• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Yeni dünya düzeninde Türkiye’nin etkileri

BÜLENT ERANDAÇ

Yeni dünya düzeninde Türkiye’nin etkileri

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 01 Kasım 2025

Yeni dünya düzeni inşası sürüyor. 2015- 2035 sürecinde 21. yüzyıl dünya düzeni şekilleniyor. Büyük Türkiye yerini alıyor. 21. yüzyıl dünya düzeninin tartışmasız kilit ülkesi Türkiye, kilit lideri ise Başkan Recep Tayyip Erdoğan. Avrasya'nın kalbgâhındaki Türkiye'nin küresel lideri Erdoğan, yeni dünya düzeninin en çok gözlenen, sürekli temas halinde olunan, verdiği ve vereceği kararların dikkatle takip edildiği bir konumda bulunuyor. Yeni dünya düzeni şekillenirken hem Batı (Amerika-Avrupa) hem Doğu (Asya) Başkan Erdoğan ve Türkiye'yi yanlarına çekmek için görünen ve görünmeyen birçok jeopolitik hamle içindeler. Bu hafta (30 Ekim 2025 Perşembe günü) yeni dünya düzeninde Türkiye'nin rolünü belirleyecek nitelikte iki jeopolitik gelişme yaşandı. Birincisi, Erdoğan'ın davetiyle ardı ardına Ankara'ya gelen İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile stratejik ve kapsamlı görüşmelerin gerçekleştirilmesiydi. İkincisi ise terörsüz Türkiye ve bölge sürecinde yeni aşamaya geçilmesiydi. Bu bağlamda Erdoğan, üçüncü kez DEM Parti heyetini Beştepe Külliyesi'nde kabul etti. TBMM'de kardeşlik komisyonu yeni aşamaya geçti.

KRİTİK ZİYARETLER
Bu iki jeopolitik gelişmenin arka planına bakalım. İngiltere Başbakanı Starmer ve Almanya Başbakanı Merz'in Cumhurbaşkanımız Erdoğan'la görüşmelerinin önemli sonucu, İngiltere- Almanya-İtalya-İspanya ortak üretimi Eurofighter Typhoon savaş uçaklarının Türkiye'ye satış anlaşmasının imzalanması oldu. Bunun da ötesinde her iki ülke lideri, Türkiye ile stratejik ortaklık ilişkisini ilan etti ve yeni dönemin kapılarının açıldığı mesajını verdiler. Starmer ve Merz'in ziyaretlerinde verilen mesajlar, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin başladığı 2022 yılından bu yana yaşanan jeopolitik değişimlerin Türkiye'ye bakışı farklılaştırdığını, artık daha fazla güvenlik ve savunma gereksinimleri çerçevesinden değerlendirileceğini gösteriyor. İngiltere'nin Türkiye'ye sıcak baktığı, Starmer'ın başbakan olduğu günden itibaren belliydi. Avrupa'nın önde gelen ülkelerinden İngiltere, 2025 Milli Güvenlik Strateji Belgesi'ni yayımladı. 2025 NSS belgesinde Türkiye'nin Birleşik Krallık'ın güvenlik mimarisindeki artan ve belirgin rolü net bir dille ifade ediliyor: "Karadeniz, Kafkasya, Ortadoğu ve Afrika arasındaki kavşak noktasında bulunması nedeniyle Birleşik Krallık'ın Avrupa ve NATO kanatlarındaki güvenlik çıkarları için vazgeçilmez bir ortaktır." Ayrıca Türkiye'nin "güçlü askeri entegrasyon ve savunma sanayii iş birliğine sahip kilit bir NATO ve ikili ortak olmaya devam ettiği" vurgulanıyor. Bu ifadeler, Türkiye'nin artık sadece NATO içinde bir müttefik olmanın ötesinde, Birleşik Krallık'ın bölgesel güvenlik hedefleri ve savunma sanayii entegrasyonu açısından somut, stratejik ve kalıcı bir değer olarak görüldüğünü kanıtlıyor.

STRATEJİK DİYALOG
Londra'nın artan savunma harcamaları ve yerel üretim kapasitesini güçlendirme çabaları, Türk savunma sanayii için potansiyel ortak üretim ve teknoloji paylaşım fırsatlarını da beraberinde getiriyor. Bu süreçte özellikle Almanya'nın politikalarındaki büyük değişim dikkat çekiyor. Almanya, Türkiye'ye sık sık silah ambargosu uygulayan ülkeler arasındaydı. Türkiye'nin AB sürecine de mesafeli yaklaşıyordu. Ancak Rusya'nın Ukrayna'yı işgali Almanya'yı paniğe sürükledi. 2024 sonundan itibaren bu yöndeki pozisyonunu yumuşattı ve Eurofighter satışına da onay verdi. Almanya Başbakanı, ABD ve Rusya'yı kastederek Avrupa'nın güçlü kalabilmesi için stratejik ortaklıklarını geliştirmesi gerektiğini, bu kapsamda NATO'nun ikinci büyük ordusu ve sofistike savunma sanayi altyapısına sahip Türkiye'yi yanında tutma arayışında olduklarını vurguladı. Erdoğan, yeni Avrupa güvenlik mimarisinde Türkiye'ye muhtaç olduklarını belirterek Avrupalı muhataplarına elini uzattı. Türkiye, AB'nin geliştirdiği 150 milyar euroluk Avrupa için Güvenlik Eylemi (SAFE) programından da yararlanmak istiyor. Türkiye ile Almanya'nın yakaladığı yeni sinerjinin en somut yansımasının, büyük gelişme gösteren Türk savunma sanayisinin Avrupa güvenlik mimarisinde etkili olması bekleniyor. Erdoğan'ın savunma sanayi alanında kısıtlamaları geride bırakıp ortak projelere odaklanma çağrısını da bu kapsamda yaptığına dikkat çekiliyor. Türkiye ile Almanya arasında yapılacak ticari iş birliği 60 milyar doları bulacak. Almanya Başbakanı Merz de basın toplantısında "Yeniden stratejik bir diyaloğu başlatacağız. Güvenlik politikaları alanında daha yakın iş birliği içinde olacağız" ifadeleriyle bu politikayı somutlaştırırken, Türkiye ve Almanya arasında dışişleri bakanlarının "stratejik diyalog" mekanizmasını hayata geçirmeleri öngörülüyor.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Erdoğan, DEM Parti heyetini üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Külliye'den verilen fotoğraf dünyaya verilen bir mesajdı. Terörsüz Türkiye'nin bir devlet politikası olduğunu gösteriyordu. Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan görüşmede "Terörsüz Türkiye" sürecindeki son gelişmeler ele alındı. TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, terörsüz Türkiye sürecinde ikinci aşamaya geçti. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan komisyon üyelerine yaklaşık üç saat süren bir sunum yaptı. Irak ve Suriye'deki son durum, Suriye PKK'sı SDG'nin tasfiyesi ve Suriye yönetiminin çalışmaları hakkında bilgi verdi. Öğleden sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sunum yaptı. Terörsüz Türkiye sürecinin en önemli halkalarından birini yapılacak yasal düzenlemeler oluşturuyor. Sürecin kritik bir aşamasına gelindi. TBMM'de infaz yasasındaki değişikliklerin yapılması planlandı. Adalet Bakanı Tunç, "Terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması çerçevesinde bakanlık olarak idari uygulamalardan kaynaklı sorunların giderilmesi için yapılan çalışmaları milletvekilleriyle paylaştık" dedi. "TBMM'nin alacağı kararlar, çizeceği yol haritası, millet adına ortaya koyacağı ortak irade doğrultusunda bizler de o iradeye uygun şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı. "Komisyonun İmralı'ya gitmesi gündeme geldi mi?" sorusuna da Tunç, bu konunun komisyonun takdirinde olduğunu söylemekle yetindi. Sonuç: Starmer ve Merz'in Erdoğan ile gerçekleştirdiği görüşmeler, Avrupa ile yeni aşamaya geçildiğini ve yeni dönemin işareti olarak değerlendiriliyor. Erdoğan, ilişkilerdeki bu yeni dönemin Türkiye-AB ilişkilerini de olumlu etkilemesini beklediğini söyledi. Avrupa, Türkiyesiz güvenlik mimarisini kuramayacağını anlamış görünüyor. Evet, büyük Türkiye ile dost olan kazanır, düşman olan kaybeder.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.