Avrupa Şampiyonası için dezavantajlar daha kur'a çekiminde başlamıştı. Şampiyon adaylarıyla "Ölüm Grubu" na düştük, Sırbistan, İspanya, İtalya ve ev sahibi Almanya ile buluştuk. İkinci dezavantaj grup maçları programındaydı. Rakiplerimiz en zayıf halka İzlanda ile zor maçlar arasında oynarken, İzlanda bize son maça kaldı. Üstüste devlerle boğuştuk. Önce İtalya'yı yendik, ardından esas rakibimiz Almanya'yı düşünerek İspanya'yı boşladık, 37 sayı fark yedik. Almanya maçını da kazandık ama yorgunluk had safhaya çıktı. Sırbistan hem bir gün dinlenmiş, hem de aslarını oynatmadığı İzlanda maçının ardından önümüze çıkmıştı. İşin gerçeği Sırbistan'ın Teodosiç'li, Bjelica'lı, Kaliniç'li, Bogdanoviç'li kadrosuyla şampiyonluğun Fransa ile birlikte en büyük adayı oluşuydu. Biz bu gerçeği görüyorduk da, koçumuz Ergin Ataman'ın maçtan önce, "İspanyollar hızlı oynuyorlar, dayanamadık, Sırplar bizim gibi yavaşlar, boğuşur, kazanabiliriz" sözleriydi. Oysa Sırplar bizi hızlarıyla dağıttı, savunamadık, ribaunt alamadık, Sinan'ın sürekli top kayıplarının yanısıra Dixon'ın şutlardaki isabetsizliğiyle ilk periyodda 30-14 geri düştük. Takımını maestro gibi yöneten Teodosiç, toplam asistimiz kadar asist yaptı, pota altında Raduljcica'yı durduramadık. Biz 8 kişiyle oynarken onlar 12 kişiden de verim aldı. İkinci yarıda Semih ve Cedi ile biraz toparlanır gibi olduk, arayı 12 sayıya kadar düşürdük ama basit top kayıplarıyla maçı heyecana taşıyamayıp farklı kaybettik. Şimdi grubu 4.bitirmemek ve Tony Parker, Boris Diaw, Mahinmi, Batum ve Gelabale'li Fransa ile eşleşmemek için İzlanda'yı yenip diğer sonuçlara bakacağız.