Tüm zamanların en iyi teknik adamı İngiliz Alex Ferguson, futbolda otoriteyle ilgili kitabında ders niteliğinde hikaye anlatmış "Şubat 2003'te Arsenal'le Old Trafford'da yaptığımız ve 2-0 kaybettiğimiz maç Federasyon Kupası maçıydı. David Beckham'ın hatası Arsenal'in attığı golde geriye koşmamasıydı.
Maçtan sonra hatasını söyledim, kulak asmadı.
Soyunma odasında benden üç dört metre uzakta oturuyordu. ayakkabılardan birine bir tekme savurdum gidip tam gözünün üstüne çarptı. Ayağa kalktı " Otur" dedim. Çünkü artık büyük futbolcu olduğunu düşünüyordu büyük oyuncular rakibi kovalamazdı!
Ertesi gün olay basına yansıdı. İşte o zaman yönetim kuruluna Beckham'ın gitmesi gerektiğini söyledim. Beni iyi tanıyan yönetim kurulu mesajı gayet iyi almıştı. Oyuncu teknik direktörden büyük olduğunu düşündüğü anda gitmeliydi.
Otorite kaybolduğu zaman kulüp artık kulüp olmaktan çıkar.
Oyuncular kulübü yönetmeye başlar. Önemli olan otoritedir.
Oyuncunun takımı ele geçirmesine izin verilmez. Takımdaki otoritenin odak noktası teknik direktördür." (Kaynak: Hayat Hikayem) Futbolcuların isteklerine boyun eğen yöneticiler hiçbir zaman kazanamazlar.
Teknik adamları rahat bırakın!
YETENEKLİ GÖÇMEN ÇOCUKLAR SORUNU
İstanbul Üniversitesi, Spor Bilimleri Fakültesi Öğrt. Gör. Alay Kesler hocadan bir mesaj geldi. Özetle Göçmen Çocuklara lisans hakkı tanınmasını istiyor. Göçmenler arasındaki yetenekli çocukların altyapı liglerinde oynatılmadığını ve aralarındaki süper yetenekli çocukları kaçırdığımızı belirtiyor.
Ülkemizdeki göçmenler her konuda sosyal güvence altında olmalarına rağmen (eğitim, sağlık, güvenlik vb.) TFF ve Amatör Spor Kulüpler Federasyonu mevcut uygulamaları nedeniyle lisans hakları yok. T.C. vatandaşı olma, doğum belgesi (kemik testi ile doğum tespit edilebilir) ve geriye dönük beş yıllık oturum izni yani beş yıllık ikamet mecburiyeti de aranıyor. Hoca, "TFF/ ASKF özellikle Filiz Lisans durumundaki çocuklara en azından geçici lisans hakkı vererek çözebilir" diyor.
Bence de Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Sokaktan Sahaya' yaklaşımının gerekçeleri düşünüldüğünde spora dahil edeceğimiz bu mağdur, mazlum ve yetenekli çocukları kazanmalıyız. Örneğin İstanbul Soma Aslan Gücü Futbol Kulübü sporcusu Suriye asıllı Adem Metin TÜRK'e bu şans tanınmış ve e U14 Türk milli takımımıza seçilmişti. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a duyurulur...
YALAN RÜZGARI BAŞLADI
Lig bitti ve yalan transfer dönemi başladı. Spor sayfalarında, ekranlarda bir takıma her gün en az 10 futbolcu transferi gerçekleşen anons dönemine girdik..
Nasılsa fanatikler yalan da olsa umut dünyasını seviyor!
Haa bunları yönlendiren de menajerler.. Elindeki futbolcuları habire kulüp muhabirlerine "kesin geliyor" diye pompalıyorlar! Elalemin Real Madrid'i, Barcelonası, İngiliz kulüpleri 15-17-19 yaşlarındaki yeteneklere para ödeyip kadrosuna katarken bizimkiler hala "emekli çilek" peşinde!