Son haftalarda Göztepe ile ilgili çıkan haberlere dikkat edin. Satır aralarındaki ifadeler vaziyeti ortaya koyuyor aslında. Takım bir süredir cezalılar ve sakatlıklar sebebiyle stoper, sol bek ve sağ alternatifi olmadan çıkıyor sahaya.
Bununla birlikte doğal olarak savunma hattı çoğunlukla değişiyor. Elbette savunma bu kadar değişirse skor da değişir.
Demek ki neymiş? Daha iyi bir plan gerekliymiş.
M.City'e ne oldu?
Manchester City 1 hafta içinde oynadığı 3 maçı da kaybetti. İkisi Devler Ligi'nde Liverpool'a biri de ligde Manchester United'a.
Koca sezonda bu maçlara gelene dek her iki kulvarda toplam üç yenilgi alan takımın 1 haftada aynı rakama ulaşması enteresan.
Hadi ligdekine şampiyonluklarını ilan etmek üzere olduklarından rehavet diyelim de peki ya Avrupa'ya vedaları?
Transfer dedikoduları boşa değil gibi gözüküyor.
Unutulmaz
Roma'nın efsanesi Totti, kariyerinde en unutamadığı günün, 24 yaşındayken 17 Mayıs 2001'de lig şampiyonu olduğu gün olduğunu söyler ve "Bir futbolcu, tüm kariyerini böyle bir günü beklemek için de geçirebilir" ifadesini kullanır. Aktif futbol yaşantısına devam ediyor olsaydı, Barcelona maçı ilk sırada yer alır mıydı bilinmez ama şu an mevcut kadroda olanların çoğu günün birinde futbolu bıraktıklarında sanırım önceki gün şahitlik ettiğimiz maçtan hep bahsedecek.
Skorundan rakibin büyüklüğüne, tribün desteğinden kenar yönetimine ve en çok da takımın isteğine bakarak tarihi bir maçtı çünkü yaşanan. 20'sindeki Cengiz'in yaşadıkları 24'ündeki Totti'nin yaşadıklarından kat be kat fazlasıydı belki de. Hani bazen bu güzel oyunu yıllar yılı niye bu kadar çok sevdiğimizden bahseder dururuz ya işte bu ve benzeri maçlardır sebebi.
Taraftarı olsanız da olmasanız da, Roma Olimpiyat Stadı'nın civarında bile bulunmasanız da bu maçlar ve hikayeleri büyütür futbolu işte. Messi'nin Barcelona ile ilk maçına çıktığı gün Cengiz 5 yaşında bir çocuktu mesela. O çocuk koşa koşa geldi ve önce rakip oldu. Sonra yaptığı asistle Messi'nin hatıralarının arasına hiç unutamayacağı bir maç koydu. Çünkü kazananı kadar kaybedeni de unutamayacak bu maçı.
Hatta izleyeni de...
6'da 5'ten 6'da 1'e
Altay'ın son 12 maçında yaşadıkları puan durumuyla sabit.
Yani son 6 maçtaki performansı ile ondan önceki 6 maça baktığımızda renkleri gibi siyah ve beyaz gibi fark var. Önceki 6'dan 5 galibiyetle 15 çıkartan takım, sonraki 6'da 1 galibiyet 3 beraberlikle 6 puan çıkartabildi. Peki hayallere veda etmeli mi? Asla. Gümüşhane'nin Ş.Urfa ve Altay maçları düğümü çözecek gibi. Üstelik ikisi de deplasmanda.
Osmanlıspor'un fikstürüne dikkat
Şampiyonluk mücadelesinin yanı sıra ligin alt tarafındaki vaziyet de merak konusu. Malumunuz Karabük ilk düşen takım oldu.
Kalan 6 haftalık sürece baktığınızda ise Osmanlıspor'un fikstürü dikkat çekiyor.
Çünkü Ankara ekibi G.Saray'ı takip ediyor. Yani sarı-kırmızılılar kimle oynadıysa veya oynayacaksa onlar da aynı rakiplerle karşılaşacak.
Trabzon, G.Birliği, Başakşehir, Alanya, Beşiktaş ve Akhisar.
Yani yol durumu G.Saray için ne kadar engebeli ise onlar içinde aynı. Ve bu tabloda alttakiler adına en zor süreç onlarınki gibi.