Yazıya başlık koymakta zorlandım.Öyle ya yıllar sonra gelinen Süper Lig'de alınan ilk deplasman galibiyetine sevinmek gerek. Galibiyeti taçlandırmak adına ne denir? Öncelikle topa bu kadar az sahip olacaksın, ama topun kıymetini bu kadar iyi bileceksin. Bu anlamda usta ayakları kutlamak gerek. İlk kutlanacak olan Castro. Birinci golde Scarione-Castro işbirliği ve Tayfur'un iş bitirişi. Penaltı pozisyonunda ise topu alışındaki üstatlık ve penaltıyı almayı bilişi tek kelimeyle harika. Scarione de yavaş yavaş bildiğimiz çizgiye geliyor. İlk kez oynayan Selçuk'a da parantez açmamız gerekir. Kaptan hem oynayan, hem oynatan oyuncu. Sakin, basit oynayan yılların futbolcusu. Teşekkürler kaptan. Sabri de eski ama eskimeyen bir futbolcu. Yaşını söylemeseler, delikanlı gibi. Doksan artı üçte atak yapan ve gol pası veren biri için yalnızca bravo demek doğru olur.
Tayfur ve Beto harika
Başlamışken sıralayalım.Tayfur fizik gücünü ekonomik kullanışı, ceza alanına yaklaştığında golü düşünmesi ve sonlandırması süperdi. Teşekkürler Tayfur. Kaleci Beto geldiği günden beri herkese güven verdi. Dün çok iyi bir performans sergiledi, şansı da yanındaydı. Ama en büyük özelliği topu
oyuna sokuşu. Bu anlamda hatasız. Günün en iyilerinden Peybernes-Kadu ikilisine ayrı bir teşekkür, ayrı bir bravo. Peybernes'in çizgiden çıkardiği top maçın ilk kırılma noktası oldu. Kadu'nun son dokunuşları ve Doukara ile boğuştuğu ve ikisinin de yaralandığı an ikinci yarıdaki kırılma noktası oldu. Topun kıymetini bilmek Başa dönüyorum. Topla az oynuyor Göztepe. Ama ele geçirdiklerinde topun kıymetini biliyor. Sonuçta zor fikstürü avantaja çevirdiler. Diken üzerinde geçen doksan dakika başarı ile sonlandı. Şimdi biraz daha güven geldi. Hem oyunculara, hem taraftara.
Önümüzdeki Gençlerbirliği maçı daha keyifli günlerin müjdesini verebilir.