Sanat dünyası, en yaratıcı mecradır. Çünkü ister notalarla, ister renklerle bezensin, hayatın özgürlüğe çıkış yoludur.
Ne politika gibi esnek ne de iş dünyası gibi kazanma odaklıdır. Sanatın tek çıkış yolu vardır, yoğun bir emek ve ortaya çıkan özgün eserlere saygı...
Sanatçı da bunun için vardır işte... Yaratıcılık çerçevesinde mesleğini korumak ve geliştirmek...
Bu nedenle sanat ve sanatçıyı anlamanın yolu da, onların bu duygu yoğunluğunu hissetmektir.
Bunu başarabilen milletler, bakın bugün zirvededir.
Hem toplumsal yaşamda hem de ekonomik boyutta...
Yıllardır İzmir'in sanat yaşamına renk veren İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın bir konserine gittim önceki gece...
Söyleyebileceğim tek şey, konser mükemmeldi.
Oğuzhan Balcı yönetimindeki konser, sadece seçilen eserler değil, orkestra üyelerinin de müthiş uyumuyla dikkat çekiciydi.
Tecrübeli ve genç müzisyenlerin yarattığı müzik ahenginden ortaya çıkan eserler, büyük bir keyif içinde izlendi...
Hele bir müziksever olarak, Korsakov'un "Şehrazat" adlı unutulmaz eseriyle bütünleşmek, harika bir duyguydu.
Bunun için özellikle, bu müthiş uyumu yaratan orkesta şefi Oğuzhan Balcı'yı öncelikle kutlamak gerek sonra da bu sanat ambiansını ortaya koyan sanatçılara teşekkür etmek...
O gece bir başka etkinlik daha vardı, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'na yıllarca emek veren ve emekli olan sanatçılara plaket töreni...
Plaket alan kişilerden birini çok yakın tanıyorum, aslında tüm İzmir ve Ege de... Bu kişi, İzmir Devlet Orkestrası'nın kurucuları arasında yer alan Numan Pekdemir..
Bir kontrbas sanatçısıdır sevgili Pekdemir... Ama kabına sığımayan bir müzik adamı... İzmir ve Antalya Senfoni Orkestraları'nın yıllarca müdürlüğü yapan Pekdemir, çocukların da klasik müzik sevgisini artırmak için büyük çaba gösteren isimlerdendir...
Her iki orkestranın yönetiminde bulunduğu süre içinde, çok önemsediği konserlerin öğrencilere ve daha geniş halk kitlelerine ulaşması projesi için çaba gösterdi, özellikle öğrencilerin bu etkinlikleri takip etmeleri için İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile işbirliği içinde bulundu, öğrencilerin konserleri izlemelerini sağladı.
Özellikle İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın salon ihtiyacını sürekli gündemde tuttu, bugünkü Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nin de ilk fitilini ateşleyenlerdendir Pekdemir...
Emekleri bununla da kalmadı..
İzmir ve Antalya Devlet Senfoni Orkestrası'nın konser programlarında dünyada isim yapmış önemli şef ve solistlere yer veren, bu sanatçıları ülkemize davet eden bir isimdir Pekdemir...
Yurtdışı konserlerinde ülkemizin tanıtımını sağlamıştır.
Şimdi de doğup büyüdüğü yer olan Bodrum Turgutreis'te kurduğu Bodrum Oda Orkestrası'nın hem sanatçısı hem de temsilcisi...
Bu açıdan unutulmaz konser programlarına imza attı. Benim de izlediğim Rodrigo'nun gitar konçertosu gecesinde Pepe Romero'nun konseri hala belleğimdedir.
Numan Pekdemir, o gece plaketini alırken, kendisine emek veren hocalarına, sanat camiasına ve sanatseverlere teşekkür etti. Ama müzik adamı olarak kendisine büyük sıkıntılar yaşatan, engelleyen insanlara da hakkını helal etmedi.
Bu çok önemli bir uyarıdır aslında... Bir müzik adamı, onur gecesinde bunu söylüyorsa yüreğine taşıdığı acıdandır..
Hayatımda tanıma şerefine eriştiğim müthiş üretken bir sanat adamıdır Pekdemir... Saygılı, yüreği insan sevgisiyle yüklü, coşkulu bir sanatçıdır.
Onun bu söyledikleri boşa değildir, uyarıdır.
İşin özü, sanatçıyı anlamak, sanatı hissetmekten geçiyor.