ABD Başkanı Trump, Türkiye'yi de doğrudan ilgilendiren Ortadoğu ve Yakın Asya'ya yönelik yeni hamleler yapıyor. Trump'ın yeni hamlelerine dikkatle bakmakta yarar var. Aşağıda detaylarını vereceğim iki konu, yeni dünya düzeni inşasında jeopolitik yeni dengeleri ve Türkiye'nin küresel aktörlüğünü birebir etkiliyor. Birincisi: Trump, Kazakistan'ın Abraham Anlaşmaları'na resmen katılmayı kabul ettiğini ve imza töreninin kısa sürede yapılacağını açıkladı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray'da düzenlediği akşam yemeğine Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov, Tacikistan Cumhurbaşkanı İmamali Rahman, Türkmenistan Cumhurbaşkanı Serdar Berdimuhamedov ve Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev katıldı. Trump, Abraham Anlaşmaları'nın Orta Doğu ve diğer bölgeler için önemli olduğunu söyledi. Konuyla ilgili sosyal medya hesabından da açıklama yapan Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile de bir telefon görüşmesi yaptığını belirtti.
KAZAKLARLA ANLAŞTI
Kazakistan aynı gün ABD ile kritik mineraller konusunda bir iş birliği anlaşması da imzaladı. Kazakistan'ın İsrail ile İbrahim Anlaşması yapması manidar. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ilmek ilmek ördüğü Türk Devletler Teşkilatının önemli bir üyesi olan Kazakistan'ın, İsrail'le bu anlaşmayı imzalaması dikkatle izlenmesi gereken bir gelişme. Not: Abraham Anlaşmaları nedir? Abraham (İbrahim) Anlaşmaları, 2020'de İsrail'in, başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Bahreyn, Fas ve Sudan ile ABD'nin arabuluculuğunda imzalanan normalleşme anlaşmalarını ifade ediyor. Bu anlaşmalara taraf olan Arap ülkeleri, İsrail'i resmen tanıyıp diplomatik ve ekonomik ilişkiler kurmayı ve bölgesel işbirliğini artırmayı taahhüt ediyor. Trump, Kazakistan'ın katılımını sağlayarak Müslüman çoğunluklu ülkeler arasında İsrail'le diyalog kapısını daha da açmaya çalışıyor. Ayrıca Trump'ın Suudi Arabistan ile İsrail arasında bir anlaşma için de çabaladığı biliniyor. Suudi Arabistan ve İsrail arasında bir normalleşme anlaşması ihtimali, 2020'deki İbrahim Anlaşmaları'ndan bu yana konuşuluyor. Ancak İsrail'in Gazze'ye saldırıları sonrası Suudi Arabistan bu yönde bir adım atmadı.
ŞARA İLE GÖRÜŞECEK
İkincisi Suriye. ABD Başkanı Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmet Esşara, 10 Kasım Pazartesi günü Beyaz Saray'da görüşecek. Trump yönetimi, Şara'nın ziyaretinden hemen önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine sunduğu bir karar tasarısıyla hem Şara'ya hem de Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab'a yönelik yaptırımların kaldırılmasını sağladı. Karar, Rusya dahil BMGK'nın 14 üyesinin onayıyla kabul edilirken Çin çekimser kaldı. Trump-Şara yakınlaşmasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın etkili olduğu belirtiliyor. Trump, Şara'dan ne istiyor? Donald Trump, Suriye'yi ABD liderliğinde IŞİD ve diğer cihatçı gruplarla mücadele amacıyla kurulan uluslararası koalisyona dahil etmeyi hedefliyor. Trump yönetimi, İsrail ile Suriye arasında güvenlik anlaşmasının imzalanması için de Şam üzerindeki baskısını sürdürüyor. Trump ile Şara görüşmesinde, PKK'nın Suriye kolu olan YPG-SDG'nin Suriye yönetimine entegrasyonu (10 Mart Mutabakatı'na göre) ve ABD askerlerinin bölgedeki durumu da ele alınacak. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan son açıklamasında, "Suriye hükümetinin SDG ile yürüttüğü görüşmeleri yakından takip ediyoruz. Entegrasyonun ülkenin güvenliğine, halkın beklentilerine ve ekonomik kalkınmasına somut katkılar getirmesini bekliyoruz. 10 Mart Mutabakatı tam uygulanmalı. Bu çerçevede Suriye hükümetinin ülkenin kuzeydoğusunda ve doğal kaynaklar üzerinde kontrol tesis etmesine imkân sağlanması gerekmekte" dedi.
GAZZE GÖREV GÜCÜ
Şara'nın ilk ziyaretlerinden biri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak 4 Şubat'ta Ankara'ya olmuştu. Trump, 14 Mayıs günü Riyad'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman eşliğinde Şara ile görüşmüş, Cumhurbaşkanı Erdoğan da toplantıya telekonferans yoluyla katılmıştı. Trump, Suriye'ye yaptırımları kaldırdığını açıklamış, bu süreçte Erdoğan ve bin Selman ile yaptığı görüşmelerin etkili olduğunu belirtmişti. Üçüncüsü Gazze görev gücü. Gazze'de istikrar gücü "çok yakında" sinyali. Tasarı Türkiye'nin de dahil olduğu ülkelere iletildi. Üst düzey bir ABD'li yetkili, Washington'un hazırladığı taslağın bu hafta 10 seçilmiş BMGK üyesiyle Mısır, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi ülkelere gönderildiğini söyledi. Washington'ın taslağına göre 20 bin askerden oluşacak güç, gerekli tüm önlemleri alma yetkisine sahip olacak. Bu da gerektiğinde askeri güç kullanabileceği anlamına geliyor. İki yıllık geçici yönetim. Bu gelişmeler, BMGK'nın Gazze için iki yıllık geçici yönetim organı ve istikrar gücünü yetkilendirecek karar tasarısını görüşmeye hazırlandığı döneme denk geliyor. Söz konusu gücün sivillerin korunması, sınır güvenliği ve Filistin polisinin eğitimi görevlerini üstlenmesi planlanıyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Katar merkezli Al Jazeera'ye yaptığı açıklamada, "Gazze'deki herhangi bir istikrar gücünün tam uluslararası meşruiyete sahip olması gerektiğini" söyledi.
TÜRKİYE'NİN ROLÜ
Türkiye, ateşkes ve barış planı sürecinde önemli bir rol oynadı. Ankara, Hamas'ı plana destek vermeye teşvik etti ve İstanbul'da Katar, Suudi Arabistan, BAE, Ürdün, Pakistan ve Endonezya dışişleri bakanlarını bir araya getirerek istikrar gücü için diplomatik destek arayışını sürdürdü. MİT Başkanı İbrahim Kalın, 5 Kasım'da İstanbul'da Hamas heyetini ağırladı. Görüşmede Hamas heyeti, Gazze Ateşkes Anlaşması kapsamında Türkiye'nin arabulucu ve garantör rolüne teşekkür etti. Ateşkesin sağlıklı işlemesi ve sonraki aşamaların uygulanması konusunda görüş alışverişi yapıldı. Türkiye, Gazze'deki savaşın soykırımsal boyuta ulaştığını vurgulayarak İsrail'i en sert biçimde kınamış, ateşkesin ihlal edilmemesi ve insani yardımların engelsiz biçimde ulaştırılması çağrısı yapmıştı. İsrail tarafı, Türk askerinin Gazze'de varlığından rahatsızlık duyuyor ve buna karşı çıkıyor. Öte yandan ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Brad Cooper geçen ay "ABD askerlerinin Gazze'de konuşlandırılmayacağını" açıklamış, Trump da "Postallarımız Gazze'de olmayacak" demişti. Yeni dünya inşası sürerken, yakın coğrafyamızda jeopolitik gelişmeler hızlandı. Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Türkiye, her gelişmeyi dikkatle takip ediyor, gerektiğinde anında müdahale ederek kilit ülke konumunu sürdürüyor.
