İstek, heyecan ve çabada soru yok. Ancak yetersiz kalan mesele de çok. G.Saray dünkü maça sezon başında büyük umutlarla transfer edilen 4 oyuncusundan yoksun başladı.
İkisi mecburiyetten (Gomis ve Fernando), biri yetersizlikten (Belhanda) öteki de yaşanan gelişmelerden (Ndiaye) dolayı.
Evet takım hemen girişte de bahsetmeye çalıştığım gibi baskılı ve arzuluydu ancak birçok açıdan da sorunluydu. Şunu kabul edelim.
Eren iyi ama Gomis daha etkili.
Selçuk gayretli ama Fernando daha iyi kesici. Belhanda'nın kulübede olması doğru ama Ndiaye bu takımın çok önemli bir bireyi.
Soru şu... Ndiaye giderse ki gitti gibi gözüküyor. Gelecek parayla sadece sol bek mi alınacak yoksa Ndiaye ayarında bir orta sahaya da bakılacak mı? Çünkü uzun vadede ortanın ortası büyük sıkıntıların habercisi gibi.
HATALAR, SORUNLAR
Dün biraz da inanılmaz pas hataları sayesinde Osmanlıspor, G.Saray yarı alanında çok fazla hareket alanı buldu. Ve Serdar Gürler çoğu kez tek başına G.Saray'ın fabrika ayarlarını bozdu. Bu anlarda sarı kırmızıların sorunlu bölgeleri ön plana çıktı. Böyle olunca da konuk ekip oyunu rakip alana yıktı. Savunmanın çıkarken yaptığı hatalar ders konusu olur. Biri de değil hepsi. Sorun bir tane de değil sürüyle.
Zamanlama hatası da var, pas hatası da... Kademe sorunu da var, oyun kurma sorunu da.
Tüm bunların arasında iyi bir şeyler yok muydu, vardı elbet.
Rodrigues'in hızı, Eren'in goldeki pası, Feghouli'nin takipçi tarafı ve Gomis'in girer girmez attığı golle verdiği mesajı ilk akla gelenler.
Tabii ki Karcemarskas'ın da hakkını teslim etmeli. Sonuç olarak G.Saray'ın planı ve çabası düne yetti. Ancak yarına yetmez.