• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Polis kabalığına kısıtlama yok mu? BURCU ILGIN

Polis kabalığına kısıtlama yok mu?

burcu.ilgin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.12.2020, 00:00

Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları uygulandı. Pek çok insan bu yüzden evdeydi. Halkın haber alabilmesi için bizim işimizin başında olmamız gerekiyor malum. Nitekim kısa süre önce yaşadığımız İzmir depreminde de ilk şoku atlattıktan sonra gazetemizi çıkarmayı başardık. Yakın çevremizin kimi zaman acıyan gözlerle, kimi zaman da özenerek baktığı mesleğimizin doğası bu. Biz alıştık. Bizim gibi çalışan meslekler arasında polisler, doktorlar, fırıncılar gibi temel ihtiyaçları sağlayan gruplar yer alıyor.
Cumartesi günü işten çıktıktan sonra yarım saatte bir gelen ulaşım araçlarını beklememek için güzel havayı ve boş sokakları da fırsat bilip eve yürüyerek gitmeye karar verdim. Göztepe sahilinde yanımda bir polis aracı durdu. İzin belgesi sormak istediklerini anlayıp onlara dönerek 'Gazeteciyim' dedim.

"SEN GEL BAKALIM!"
Beni duyup duymadığını bilmiyorum ancak bana "Sen gel bakalım buraya" diyerek seslendi. Gücü elinde bulunduran otoritenin potansiyel suçluya seslenişiydi bu...
Ne kadar sinirlensem de yanına gittim ve basın kartımı gösterdim. Kartımı görmek yetmedi.
Bu kez de bana inanmayıp 'Çalıştığını kanıtlayabilir misin?' diye sordu. 'Nasıl bir kanıt istiyorsunuz? İsterseniz yarın gazetede yaptığım sayfayı söyleyeyim editör ismine bakarsınız ama ancak yarın öğrenebilirsiniz' dedim. Bu kez de neden toplu taşımaya binmediğimi sordu. Onu da açıkladım.

PAZAR GÜNÜ NE GAZETESİ?
Ertesi gün işyerine geldiğimde kahve molasında diğer arkadaşların da polislerle ilginç diyaloglar yaşadığını duydum.
Örneğin bir arkadaşımıza 'Eşofmanla işe gidilir mi?', 'Pazar günü ne gazetesi' diye sormuş polis memuru... O da "Pazartesi okuduğunuz gazeteleri pazar günü hazırlıyoruz" açıklamasında bulunduğu halde inanmaz bir şekilde 'hadi bu seferlik geç bakalım' gibi bir ifadeyle lütfederek izin vermiş. Pazar akşamı iş çıkışı iki kadın boş sokaklarda sohbet ede ede eve yürürken, polis bizi yine durdurdu ve bu kez de "Nereye gidiyorsunuz bakalım?" gibi lakayıt bir ifadeyle sokakta olma sebebimizi sordu. Kartlarımızı gösterdik ve geçtik.
Elbette, polisin işi vatandaşların kurallara uymasını sağlamak. Uymayanları ise cezalandırmak. Ancak elindeki güçle herkese suçlu muamelesi yapmak ve aşağılar gibi konuşmak değil. Eminim suistimal edenler vardır ama herkese bu muameleyi göstermek yakışıksız. Tabii ki her mesleğin iyi uygulayıcıları da kötü uygulayıcıları da var. Bugün haber gündemlerimizde, "Yasak sırasında evrak isteyen polise saldırdı" haberleri vardı. Kim haklıdır bilmiyorum ama eğer bize davrandıkları gibi davrandılarsa sert kayaya çarpanlar da olmuş sanırım.
Crown dizisinde Kraliçe Elizabeth ile Margaret Thatcher arasında bir diyalog geçiyor. Kraliçe, Demir Leydi'ye, "En büyük güç, gücü kullanmamaktır" diyor. Bilmem anlatabildim mi?

TOPLU TAŞIMAYA NEDEN BİNMEDİM?
Pazar günkü manşetimiz toplu taşımaya niçin binmediğimi de çok güzel açıklıyor...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA