Katil, soykırımcı Netanyahu ve İsrail'e kimse güvenmiyor. Arkasında Amerika olmasa, ajite ettiği kanda muhakkak boğulacak. Katil Netanyahu'nun defalarca ihlal ettiği Gazze ateşkesinde ikinci aşamaya geçiş konusunda zorluk yaşanırken yedi Müslüman ülkenin dışişleri bakanları İstanbul'da buluştu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye'nin Gazze'de sorumluluk almaya hazır olduğunu, ancak yasal çerçevenin belli olması gerektiğini söyledi. Endonezya, Pakistan, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri adına dışişleri bakanları ve dış ilişkilerden sorumlu devlet bakanları toplantıda yer aldı. Gündemlerinde ateşkesle ilişkili son gelişmeler, Gazze Şeridi'ndeki insani durum ve Gazze Gücü vardı. Eylül ayında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu marjında ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın da aralarında bulunduğu Müslüman liderlerle çok önemli bir toplantı yaptığı hatırlatıldı. Müslüman ülkeler birliği için büyük çaba sarf edilirken Erdoğan'ın bu süreçte oynadığı başarılı rol öne çıkmıştı. Bu zirveden Gazze barışı yolunda yeni bir süreç başlamış, ABD Başkanı Trump ve Erdoğan Gazze ateşkesi metnini ortaklaşa açıklamışlardı.
BASKI ÇAĞRISI YAPTI
İstanbul toplantısında Hakan Fidan, Şarm El Şeyh'te Türkiye'nin de imzacısı olduğu ateşkes anlaşmasıyla birlikte barış umutlarının arttığını söyledi.
Ancak Fidan, "Ateşkesin tam uygulanması konusunda sorunlar yaşanmakta. İsrail sürekli ateşkesi ihlal ediyor ve bölgeye ulaştırılması gereken insani yardımlara engel oluyor. Artık son derece kritik bir aşamaya ulaşmış durumdayız" ifadelerini kullandı. "Katılımcı ülkelerin ortak görüşü, Gazze'deki soykırımın yeniden başlamaması ve iki devletli çözüm ekseninde kalıcı barışın tesis edilmesi yönündedir" diyen Fidan, Türkiye'nin bu konuda üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu ifade ederek uluslararası topluma da İsrail'e baskı yapma çağrısı yaptı. "İsrail'in ateşkesin başından bu yana 250 Filistinliyi öldürdüğüne" dikkati çeken Fidan, "Hamas, Gazze'nin idaresini Filistinlilerden oluşacak bir komiteye devretmeye hazırdır" diyerek İsrail'e provokasyon saldırılarını durdurma çağrısında bulundu. Gazze Gücü kuruluyor. Gazze'de kurulması öngörülen Uluslararası İstikrar Gücü'nün de ele alındığını belirten Fidan, "Ülkeler özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde çıkarılacak bir kararla görev gücünün meşruiyetini sağlamak istiyor.
Ülkeler, gücün görev tanımı ve yetkilerinin belirlenmesinin ardından karar verecek. Burada katılımcı ülkelerin kendi istekleriyle çatışması halinde adım atmak zor olacaktır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan Şarm El Şeyh'te anlaşmaya imza atan dört liderden biriydi. Türkiye barış için elini taşın altına sokmaya hazır, ancak yasal çerçevenin Türkiye açısından da uygun olması önemli" dedi.
BARIŞ VE İCRA GÜCÜ
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi çatısı altında Gazze Gücü. ABD basını, Trump yönetiminin Gazze görev gücüne dair taslak planları BM Güvenlik Konseyi üyelerine göndereceğini yazdı. ABD yönetiminin BM Güvenlik Konseyi'nin bazı üyelerine, Gazze'de en az iki yıl süreyle uluslararası bir güç kurulmasını öngören bir karar tasarısı gönderdiği öne sürüldü. Habere göre taslak, ABD ve diğer katılımcı ülkelere Gazze'yi yönetme ve güvenliği sağlama konusunda 2027 sonuna kadar geniş yetkiler verecek ve bu yetkinin uzatılması da mümkün olacak. Adı açıklanmayan ABD'li bir yetkiliye dayandırılan haberde, taslak kararın gelecek günlerde Güvenlik Konseyi üyeleri arasında müzakerelerin temelini oluşturacağı ve ocak ayına kadar Gazze'ye ilk birliklerin konuşlandırılmasının hedeflendiği aktarıldı. "Uluslararası İstikrar Gücü"nün (ISF), klasik bir "barışı koruma gücü" değil, bir "icra gücü" olacağı belirtildi. Birçok ülkeden güvenlik güçlerinin yer alacağı ISF, Gazze'nin İsrail ve Mısır sınırlarını güvence altına alacak, sivilleri ve insani koridorları koruyacak ve yeni bir Filistin polis gücünü eğitecek. Taslakta, ISF'nin Gazze'de askeri altyapıların yok edilmesi, bölgenin silahlardan arındırılması ve Filistinli grupların silahsızlandırılması gibi görevleri yürüteceği, Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının gönüllü olarak silah bırakmaması halinde zorla silahsızlandırılmasının da planlandığı öne sürüldü. ISF'nin kurulması ve operasyonlarının "Mısır ve İsrail ile yakın istişare ve işbirliği içinde" yürütüleceği ifade edildi. Taslakta ayrıca Filistin Yönetimi "reform programını tatmin edici şekilde tamamlayana kadar", Gazze'nin yeniden inşası için öncelikleri belirleme ve fon sağlama görevini "Barış Kurulu" adıyla kurulacak bir geçiş yönetiminin üstlenmesi öngörülüyor. Gazze'de insani yardımların ise BM, Kızılhaç ve Kızılay gibi "Barış Kurulu" ile koordineli şekilde çalışan kuruluşlar tarafından dağıtılacağı belirtiliyor.
ATEŞKES İHLALİ
İstanbul'da yedi ülkenin katılımıyla düzenlenen Gazze konulu toplantıda Bakan Fidan, Gazze'de uluslararası istikrar gücüyle ilgili sorulara yanıt verirken, "Türk askeri olacak mı?" sorusuna "Şarm El Şeyh'te imza atan dört ülkeden biriydik. Barış için elimizi taşın altına koymaya hazırız" yanıtını verdi. Toplantı sonrası açıklamasında Fidan, "İsrail, ateşkesten bu yana 250'ye yakın Filistinliyi öldürmüştür. İsrail, uluslararası yardımlar konusunda da üzerine düşen görevi yerine getirmemektedir. Yardımlar depolarda ya da kamyonlarda bekliyor. Baltalayan hiçbir eğilime izin verilmemeli" dedi. "Türkiye Gazze'ye asker gönderecek mi?" sorusuna da "Uluslararası istikrar gücünün oluşumuyla ilgili görüşmeler devam ediyor. Ülkelerin üzerinde önemle durduğu bir konu, BM Güvenlik Konseyi kararıyla görev tanımı yapılan bir gücün oluşturulması. Bu tanımın içeriğine göre ülkeler asker gönderip göndermeme kararı verecek. Görev tanımı ve yetkileri ne olacak, ona göre ülkeler karar verecek. Türkiye olarak biz Şarm El Şeyh'te imza atan dört ülkeden biriydik. Barış için elimizi taşın altına koyarız" şeklinde yanıt verdi.
