• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kardaki izler BİRKAN YÜKSEL

Kardaki izler

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 21.10.2017, 00:00

Soykırımdan sağ çıkmayı başaran Amerikan yerlilerinin iskanı için oluşturulmuş özel idari bölgelere rezervasyon denilmiş malum. Acı bir alayla, yeterince mahçup olmamış bir özrün sinir bozucu karışımı.
'Wind River'da ıssız, uzak ve soğuk bir Kuzey Amerika rezervasyonunda işlenen vahşi cinayetleri araştıran çaylak FBI ajanının hikayesini izliyoruz.
Karla kaplı arazi, sonsuza uzandığı izlenimi veren beyaz ve buzdan tabiat ile her şeyi yerinden eden, sessizliği, akışı ve dengeyi paramparça eden kötülük sarmalında kusursuz bir sinematogrofi kuruyor film.

KIŞ KIYAMET

Yönetmen Taylor Sheridan, teknik becerisini güçlü anlatıyla da desteklemeyi başarıyor üstelik ve 'Fargo' ile aynı ligde şahane bir suç draması kotarıyor.
Cannes'da 'Belirli Bir Bakış' kategorisinde ödülü kucaklayan hikaye, yaşam hakkının ihlali ile kış / kıyamet bir coğrafyanın yarattığı kaotik huzursuzluğu başarıyla eşleyen kusursuz kadrajlarla dolu.
İzleyeni sürekli istim üzerinde tutan gerilimi ve yürek burkan hüznü, hikayenin diğer güçlü yanları.

'KANUN BENİM' EĞİLİMİ

Ve fakat iki önemli aksaklık, bir başyapıttan bahsetmemizi mümkünsüz kılıyor 'Kardaki İzler'de. Bunların ilki, 'yerli' halkın yaşamı, sefilliği ve yüzyıllara yayılan acısı ile utangaç ve çok dolaylı bir ilişki kurmayı tercih etmesi bana kalırsa.
Oysa cinayetlerin arka fonunda, bölgeye gelen maden şirketi çalışanlarının ırkçı önyargıları ve mizojini boyutlarındaki eril nefretlerinin motivasyonuna dair parçacıklar yakalamak mümkün. Burada, acımasızca yok edilmiş ve hala yakıcı öfkelere maruz kalan bir halkın hikayesini, toprakları üzerindeki yıkıcı endüstriyel faaliyetler ile bir arada okuma olanağı barındıran, sınıfsal / toplumsal bağlamlı bir katman ihmal ediliyor sanki.
Film bu anlamlı potansiyelin etrafında ürkek birkaç tur atıp, ana akım bir polisiyeye dümen kırıyor bir noktada.
Tam da bu anlar ikinci mühim aksaklığı yaratıyor; öyküyü o evrenin klişelerine, hukuk üstü bir intikam temasına ve kahraman adamların korunmaya muhtaç kadınları kurtardığı bir vasata yaslıyor.
Keten helvayı tamamen yakmayan ama hazmı zor bir forma sokan kolaycılıklara bel bağlıyor finale doğru bu canım hikaye.
İlk görevinde son derece zor bir coğrafyada her anlamda yolunu yitiren acemi ajan rolüyle Elizabeth Olsen ve ona soruşturmasında yardım eden, kızını da benzer bir trajedide yitirmiş kasaba sakinine hayat veren Jeremy Renner olağanüstüler. (Sanırım aralarında, verili koşullarda herhangi bir romantizmin gelişememesini de hayırla yad edebiliriz.) Teknik ve anlatısal niteliğini, ideolojik / söylemsel katmanda aynı maharette kuramayan 'Wind River' her şeye rağmen, Filmekimi'nin en dikkat çekici ve değerli parçalarından biri.

UNUTMAMALI

- DERSU UZALA (1976) AKİRA KUROSAWA
- FARGO (1996) ETHAN-JOEL KOHEN
- INSOMNİA / UYKUSUZ (2002) CHRİSTOPHER NOLAN
- FROZEN RİVER / DONMUŞ IRMAK (2008) COURTNEY HUNT
- KOSMOS (2010) REHA ERDEM
- THE GREY / GRİ KURT (2011) JOE CARNAHAN

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA