TÜYAP Kitap Fuarı'nın İzmir günleri, hep heyecan vermiştir bana... Zira, okumayı pek sevmeyen bir toplumu, emekle, coşkuyla, inatla kitaba özendirmek, bir Milli dava gibidir. Bu yazar için de böyledir yayınevi için de...
Kuşkusuz her yazar için, kaleme aldıkları roman, hikaye, deneme ve anıların bir başka örneği yoktur, kendisine özeldir, her cümlede bir inci gibi dizdikleri duyguları ve düşünceleri yaşar..
Ancak asıl kararı okur verir, para verip satın aldığı kitap kimliğiyle, hayata bakışıyla örtüşürse, eser alıp başını gider...
Bu yüzden okurun yüreğine seslenen yazarların eserleri çok satandır. Dolayısıyla yazar da kazanır yayınevi de...
İzmir Kitap Fuarı işte bu yüzden kitap okumayı sevene, bir hazine gibidir.
İzmir Kitap Fuarı, bu yıl bir başka anlam taşıyor benim için, İzmirli okurlar için... O da, bu yıl fuarın "Onur Konuğu" seçilen, bir emekçi yazın adamı, yazar ve şair Hüseyin Yurttaş...
Bir dönem Yeni Asır'da birlikte çalıştığımız, haftada bir Yeni Asır'da "Cumartesi Sohbeti" adıyla çıkan anı, fikir yazısı ve öykülerini keyifle beklediğim Hüseyin Yurttaş, hayatını edebiyat dünyasına adamış eşsiz bir fikir adamıdır.
Roman, hikaye ve deneme alanında birçok eser veren Yurttaş, hayatı boyunca asıl mesleği olan öğretmenliğin benrliğine işlediği sorumlulukla yaşadı. Hep bir şeyler öğretme, doğru olanı hayata geçirme mücadelesi verdi.
Yazdığı çocuk kitaplarında bunların izini görmek mümkün...
Edebiyat dergisi "Dönemeç" i çıkardı, büyük emek verdi. Yayıncılık, dağıtımcılık yaptı yıllarca... Genç yetenekleri, kitap yazmaya teşvik etti.
Aslen Foça Kozbeyli olan Hüseyin Ağabey, Ege insanını en iyi tanıyan ve anlatan yazarlar arasındadır. Bunu yıllarca "Cumartesi Sohbeti" köşesinde yayınladığı öykülerde gözlemledim çoğu kez... Bir sözcük ustası olan Hüseyin Yurttaş köşesi, kitapları ve kıvrak kalemiyle, hatırı sayılır bir hayran kitlesine ulaştı.
Ve kitap fuarında Hüseyin Yurttaş'a bence "geç verilmiş" ama "hak edilmiş" bir gururdur, "onur konuğu" ödülü...
Çünkü edebiyat insanları, bu ülkede yel değirmenleriyle savaşan "Don Kişot" gibidir.
Toplumsal doğrular uğruna savaşmak, onların hamurunda var... Hem de ne pahasına olursa olsun.
TÜYAP Kitap Fuarı, Yeni Asır'dan iki özel ismi de ağırlıyor bu yıl; ikisi de spor kökenli...
Gazetemizin duayen isimlerinden spor yazarı Gürkan Ertaç, Kemeraltı'nı anlattığı ancak İzmir'in tarihine ışık tuttuğu "Bir Sevdadır Kemeraltı" kitabıyla dikkat çekiyor.
Gürkan Ağabey, o sıcacık anlatımıyla, adım adım gezdiriyor okurlarına eski İzmir'i...
Hele, yıkılmasaydı bir tarihi değer olarak İzmir'in "Eyfel Kulesi" olabilecek Sarıkışla'yı bir anlatışı var, "keşke"leri bol bir romanı okur gibi heyecanlanıyor insan...
Gürkan Ağabey, İzmir'i sevenler için, harika bir başucu kitap yazmış...
Ve de Halil Fincan... Bu genç ve yetenekli spor editörü arkadaşımız ilk eseri "Güzleşme" ile, edebiyat dünyasında fark yarattı.
Her okuyanın kendi geçmişiyle yüzleşmesini sağlayan, anılara bir saygı niteliğindeki eser, aynı zamanda hayal gücünün sınırlarını zorlayan sürprizlerle de süslü, güçlü bir anlatıma sahip...
Farklı bir tarz yarattı sevgili Halil...
Halil Fincan'ın, ülkemizin Türk edebiyatı yolculuğuna güç kattığı tartışılmaz bir gerçek...
Bu yıl fuarda bir de "ev hanımı" var, Zeynep Güner Batimor...
İlk kitabı "Düşlerimdeki Beyaz Üniforma" ile dikkatleri üzerine çeken Batimor'la ilk haberi biz yapmıştık Yeni Asır'da...
Bu kendisine adeta itici bir güç oldu. Birbirinden ilginç art arda 4 kitap yazdı, son olarak da bir arkadaşıyla ortak şiir kitabı...
Zeynep hanım, o röportajda bir ev hanımı olarak kitap yazmaya nasıl karar verdiğini, içindeki coşkuyu durduramadığını, insanı anlatmanın, umut vermenin çok özel bir duygu olduğunu anlatmıştı...
Hiç durmadı Zeynep Hanım, kitap yazdı, konken, okey sırası bekleyen ev hanımlarına örnek oldu, "Siz de bir şeyler yapın geleceğe" dedi...
O yüzden fuarın en keyifli, en umut verici ismidir Zeynep Batimor...