• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın

HÜSNÜ UÇAR

Seks üzerine

husnu.ucar@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 31 Mart 2014
Seneler önce 700 civarında, 20 yaşlarında lise ve üniversite mezunu genç erkeklere cinsellik üzerine konferans veriyordum. Küçük kağıtlara yazılarak iletilen sorulardan bazıları çok ilginçti: "İnsan sevdiği kızla seks yapmayı neden düşünemiyor. Sevdiğim kızla seks yaptığımı hayal edince suçluluk duyuyorum."
Evet sevgili okur; 20 yaşlarında genç bir erkek bu soruları neden sorar? Acaba neden, genç bir erkek sevdiği kız ile cinsel ilişki kurma düşüncesinden rahatsızlık duyar? Bu sorunun cevabının bulunmasında yardımcı olabilecek bir fıkra var. Fıkralarımızın meşhur kahramanı Temel ile ilgili.

O ÇOK İYİ BİR KIZ!
Temel evlenmiş ve ertesi sabah ıslık çala çala dolaşıyor. Temelin annesi ise her meraklı kaynana gibi gelin kıza gecenin nasıl geçtiğini sorar. Gelin kızın suratı asık. "Temel bana hiç dokunmadı" diyor. Anne anlayamıyor ve tekrar soruyor "Uyy sana dokunmadı mı?" Kız da "Dokunmadı" diyor. Anne o hızla Temel'in karşısına geçip hesap soruyor. "Uyy Temel, gelin kıza niye dokunmadın da?" Temel de, utangaç bir şekilde başını eğiyor ve "Uyyy anacağım, o çok tatlı ve çok iyi bir kız. Bana da hiçbir kötülüğü dokunmadı. Eee ona niye dokunayım?" demiş.
Aslında bu fıkra bir gerçek. Yani günümüzde Temel gibi düşünen insanların sayısı hiç de az değildir. Seks iyi bir şey değildir. Elbette zevk vericidir ama aslında kötü bir şeydir. Bu nedenle kötü kadınlarla veya kötülüğü hakedenlerle yapılmasında bir sakınca yoktur. Ama sevdiğiniz kız namuslu ve iyi bir kızdır. Bu nedenle Temel gibi olan bazı erkekler sevdiği kız ile seks yapma düşüncesinden rahatsız olurlar.

SEVGİ İLİŞKİSİ
Oysa sevişmek aslında bir sevgi ilişkisidir. İki tarafın da birbirine zevk vermeye çalıştığı ve zevk verirken zevk alınan çok insanca bir ilişkidir. Elbette normal olanı bir insanın beğendiği, hoşlandığı ve sevdiği kişi ile seks yapmayı düşünmesidir.
Şüphesiz ki, çooook eski zamanlarda, ilkel, komünal ve sınıfsız toplumlarda,kadın ile erkeğin gerçekten eşit olduğu toplumlarda cinsel ilişki gerçek bir sevgi ilişkisiydi. Bir aşağılama yöntemi değildi. Ama sınıflı toplumların ortaya çıkışı, kapitalizmin gelişmesi ve erkek egemen değer yargılarının yerleşmesiyle beraber cinsellik konusunda algılar değişmiştir. Cinsel ilişki bir sevişmek değil, argo deyimiyle "düzmek" ve "becermek"tir. Günümüzde de birçok ilkel insanda bu erkek egemen değer yargıları geçerlidir.
Ne yazık ki içindeki ilkel özellikleri entelektüel bir vitrin ile süsleyenlerde de aynı kurallar yürürlüktedir. Laf aramızda bu kuralların yürürlükte olmasının suçlusu sadece erkekler değil ama aynı zamanda o erkekleri yetiştiren kadınlardır. Adeta bir "Stockholm Sendromu" gibi erkek egemen değer yargılarını savunan ve ikinci sınıf olmayı isteyen kadınların oranı hiç de az değildir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.