Yıkmak kolaydır hem de çok kolay, ama bir şeyi yaratmak hiç te kolay değildir! Eskiye göre artık alternatif zenginiyiz... Ailecek spor yapabileceğimiz, yemek yiyebileceğiniz, çay içebileceğiniz, çoluk çocuk gidilecek o kadar yer var ki! Zaman çok değişti...Alternatifler çoğaldı. Hatta çok fazla çoğaldı.
Belki de bu durum yorgunluktur... Duygusal yapışan bir yorgunluk... Gönül yorgunluğu galiba...
Halbuki İzmir'e mal olmuş eski - yeni tüm tenis kulüplerimiz, marka mekanlarımız daima kendilerini yenilemeye çalışarak spora ve sosyal aktivitelere yönelik çalışmalarına sebatla ve aşkla devam ediyorlar. Ancak maalesef alternatif çokluğundan negatif etkilenmekteler. Kulüplere artık yeni görüşler, değişiklikler gerekiyor sanıyorum. Bu günlere kadar yapamadığımıza göre hiç olmazsa bundan sonra yapmaya çalışalım. İzmir'de mevcut marka kulüplerimiz gençlerimizi bekliyor. Büyüklerimizin bize yaptıkları gibi, gençlerimizi, daha da geç olmadan oralara, spor yapmaya yönlendirip teşvik edelim. Kulüplerimiz yine modamız ve vazgeçilmez alışkanlıklarımızdan olsun...
Wimbledon'un gerçekleri
Büyük şampiyon Nadal'ın yenilmesi gibi beklenmeyen neticeler ve izlediğimiz zorlamalar aslında Wimbledon'un çim kortlarının ve Londra ikliminin zalim ve sürprizli gerçeklerindendir. Ayrıca kaybedecek bir şeyleri olmayanların da vitrine en rahat çıkabildikleri kortlardır. Yalnız Nadal'mı? Tabii ki değil... İlk bakışta Venus, Strosur, Jankoviç, Wozniasky... ve diğerleri yanında şimdi de Sharapova'yı sayabiliriz. Ve daha önümüzde birkaç gün var... Çok şeyler olabilir. Tenis Kortları içindeki vazgeçilmez yalnızlık... Müzik gibi... Dans gibi... Sanat gibi... Ve tekrarların tekrarsızlığı... Bu güzellikler içinde doyumsuz mutluluğu yaşıyoruz.Hoşgeldin Metin Kaplan
Eski bir milli güreşçi olan 63 doğumlu Sayın Metin Kaplan spor eğitimi görmüş, sporla yoğrulmuş, sporun içinden gelen bir spor adamı. Son görev yeri Nevşehir'den, spor tesisleri bakımından ülkemizin en zengin şehirlerinden biri olan ve 2005 Üniversite oyunlarından beri de her geçen gün yeni tesislerle süslenen, İzmir'e, teşkilatın deneyimli ekibinin müdürü olarak atanmış.
İlk izlenimimiz olumlu: Tesisleri "iyi bakmak" şartıyla kulüplerin yönetimine bırakmak istiyormuş. Senelerdir düşünülen bu uygulamayı umarız en verimli şekilde gerçekleştirir... Kendisine ümit içinde öncelikle "hoş geldiniz Sayın Kaplan" diyor ve Türkiye'nin Ulusal Eğitim Merkezi - UTEM ile İzmir Tenis Camiasının gözbebeği İZMİR CUP ATP Challenger turnuvasına sahip çıkarak çağ atlatmasını diliyoruz.
