• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Yaşadığın şehre bir hayrın olsun HÜROL DAĞDELEN

Yaşadığın şehre bir hayrın olsun

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.11.2015, 00:00
İstanbul'a gidip yerleşen ama İzmir hasreti çekenler her şunu söyler; "İstanbul'dan bakınca İzmir köy gibi... Emekli olunca kafayı dinlemek için İzmir'e yerleşeceğim.."

Kimileri de şöyle der: "İyi ki İzmir var, yaşanacak tek kent... Hem huzurlu hem de sakin... Aman İstanbul'a benzemesin.." ;

Beni de en çok şu tanımlama üzer: "Siz hala daha gelişmemek için inat edin. Elin oğlu uzaya çıkıyor, siz hala yeşil alan kalsın diye çabalıyorsunuz. Aklınıza şaşayım."

Şimdi bütün bunlar övgü mü, yergi mi?

Herkes İzmir için bir şeyler söylüyor ama hep havada... Kimse elini taşın altına koymuyor, fikir vermiyor, emek harcamıyor.

Bu kentte o kadar sempozyum düzenlendi, katılımcı sayısı bir elin parmaklarını geçmez.

O halde siz neyin peşindesiniz; üzüm yemek mi, bağcıyı dövmek mi?

Önce bunu bilelim...

İzmir bir dünya mirasıdır kardeşim... Ne İstanbul'a benzer, ne Eskişehir'e, ne de Ankara'ya...

Kendine özgü yaşam politikası, bir kentleşme kimliği vardır, bunu da ne İstanbullu bilir, ne de Hakkarili...

Bu işte hafif bir, "bizimcillik" vardır, yani ne ben ne de sen... Biz kimliği...

İstenirse dünyayı ayağa kaldıran, istenirse politikaya kafa tutan, istenirse dostça kalabilen....

Önemli olan buna inanmaktır.

İzmirli inandığı hiçbir işe hayır demez, ayak diremez. Bu şehir insanı, bu kent kimliği aptal değil ya, önüne gelen fırsatları tepsin...

Bekler, yaşar, emin olur ve hayata geçirir.

İzmirli için önemil olan değerleriyle birlikte yaşamaktır; simide "gevrek", domatese "domat" dediği gibi...

Onun için İzmir'e aklıevvel değil aklını veren lazım... Kenti bu potansiyeliyle hareket geçirecek insanımız örneğin... Zira lafla, alayla, dedikoduyla değil, yapıcı fikirleriyle değer katanlar, bu simge şehrin, bu tarihi beldenin sağlıklı gelişmesinde pay sahibi olurlar.

Bizim kafa bulan değil, kafa veren İzmirlilere, Türk insanına ihtiyacımız var.

Kentin Atatürkçü kimliğini kullanıp her türlü entrikayı çeviren değil, o büyük liderin öğretilerini benimseyip geliştirenlere ihtiyacımız var.

Şehrin alt yapısına güç vermeden, üst süslemesine girişenler, İzmir'i risk altına soktuklarını da bilmeliler.

İzmir bir dünya şehridir; dünyada çok az şehre nasip olan, üç din mensubunun bir arada kardeşçe yaşadığı, her etnik grubun barış içinde nefes aldığı bir kent kimliğine sahiptir.

Bu, dünya insanlığına örnek olan en güzel dost kimliktir. Kimseye de nasip olmaz.

O yüzden, sağlıklı, doğal ve kimlikli gelişmek en doğrusu... Gerekirse hiç birine benzemeden, İzmir'e özel bir büyüme yaşayabilir bu Ege incisi...

Herkes istediğini söylesin, isteyen köy desin, isteyen kasaba... Onların içten içe bu şehirde yaşamaya can attıklarını biliriz biz...

Doğup büyüdüğün ve üç beş kuruş kazanmak için bırakıp gittiğin şehre tepeden bakmak yerine, emek ver, hayrın olsun.

Fikir ver, İzmir kimliğine güç katsın.

Yoksa bu güzel Ege şehrinde, biz böyle, biz kendimizce yaşamaktan memnunuz. O yüzden kimse gölge etmesin.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA