Tamer Tuna, Beşiktaş'a karşı öyle bir kadroyla sahaya çıktı ki, maceraya atılmakla eş değer. Sarı-kırmızılı takımın talihsizliklerini biliyoruz. Bir takım böyle bir önemli maça ancak bu kadar eksikle çıkabilir. Futbolda genel söylemdir. "Defansın iyiyse, orta sahan iş yapıyorsa ve de forvetinde bir golcün varsa sorun yok" derler. Göztepe tatsız sürprizlerle kahroldu, kolu kanadı kırıldı.
Defansın önemli ismi Peybernes'in sakatlığı nüksetmişti. Castro ile birlikte orta sahanın gözdesi Scarione'den de acı haber geldi, idmanlarda sakatlanmıştı.
Ve büyük koz Adis Jahovic yoktu, gol yolları da tıkanmıştı. Mübarek; geçen hafta maç bitmiş, soyunma odalarına açılan koridorda hakeme söylenmenin ve cezalı duruma düşmenin bir mazereti var mı? Hem de Beşiktaş'a transfer olacağın dedikodularının ayyuka çıktığı bir sırada böyle bir maç arifesinde tribünde oturmak senin gibi bir golcü için nasıl izah edilebilir?
TUNA'NIN YANLIŞ TERCİHLERİ
Tamer Tuna genç bir hoca. Hepimiz ilk deneyimini yaşadığı Göztepe'de başarılı olmasını diliyoruz. Ama Beşiktaş'a çıkardığı 11'in ne kadar hatalı olduğunu da vurgulamalıyız. Öncelikle defans ve orta saha bloğunun sağlam kurması gerekirken ve şimdiye dek Rotman'ın bu takım için ne kadar önemli bir isim olduğu bilinirken, Halil ve Tayfur'u birarada oynatmak, ayrıcı Gouffran ve Ghilas'tan birlikte gol atmalarına beklemek maceradan öte bir seçim değildi. Ve sonu beklendiği gibi yenilgiyle sonuçlandı.
Tamer Tuna, hocası Şenol Güneş'e karşı kırık not aldı.
Ve Beşiktaş önce formda kalecisi Fabri ile ilk 10 dakikada ayakta kaldı, sonra Talisca-Babel-Cenk üçlüsüyle ve bu futbolcuların akıllı oyunlarıyla maçı kolaya çevirdi ve kazanarak yürüdü gitti.