Öncelikle geçtiğimiz hafta ve daha önceki günlerde gündeme getirdiğim İzmirli iş adamlarının yasak aşkları ile ilgili yazım birçok kişiyi rahatsız etmiş.
Ben bu bilgilere nereden ulaşıyormuşum? Kimler bu bilgileri bana veriyormuş? Böyle şeyler İzmir'de yazılmazmış. Kendi açılarından baktıklarında haklı olabilirler ancak İzmir'de alışılagelmiş 'Çanak' magazin yazılarına çok alıştıklarından bu sıra dışı yazılar onları elbette tedirgin ediyor. Alıştılar tabii ki gazetecilik mesleğinden gelmeyen kişilerin hatır, gönül ilişkileri ile yazdıkları 'güya' magazin yazılarını okumaya. Bir habercinin bakış açısı ile Yeni Asır farkıyla okudukları 'Kahramanca' köşesi şaşırttı elbette. Bu arada beni soruşturanlara da şunu söyleyeyim, en yakınınızdakiler, arkadaşlarınız, dostlarınız, eşleriniz, sevgilileriniz bu bilgileri veriyor bana. Hatta bazılarını ben kendim görüyorum. Bu detayları merak edeni de öğrendim. O da hiç rahat duran bir isim değil. Bakarsınız o iş adamını da ilerleyen günlerde yazabilirim. Şimdi gelelim başlıktaki konumuza...
YAKIŞMIYOR BAYANLAR BAYLAR
Hep övünülür, "İzmirli rahattır, protokolü sevmez, çekirdeğe çiğdem, sigortaya asfalya, çamaşır suyuna klorak" der. İyi güzel de her yerde de bu rahatlıkta davranılmaz ki. Geçtiğimiz günlerde çok büyük bir kuruluşun çok özel bir gecesi vardı. Her şey dört dörtlüktü. Kurumu temsil eden kişi bir konuşma yapıyor, ooooo davetli İzmirlilerin çoğunluğunun (sosyete) umurunda değil. Dinlemiyorlar, kendi aralarında sohbet, kahkahalar! Adamcağız mikrofon başında bir şeyler anlatıyor, saygı bekliyor ama hak getire.
Bu tavır ve davranış hemen hemen her etkinlikte oluyor. Davetlilere bir baktım bence yarısı daveti hak eden isimler değil. Kurumların halkla ilişkiler ve basın danışmanları biraz vizyonlarını genişletmeli.
2 BİN YILDIR AYRICALIKLI
Simirna, İzmir'in eski ismi. Amazon savaşçılarının kraliçesinin adı.
İzmirliler (Simirna) MS 3. yüzyılın ilk yıllarında kamuya açık yere koydukları yazıtlarda kentlerini 'Asya ilinin güzellik ve büyüklükten yana birincisi, en şanlı olanı ve İyonya'nın süsü' diye nitelendirir. İzmirli olmak 2 bin yıldır ayrıcalıktır. Helen medeniyetinin incisi, Osmanlı döneminde ilklerin şehridir. İzmir, milli mücadelenin başlayıp, bittiği, bilimde, sanatta, sporda ve medya da ilkleri ve aydınlığın temsil edildiği yerdir. Çekirdeğe çiğdem, sigortaya asfalya demekle, davetlere geç gitmekle, konuşanı dinlememekle İzmirli olunmuyor.
Hatırlatayım dedim.
ALSANCAK SOKAKLARI KABUK DEĞİŞTİRİYOR
İzmir'de Kordon, hemen arkasında Kıbrıs Şehitleri Caddesi, onu dikine kesen sokaklar, eğlence, lezzet ne ararsanız var. Yıllardır Bornova Sokağı ve civarı asayiş yönünden tekin olmamakla adından söz ettiriyordu ama bazı şeyler olumlu yönde değişmeye başlamış.
Geçenlerde arkadaşlarımla buluşmak için oralardaydım. Her yerde restoranlar açılmaya başlamış.
Sokaklarda hoş bir İzmir esintisi var, hoşuma gitti. Tavsiye ederim biraz gezip akşamları vakit geçirin derim.
Sadece restoranlarla da sınırlı değil sokakların rengi. Konsept kafeler, yerel gazozların satıldığı yerler ve sanat galerileri var. Bence bu bölge ilerleyen aylarda mekanları, eğlencesi, lezzeti ve sanat organizasyonları ile İzmir'in lokomotifi olacak.