Gazete köşeleri... TV ekranları. Sosyal medyanın canlı programları...Yorumlayamayan ağzından çıkanı duyamayan yorumcularla tıkabasa dolu... Mesleği gazeteci olanlar amatör maçlardan profesyonel müsabakalara yıllarca görev yaptıkarı için tespitleri daha doğru ve cümleleri doyurucu. Ancak yeşil sahaların bazı emekli hakemleri ve futbolcuları ekranlarda konuştuklarını unutuyorlar. Eski futbolcu şimdinin yorumcusu sadece Rıdvan Dilmen'i ayrı tutmam gerek. Maçların analizini çok iyi yapıyor. Gelelim Tümer Metin'e. Beşiktaşlı Necip için "Halı saha maçına bile çağırmam" demesi hoş olmadı. Sergen hoca için de tepki çeken sözleri olmuştu. TV yorumculuğu çok ciddi iş. Tümer Metin aynı camiadan. yarın onlarla karşılaştığında yüzlerine nasıl bakacak merak ediyorum.. Ayrıca İleri Üçlü programındaki üç meslektaşımın Süper Lig hakemlerine acayip yüklenmelerine de anlam veremedim. Yıllardır bu işin içindeler MHK ve hakemlerin ellerinde ayrı maç yönetme kitabının olduğunu bilmeleri gerekir. Ben de yıllarca hakemlik yaptım. Ayrıca antrenörlük belgesine sahibim Eğitim kurslarına gittiğinizde ilk söylenen "Şimdiye kadar futbolla bilgili bildiklerinizi unutun" derler. Ve bambaşka bir bakış açısına sahip olursunuz. Öğrenmenin yaşı yoktur. Gazeteciyim diyorsanız yorum yaparken üstünüzde her takımın forması olacak adil söylemleriniz için... Benim derdim mesleğimiz zarar görmesin.
SÜRTÜSME VAR!
Video Yardımcı Hakem sistemi bundan önceki başkan Namoğlu'nu yemişti. Şimdi sahadakilerin ve VAR'dakilerin sürtüşmesi birbirlerini dinlememeleri iyice ayyuka çıktı. Son Fenerbahçe-Başakşehir maçında sahadaki Bahattin Şimşek'in çaldığı çalmadığı gördüğü görmediği ve dünyaca ünlü hakemimiz Cüneyt Çakır'ı dahi dinlememesi gündeme değiştirdi. Bunun yanında hakemlerin anlaşmışsa teknik adamları da kırmızı kartla sert otorite ile tribüne yollamaları görülmüş şey değildi ligimizde. Böyle göstere göstere hatalar MHK Başkanı Tatlı için tehlike çanlarını çalmaya başladığı ipuçlarıdır.
EROL BULUT'TAN DERS
Yine meslektaşlarımızın hatalarından gidelim. Geçmişte A. Alanyaspor hocası Çağdaş Atan'ın basın toplantısında ona soru sorulmaması üzerine olay olmuş, herkes spor basınının yetersizliği konusunda laf yarıştırmıştı. Başakşehir maçından sonra Fenerbahçe Teknik Direktörü Erol But'un basın toplantısını izledim. Dışarıdan bir soru soruldu. Soran muhabir bir tv çalışanıydı. Fenerbahçe'nin maç içersinde 3-4-3 oynadığını belirtti. Soruyu duyan Erol hocanın yüzünü görmeliydiniz. Suratı düştü, sanki soruyu sorana acıdı. Ters cevap vermemek için sabırla derin nefes aldı ve şu sözleri söylerken adeta mesleğimizle ilgi acı gerçeği kibarca haykırdı: "Takımları biz çalıştırıyoruz profesyoneliz bizim mesleğimiz ama herkes bizden daha iyi biliyor. Biz maç esnasında hiçbir şekilde 3-4-3 taktiğini denemedik bile! Soruyu soran adına utanalım mı, üzülelim mi? Yoksa meslek kimlere kaldı mı diyelim? Meslektaşlara bilhassa yolun başında ya da ortasında olanlara tavsiyem; eğer antrenörlük kursuna gitmemiş elinizde de diplomanız yoksa sakın ha fazla teknik konulara girmeyin ! Karşınıza Erol hoca gibi kibar biri çıkmayabilir!