Sekiz ilçede mitinginde şunları gözlemledim:
1. Tayyip Erdoğan'ın selamını iletiyor ve kendisinin Erdoğan adına orada bulunduğunun altını çiziyor. Erdoğan liderliğini tahkim ediyor.
2. Sahaya iyice ısınmış... Hitabeti akademisyen gibi değil, kısa cümlelerle ve etkileyici.
3. Kendisine yönelik inanılmaz bir muhabbet var. O da bu muhabbete karşılık veriyor, çocuklar ve yaşlılar ile ayrı ayrı ilgileniyor. Kucaklaşıp, sarılıp halleşiyor.
4. Ayrım yapmıyor. Hangi siyasi partiyi desteklerse desteklesin, her ilçeyle, her beldeyle, her köyle ilgileniyor...
5. Kendisine karşı gösterilen olağanüstü teveccühün sebebi olarak Başbakan Erdoğan'ı işaret ediyor...
Bütün bu gözlemlerden ve 'Cumhurbaşkanlığı isterse, Erdoğan'ın hakkıdır' açıklamasından sonra şunu çok rahat ve net söyleyebilirim:
AK Parti içerisinde Tayyip Erdoğan'ın yanında durmakla kalmayıp, onun 'Ulusal ve Küresel Liderliği'ni kavramsal alanda tahkim eden bir lider figürü Ahmet Davutoğlu.Erdoğan'a yönelik saldırılar sırasında hiç tereddüt etmemesi, hiç savrulmaması da ilkeli ve devlet kavrayışlı bakış açısını yeniden tescil ediyor.
Benim kişisel kanaatim şu:
Başta Davutoğlu olmak üzere; Binali Yıldırım, Efkan Ala, Hakan Fidan gibi liderlikler, Türkiye'nin 'Küresel Lider'inin önünü açan büyük fonksiyonları icra ediyorlar.
Dünyanın her alanında, 'yüksek siyaset' ile ilgilenen Ahmet Davutoğlu'nu, en ücra kasabalardaki yaşlı ninelerin ve çocukarın dertleriyle bire bir ilgilenirken ve onlara Recep Tayyip Erdoğan'ın sembolik elini uzatırken gözlemlediğimde bunu bir kez daha anladım:
Küresel ölçekte 'liderlik' niteliği olan bu isimlerin 'Milletin Lideri'ne olan net desteği, Erdoğan'ı yenilmez bir dünya lideri haline getiren millet gücünü ve siyasi aklı tahkim ediyor.
Erdoğan'ın ise bütün diğer yetenekleri yanında iki olağanüstü yeteneği var:
Millet ile kurduğu güçlü bağ ve sonucunda aldığı büyük destek...
Çok önemli liderlikleri kendisine bağlayabilen irade ve verdiği şaşmaz güven duygusu...
