• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kurgu değil gerçek felaket BURCU ILGIN

Kurgu değil gerçek felaket

burcu.ilgin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.12.2020, 00:00

Jetgiller diye bir animasyon dizi vardı çocukluğumuzda... Görüntülü telefonlar, uçan arabalar, çok yüksek binalar, besin tabletleri... Çocuk aklımızla hayran hayran izler, keşke bizim de böyle bir hayatımız olsa diye öykünürdük.
Yaşımız biraz daha büyüyünce bilim kurgu filmlerine merak sarmaya başladık.
Bu filmlerde ise genellikle bilimin karanlık tarafını gördük... Tüm dünyayı etkileyen virüs salgınları, insanlığı ele geçiren yapay zeka, dünyaya yaklaşan meteor...
Sıcacık evimizde patlamış mısır eşliğinde seyrederken bu sahnelerin bir gün gerçek olacağı aklımızın kıyısından bile geçmedi.
Aslında her şey yavaş yavaş değişiyordu ama biz fark etmiyorduk.
Önce internet girdi hayatımıza, sonra cep telefonu. Son olarak da yapay zeka...
Şimdi artık akıllı telefonlar nabzımızı ölçüyor, gideceğimiz yeri, neyi nerede bulacağımızı söylüyor, tüm notlarımızı tutuyor...
Artık cep telefonunu evde unutmak büyük bir trajedi. Çünkü onsuz hiçbir şey yapamaz hale geldik. Dolayısıyla yapay zeka bizi ele geçirmeye başladı diyebiliriz.

1 DERECELİK ISINMA VAR
Bir ileri aşama görünmeye başladı.
Mavi yaka ve beyaz yaka çalışanlara artık demir yaka da ekleniyor... Ki üretim alanında çoktan insan gücünün yerine geçmeye başlamışlardı. Şimdi ise hizmet sektöründe yer almaya başladılar. Sipariş alan garson robot, hasta bakıcı gibi.
Pandemiyle birlikte salgın hastalık filmleri de gerçek oldu... Şimdi sırada iklim değişiklikleriyle dünyanın sonunu anlatan felaket filmleri var. Hani çoğunlukla New York'ta geçen ve özgürlük anıtının yerle bir olduğu, gökdelenlerin sular altında kaldığı... Ya da susuzluk ve kıtlıktan dolayı insanların savaştığı filmler...

ALARM SEVİYESİNE GELDİ
İnsanlar, dünyanın sanayi öncesi döneme göre yaklaşık 1 derece ısınmasına sebep oldu. Küresel ısınma şimdiden, kuraklık ve seller gibi aşırı hava olayları, deniz seviyesinde yükselme ve Arktik denizinin erimesi olarak etkilerini göstermeye başladı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) 6.000'in üzerinde bilimsel çalışmayı inceleyerek hazırladığı 1.5 derece Küresel Isınma Özel Raporu, hükümetler tarafından Kore'de onaylandı. Korkutmak gibi olmasın ama rapora göre, sera gazı emisyonları mevcut şekilde devam ederse, küresel ısınma 2030 ile 2052 yılları arasında 1.5 derece sınırını geçecek. 1.5 derece sınırı, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğu önleme için kritik öneme sahip. Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırmak, ekolojik sistemler ve yaşam alanları üzerindeki birçok kalıcı etkinin önlenmesi anlamına geliyor.

YIKICI SONUÇLAR OLABİLİR
Yani aslında Türkçesi şu: 1.5 derece de olumlu sonuçlar doğurmuyor ama yaşanabilir seviye anlamına geliyor. Ancak 2'ye çıkarsa felaketler yalnız doğal yaşam alanları ve türlerin kaybıyla kalmayacak, buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi sonucu insan hayatını doğrudan etkileyecek yıkıcı sonuçlara da yol açacak. Peki ne yapmalı? Geri dönüşüm, su tasarrufu, doğal yaşamı koruma, canlıların yaşam hakkına saygı gibi konularda daha fazla bilgi sahibi olmalı, buna göre yaşamalıyız. Çocuklarımızı da bu konularda eğitmeliyiz. Özellikle çocuk eğitimi konusu çok önemli. Çünkü geleceğin dünyasında onlar yaşayacak...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA