağız.
Tek gerçek budur.
Şimdi tek istediğim, bugün İzmir'in EXPO'yu kazanması... İşte bu bizim için yeni bir başlangıç olacaktır.

GÜNÜN SÖZÜ
Önce doğruyu bilmek gerekir; doğru bilinirse yanlış da bilinir, ama önce yalnış bilinirse doğruya ulaşılamaz.
Farabi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.