Bu köşedeki son yazıma şöyle başlamıştım:
"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Macaristan'dan Ankara'ya dönerken iç ve dış olaylarla ilgili önemli açıklamalarında öne çıkan bir çok başlık var. Bu başlıkların 2'si iç politika açısından çok önemli. Bu 2 başlık önümüzdeki günlerde-aylarda çok konuşulacak parametreler içeriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden aday olacak mı? sorusu ve yeni Anayasa çıkışıyla birlikte erken seçim tartışmaları... Gerçekten iki gündür Türkiye iç politikasında en çok konuşulan, tartışılan ve Aziz milletimizin de çok yakından takip ettiği 2 başlık oldu Başkan Erdoğan'ın açıklaması. Erdoğan, "Yeni anayasa Türkiye için büyük ihtiyaç. Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu" ifadelerini kullanmıştı.
BAHÇELİ'NİN ÇIKIŞI
Başkan Erdoğan'ın 'BENİM YENİDEN ADAY OLMA DERDİM YOK' ifadesi Aziz Milletimizin kahır çoğunluğu tarafından sarsıcı oldu. Türkiye Yüzyılı'nı başarı ile ilmek ilmek örmeye devam ederken, Büyük Türkiye yolunda yürümesini bekleyen, arzu eden, 2028 yılında Başkan Erdoğan'ı yeniden seçmeye hazırlanırken, elbette Aziz milletimiz üzüldü. Bu gelişme, Başkan Erdoğan'la Türkiye'nin yarınlara başarı ile yürümesinde her an yanında olan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin içten gelen duygularla, tarihi açıklamalarından birini daha yaparak, Aziz milletimizin düşüncelerinin tercümanı oldu. Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti devleti ilk kez çok güçlü bir ivme kazanmıştır. Önümüzdeki yüzyılı doğru okuyan ve yorumlayan bir yönetim anlayışı çok şükür teşekkül etmiş vaziyettedir...
Milletimizin özlemleri hayal olmaktan çıkmıştır. İstikbal, Türkiye'nin ve Türk milletinindir... Sn. Cumhurbaşkanımızın yapacağı daha çok hizmetler vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Benim tekrar aday olma derdim yok' ifadesi bizim nazarımızda adil ve hakkaniyetli bir hal beyanı değildir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin, yeni yüzyılın yol haritasını çizen Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a çok ihtiyacı olduğu tartışmasız bir tarih ve hayat gerçeğidir" dedi.
ERKEN SEÇİM YOK
Evet. Aziz Türk Milletinin kahır çoğunluğunun, Yeni yüzyılın yol haritasını çizen Başkan Erdoğan'a çok ihtiyacı olduğunu düşündüğü bir sırada Cumhurbaşkanımız bu açıklamayı neden yaptı? Çünkü, ana muhalefet CHP, yeni anayasa çıkarılmasını engellemede, siyasal mühendislik yaparak, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'a algı operasyonu çekmekteydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan sivil, demokratik anayasa ihtiyacı ile kendisinin yeniden cumhurbaşkanı adayı olabilmesi arasında sistemli bağlantı kuran ve yeni anayasa yapımına engel çıkaran, Türkiye'de yapılan her güzel ve anlamlı işlere karşı çıkmakla, engellemede başı çeken CHP'nin siyasal mühendisliklerine, algı operasyonlarına İÇTENSAMİMİ mesaj göndermiş oldu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluk-rüşvetirtikâptan tutuklanmasını bahane ederek, gözleri başka yöne çevirme tezgâhlarıyla, ERKEN SEÇİM tartışmalarına yönelmişti.
Erken seçim kurgulamaları eşliğinde boykot ve Türkiye'yi yabancılara şikâyet etmekten gocunmayan, siyasi ve ekonomik istikrarı bozmaya çalışan Özgür Özel'in kargaşa teşebbüslerine Başkan Erdoğan, net biçimde "ERKEN SEÇİM YOK" diyerek açıklama yaptı. CHP'nin erken seçim algı operasyonlarını bozan net vurgulamalar yaptı: "Türkiye'yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, sokamayız, buna gerek de yok. Türkiye şu anda tarihinin en istikrarlı, güçlü zamanlarını yaşıyor.
Tam bir birliktelik ruhuyla terörü bitirmenin arifesindeyiz.
Enflasyona karşı topyekûn mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Dış politikada hamdolsun yıldızımız giderek parlıyor. Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için bunların zarar görmesine müsaade etmeyiz. Şu anda TBMM'deki tabloya bakıldığında ara seçimi gerektiren bir durum da yoktur.
Yani erken seçim olduğu zaman ne olacak? Bunlar iktidara mı gelecekler? Erken seçim hesaplarıyla heba ettikleri vakitleri, millete hizmete harcasalar, belki milletin gönlüne girebilmenin bir yolunu bulabilirler."
İKTİDAR OLAMIYOR
CHP'nin 1950 yılından bugüne 74 yıldır TEK BAŞINA iktidar olamama meselesi var. CHP 100 yılı bulan bir geçmişe sahip, ancak Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan Partisi ve AK Parti gibi partiler kuruldukları tarihten kısa bir süre sonra iktidar olmalarına ve uzun süre iktidarda kalmalarına rağmen, CHP'nin tek parti iktidarı dönemi sayılmazsa iktidara TEK BAŞINA GELEMİYOR.
Aralarda, CHP ancak iktidarlara ya darbeler sonrası veya koalisyon ve işbirliklerine dayanarak ortak olabilmiştir.
Buna da, parlamenter sistem imkân vermiştir. CHP'nin iktidar olamama nedeni iyi bir lider bulamama, iyi muhalefet edememe, parti içi tartışmalar ya da parti içi hizipçilik değildir.
CHP'nin oyları neredeyse 80 yıldır yüzde 25 ile yüzde 35 bandı arasında değişiyor. Bu durumu güncel, konjonktürel sebepler ile açıklayamazsınız, bunun derinlerde yatan daha yapısal nedenleri var. Topluma hâkim olan muhafazakâr değerlerin milliyetçilikle oluşturduğu sentez ile gün geçtikçe milliyetçi muhafazakâr- demokrat bir toplumumuz var. Bu sosyolojide geçerli değerler ile CHP'nin temsil ettiği sosyal ve siyasal söylem arasında ciddi uyuşmazlıklar var. Türk toplumu özgürlüğe karşı değildir fakat, CHP'nin militan laiklikle örülmüş içten olmayan özgürlük anlayışına ve emperyalizme karşı net duruş göstermemesine tepki göstermektedir. Günümüzde Ortadoğu'da ve Türkiye'de yaşanan etnik ve mezhepsel sorunlar karşısında CHP yönetimi, ne yazık ki, birlik ve bütünlüğün önünde bir "tehdit" şeklinde olmaktan gocunmuyor. CHP'nin mevcut kimliği ile bugünün Türkiye sosyolojisinde iktidar olma şansı çok az görülüyor.
SONUÇ
GERÇEKLER ışığında, CHP, Cumhur İttifakı'na karşı tek başına iktidara gelemeyeceği için, Başkanlık Modeline karşıdır. Aziz Milletimizin 2017 yılında Başkanlık modelini onaylamasından çok rahatsızdır. Yeni bir anayasa, Aziz Milletimizin ikinci kez BAŞKANLIK MODELİ- Nİ kabulüyle çıkacağından, CHP yeni anayasaya karşı çıkmaktadır. Engellemektedir. Yeniden parlamenter sisteme dönmek için çırpınıyorlar. Neden? Çünkü biliyorlar ki, ancak parlamenter sistemde KOALİSYONLARLA iktidarın ucunu yakalayabilirler. İşte bu gerçek ortadayken, CHP yönetimi siyasal mühendislik yaparak Başkan Recep Tayyip Erdoğan'la yeni anayasa arasında haksız, vicdansız bağlantılar kurarak karşı çıkışlarını sürdürüyor.
