• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Milli Takım gerçekleri

NECDET KESTELLİ

Milli Takım gerçekleri

necdet.kestelli@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 18 Temmuz 2012
Her branşta ve her yaş kategorisinde Milli takımların oluşturulmasının bir tek nedeni vardır: Ülkenin en iyi şekilde ve en başarılı şekilde temsil edilmesini sağlamak... Bizde tenis konusunda ve son senelerde uygulanan tek şey dönem boyunce elde edilmiş muhtelif puanların en iyi dördünün toplamıdır. ITF kendi organizasyonunun başarısı için bir takvim hazırlar; Buna göre ülkeler şampiyona tarihinden epey önce takım listesini ITF'e bildirmek durumundadır. Ancak ne var ki Türkiye'de veteran oyuncuların çoğunlukla tek dertleri ve uğraşları tenis değildir. Ayrıca Türkiye'de puan toplayabilmekte kolay değildir; Zaman ister, para ister. Özetle puanlar gerçeği tam olarak göstermez. Anlaşılıyor ki bu seçimler için başka kriterlere de ihtiyaç vardır. Bu güne kadar değişik uygulamaların yapıldığını ve denendiğini biliyoruz. Ne var ki hepsi de dedikodulara neden olmuş ve uygulanmaktan vaz geçilmiştir. Milli takım seçmeleri ayrıcalıklı ve yetkili bir ekip tarafından önceden hazırlanmış kesin ve belli kriterlere göre değerlendirilerek yapılmalıdır. Yeter ki bu ayrıcalıklı yetki amaca uygun ve doğru olarak kullanılsın!

Wimbledon'un ardından
Nadal, Djokovic ve Murray'in rekabetinde Federer'in arzu edilen ancak beklenmeyen ve rekorlar getiren büyük başarısı yanında Serena Williams'a "daha bitmedim" dedirten geri dönüşü tabii ki tenis tarihi açısından unutulmayacak çok önemli iki olaydı! Kendi tenis tarihimize bakarsak ta, İpek Şenoğlu'nun açtığı yoldan giden Marsel İlhan'dan sonra aynı yola baş koyan genç yeteneğimiz İpek Soylu'nun başarısı ile çok sevindik ve mutlu olduk. İlhan'ın Hamburg'ta eski günlerine dönüp ana tabloya çıkması, Çağla ve Başak'ın süregelen önemli başarıları ise yüzümüzü güldürmeye devam ediyor. Umarım bu güzel haberler giderek artar, arkadan gelen gençlerimizi kamçılar ve daha çok çalışmalarını sağlar.

Başarı, başarıları getirir
Her bakımdan başarıya, dolayısıyla refaha ulaşmış ülkelere baktığımızda başarılarının en büyük sırrının araştırma ve geliştirme çalışmalarına verdikleri önemde olduğunu görmek için kain olmaya gerek yok sanıyorum. Burada bizim için yeni olan, AR-GE'nin spora ve spor yönetiminde de yaygın bir şekilde uygulanıyor olması. Uluslararası kurallar hariç, hazıra konmaya alışmışlıktan kurtulup her konuda kendimize özgün kuralları ve koşulları en iyi şekilde hazırlanmasında YETKİLİ AR-GE KURULLARINI kurup çalıştırabildiğimiz gün Sporda da çok hızlı bir büyüme içine gireceğimiz kesindir. Yeter ki bir an önce başlansın.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.