• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Ülkü Erakalın ve Yeni Asır HÜROL DAĞDELEN

Ülkü Erakalın ve Yeni Asır

hurol.dagdelen@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 10.04.2016, 00:00
Ülkü Ağabey'i (Erakalın), çocukluğumda, aşk filmlerinin yönetmeni olarak bilirdim. Birçok filmini izledim.

Özellikle babamın evde sinema makinesiyle her cumartesi mahalleye matine yaptığı gecelerde izlediğim "Unutamadığım Kadın" filmini çok sevmiştim, hala o filmde Türkan Şoray'ı izlediğimde, tüylerim ürperir. İlk aşk acısını o filmde görmüştüm. O dönemin "Veda Busesi" gibi birçok tanınmış şarkısı, filmlerine konu olmuştu. 200'e yakın filmi yönetti.

Ülkü Erakalın aynı zamanda piyanoyla sahnede şarkı söyler, beste yapardı. Onun bu yönünü de gençlik yıllarımdan anımsarım.
Kendisi konservatuar mezunu bir şarkıcı ve yönetmen olduğundan gazeteci yönünü bilmiyordum onun... İstanbul'da bir gazetede uzun yıllar çalıştığını da...

Onu en iyi tanıdığım dönem, Yeni Asır'da çalıştığı yıllardı. Yeni Asır'da göreve başladığım dönemde, Ülkü Erakalın da röportajlar yapardı Sarmaşık gazetesine... İzmir'de de evi vardı ama en çok İstanbul'da yaşardı. Çünkü yaşama sevinci İstanbul'du onun...

Çok saygılı, hassas, duygusal bir insandı. Her hafta İstanbul'dan kalkıp İzmir'e gelirdi hiç üşenmeden...

Yaptığı işte çok titizdi; sanatçı hassasiyeti olduğundan, uyarıları kimi zaman "huysuzluk" seviyesine de yükselirdi.

***

Benim Sarmaşık'ta "editör" olarak göreve yaptığım 90'lı yılların başında, bir gün Ülkü Erakalın'ın Sarmaşık'a magazin müdürü olarak atandığı bilgisi geldi. O dönemde çok sık müdür değişimi olurdu Yeni Asır'da... Öyle ki, gündüz birlikte görev yaptığınız amirinizi, ertesi gün değişmiş bulabilirdiniz...

Ülkü Bey'in gelmesi de öyle oldu.

Kendisi Yeni Asır'a yabancı değildi, ancak bizim için tam bir sürpriz oldu.
Ülkü ağabeyle, bir yılı aşkın birlikte çalıştık, Sarmaşık yaptık.

Zor bir insandı, işini iyi yapar, titizlenir, gece gündüz görevinin başında olurdu. Çevresinde de öyle insanlar isterdi. Bu yüzden birçok kişiyle tartışmış, sonra da gönlünü almasını bilmiştir.

Sarmaşık, onun gelişiyle birlikte taze magazin haberlerinin gazetesi oldu. Sanat camiasını çok iyi bildiği için, bu özel bağlantıları gazete için kullandı. Daha önce hiç duyulmamış haberler ilk önce bizim gazetede yer aldı. Sarmaşık'ın başında olmasına karşın, sanatçılarla röportajları bizzat kendisi yapardı.

Onun gelişiyle birlikte İzmir'e gelen her sanatçı gazeteye uğramadan gidemez oldu.

Hele Fuar geceleri Yeni Asır'da, sanatçı akını yaşanırdı.

Ancak en büyük heyecanı İzmir'de çektiği fotoromanda yaşamıştı Ülkü Ağabey... O zamanlar gazetelerin fotoroman köşeleri vardı, Ülkü Ağabey, Sarmaşık için de hazırladı. Bu, ses getiren bir olay oldu Ege'de... Gazetenin tirajını bile olumlu yönde etkiledi.

O yıllarda, montaj gazetenin en yoğun birimiydi. Şimdiki gibi, "Bas düğmeye, gazete baskıya girsin" kolaylığı yoktu. Her akşam ana gazetenin işleri biter, magazincilere gece 01.00'den sonra sıra gelirdi.

O saate kadar bekler, hata çıkmasın diye filmleri tek tek inceler, evimize de geç saatlerde giderdik...

Ülkü Ağabey de bizimle birlikte montajda...

***

Sarmaşık'taki görevinden ayrıldıktan sonra da, Yeni Asır'la ilişkisini koparmadı Ülkü Ağabey... Uzun süre magazin dünyasından derlediği haberlerden köşe yazdı.

Yeni Asır'ı hep çok sevdi, "Bu gazetenin bir büyüsü var Hürolcuğum, içine girdin mi özgürlüğü yüreğine işliyor.

Bu yüzden hiçbir gazeteye değişmem Yeni Asır'ı, çok seviyorum" dedi bana bir gün, iş arasında çay sohbeti sırasında...

O sözünü hiç unutmadım...

***

Gazeteciliği bitirdikten sonra, yönetmenliğini kendisinin üstlendiği çeşitli sahte gösterileri gerçekleştirdi, benim en çok etkilendiğim de "Yıldızlar Gökte Yaşar" projesiydi.

Ülkü Usta bu müzikal çalışmayı, bir dönemin unutulmaz isimleri, Cahide Sonku, Ayhan Işık gibi sanatçıları yeniden canlandırmak, gençlerle tanıştırmak amacıyla hayata geçirdi.

Kendi müzikleri ve şiirleri eşliğinde yaptığı sahne gösterileri, yurt çapında büyük gördü. Gezmediği, gitmediği şehir kalmadı. İşin ucunda sanat olunca yorulmak nedir bilmezdi.

Her çalışmasından haberim oldu, hepsinde telefonla beni arar fikrimi sorar, heyecanla anlatırdı.

Birçok dizi projesi televizyonda yayınlandı.

***

Kendisiyle 2008 yılında Dünya Gazetesi'nden Faruk Şüyün'ün yaptığı röportajda, Yeni Asır'la ilgili ilginç bir tespitini şöyle anlatmış üstat:
"İki de yeni kitabım var hazırladığım. Yeni Asır Gazetesi'nde 1993 ile 2000 arasında her hafta bir ünlüyle röportaj yapmıştım 'Geçmiş Yüzyıldan Söyleşiler' diye...

Bugün çoğunu kaybettiğimiz kişilerle, 50 ünlüyle. Ama iyi ki o röportajları yapmışım, hakikaten geçmiş yüzyıldan söyleşiler. Bunların içinde Barış Manço, Zeki Müren gibi çok örnek alacağımız, kaybettiğimiz çok önemli insanlarla röportajlarım bulunuyor. Bir de günlük yazılarım var. 'Bunları da Ben Yazdım' ismiyle kitaba dönüşecek. Onlar da sanatla ilgili, eğitici, güncelliğini kaybetmeyen anılar..." Yine kendisiyle bir röportajda şunları söylemişti Ülkü Ağabey:
"Cahide Sonku'dan başlayarak Belgin Doruk, Neriman Köksal, Muhterem Nur, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit, Fatma Girik, Filiz Akın, Selda Alkor, Hülya Avşar, hepsi benim kameramın önünden geçtiler.

Reşat Nuri'nin 'Dudaktan Kalbe'sindeki Lamia'ya, Cevat Fehmi'nin 'Paydos'undaki Muallim Murtaza'ya, Aka Gündüz'ün 'İki Süngü Arasında' ve 'Üvey Ana'sındaki kahramanlarına, Sadık Şendil'in 'Kanlı Nigar'ına, Esat Mahmut Karakurt'un 'Kadın Severse' romanındaki seven kadınlarına hayat verdim yıllar boyu. Hem ünlü yazarlar, hem de yarattığım ünlü karakterleri ile akraba oldum bugüne dek... Hep onlarla, onları yaşadım."

***

Önceki gün büyük ustanın ölüm haberini aldığımda, onun söylediği bir söz geldi aklıma: "Sevgili Hürol, hayattaki en büyük ödülüm, sanatçı kimliğim...

Çok büyük isimlerle çalıştım, artık ölsem de gam yemem." Ancak birlikte çalıştığı dostları, şöhrete ulaştırdığı isimler onu hep yalnız bıraktı. Ondan çok şey alıp vermediler... Son vedasına bile birkaç ismin dışında, onu uğurlamaya gelen olmadı.

Bir başka üzüldüğüm nokta ise, nisan ayının 15'inde alacağı "Yaşam Boyu Onur Ödülü"nü kucaklayamayışı...

Bu ödül onu müthiş mutlu ederdi, göremedi.

Ödülünü oğulları alacak, bu gururu onlar yaşayacak artık...

Ülkü Erakalın çok yönlü sanatçı kimliğiyle, bu ülkede birçok ilki başlattı ancak genç kuşaklar onu en çok "Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni" olarak anacak.

Mekanın cennet olsun, ışıklar içinde uyu Ülkü Ağabey, seni unutmayacağız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA