Göztepe'nin sene başında koyduğu hedef ligde kalıcı olmak.
Bunun da açılımı en az 38 puan almak. Şu anda 21 puanı var. Ama herkeste bazen karamsarlık var. Zaman zaman da Avrupa kupalarına katılmak hayali. Galibiyetlerden sonra bu hayal öne çıkıyor, yenilgilerden sonra ise her şey bir anda kararıyor. Önce doğruyu görelim. Göztepe'nin kadro mühendisliği iyi yapılmış. Bu ligin kaliteli oyuncularla oynandığı açık bir gerçek. Bu yıl birçok takım önemli sayılacak sayıda ileri yaşta oyuncularla oynuyor. Ama Göztepe yaşlı ve olgun futbolcuların yanısıra gençleri de kazanmaya çalışıyor. Önce Tayfur, son zamanlarda Halil bunun örnekleri.
Son üç maçta N'Gando iyi şans buldu ve bunu iyi de kullandı. Doğanay da aldığı kısa süreyi iyi değerlendirmişti. Sırada Muhammet, Emrecan var. Sezon başında endişeler vardı. İlk maçlarda güven vermeyen oyuncular da yavaş yavaş forma girmeye başladı. Önce Peybernes toparlandı. Yokluğunda Kosanovic her maç daha iyiye gidiyor. Traore her maç iyi. Nazar değmesin. Göztepe iyi yolda.
BİR NOSTALJİ BENDEN
İlk yarıda alınan puanlar yetmez endişesini açmak istiyorum. Doğrudur. İkinci yarıda da çizgiyi devam ettirmek gerekir ve hedef puan yakalanmalıdır bir an önce. 1999-2000 sezonu örnek gösteriliyor.
O sezon Jarabinsky ile başlanmış, daha sonra Hayrettin Gümüşdağ ve Celal Kıbrızlı ile devam edilmiş, sonu Ali Çağlar ile görmüştük. Ancak ilk yarı sonu Göztepe'nin 17 puanı vardı. Üst üste 8 maç kaybedilmişti. Sonra üzerine ancak 9 puan eklenebilmiş ve 26 puanla küme düşmüştü Göztepe. Şu anda 21 puanı var Göztepe'nin. İlk yarı sonuna kadar daha dört maç var. Zor maçlar. Doğrudur.
Ama hangi maç kolay ki. Sene başında iki maç iç sahada seyirci yoktu.
İNANALIM YETER
Üstelik F.Bahçe ve Trabzon ile oynadılar.
Uzun yıllar sonra üst üste dört maç kazanıldı. Kısa bir duraklama dönemi ve son iki hafta bu ligin iki güçlü takımından alınan dört puan. Yukarıda bahsedilen sezona benzemez diyorum ve ekliyorum.
Bu takımın daha iyi günleri olacak. Yeter ki inanılsın ve çalışmaya devam etsinler.
Bir de fazla gaza gelinmesin. Çok transfere gerek yok. Nokta iki atış yeterli. O da iyiler bulunursa. Nereler aksıyor. Herkes görüyor. Onu da teknik heyete bırakalım.
Ne dersiniz?