Fırsat buldukça, spor özellikle futbol medyasındaki sorunları yazmaya çalışıyorum. Özellikle eski hakem ve futbolcuların yorumlarının, gazetecilikle karıştırılmaması gerektiğini savunuyorum. Bundan böyle okuyucularıma, haftanın gazete köşe ve tv ekranlarında yaptıkları haber ve yorumlarla form grafikleri yükselen isimleri yazmaya çalışacağım. Naçizane tavsiyem olacak; kulüp muhabirliği yapmış, altyapısı sağlam gazetecileri okuyun ya da ekranda izleyin. Doğru, tarafsız bilgilendirici yorumlarını göreceksiniz. Eski futbolcu ve hakem emeklileri gibi (İyilerine lafım yok) konuları patırtı gürültüye getirmezler! Geçen haftanın en iyileri; Fatih Doğan, Gürcan Bilgiç, Tahir Kum, Barış Yurduseven ve her zaman formda olan abilerimizden Atilla Gökçe'ydi. Bu arada A Spor ekranında Mustafa Göksu'nun yönettiği Artıspor'da yayınlanan Mesut Özil profili de ilgi çekiciydi.
FUTBOL OKULU DEYİP GEÇME
Beşiktaş'ın genç oyuncusu Rıdvan Yılmaz'ın kulübün resmi tv kanalında konuştuğu videoya denk geldim. Daha 13 yaşlarında... Fulya Altyapı Tesisleri'ndeki antrenmanlardan ve takımın başında bulunan Ömer Gülen hocanın kendilerine kattığı değerlerden bahsediyordu. Rıdvan'ın kısaca söyledikleri: "Antrenmanda yorulan maçta yorulmaz! 19 yaşına gelmeden A takımda oynayacağım!", "İlerisinde hedefimde Arsenal'e gitmek var." Beşiktaş 2010 yılında küçük yeteneklere verdiği önemin karşılığını alıyor. Rıdvan Yılmaz, Erdoğan Kaya, Kartal Yılmaz futbol okullarından yetişme, oralardan seçilme. Ay-yıldızlı formayı giymeleri yakındır...
OKKALI CEZAYMIS...
Hakemler, teknik direktörleri şöhretine bakmadan kızartıp tribüne yolluyor. PFDK da gelen raporlara göre maça çıkmama cezalarını yapıştırıyor. İki üç sezondur en çok cezayı alıp, sahaya takımın başında çıkamayan Fatih Terim etkileniyor. O başta olmayınca da puanlar kaybediliyor. Zarar katlanıyor yani. Çoğunluk hakemlerin bu kararlarına karşı. Vay efendim milyon dolarlık takımların milyon liralık maaş alanlarına bu yapılır mıymış? İngiltere, Almanya, İtalya'da oynarken hakemlere yan gözle bile bakamayan yabancı futbolcular, bize gelince kabadayı kesiliyorlar. Uygulama çok doğru. TFF ve MHK bunda ısrar etsin ki hakemlere herkes hak ettiği saygıyı göstersin...
ALTAY ANISI
1970'li yıllar... İstanbul Feriköyspor ile Altay'ın İzmir'de maçı vardır. Feriköy Başkanı Necati Karakaya bir gün önce arkadaş ortamında yemek masasındadır. Akşamın sonunda içtiklerinin etkisiyle hoteline gideceğine, önceden tanıdığı, Altay kalecisi Varol Ürkmez'i ziyaret etmek için Alsancak'a gider. Katı bilmiyordur rastgele zile uzun uzun basar. Kapıyı pijamalarıyla, uykusu bölünmüş biri açar. "Varol burada mı oturuyor?" der, ama açanı da tanıdığını hisseder. Kızgınlıkla yanıt verir adam "Bir kat yukarı basacaktın" diye. Karakaya özür diler, yukarı çıkacakken adam seslenir " Bu saatte Varol'u satın almaya mı geldin eşekoğlu eşekk". Karakaya o an kim olduğunu anımsar: Altay Başkanı Mazhar Zorlu'dur. Maç saatinde Altay kalesinde Varol değil yedek kaleci Akın vardır! (Kalede 1 Başına, kitabından)