İzmir bu güne kadar pek çok ünlü bilim insanı, yazar, oyuncu, yönetmen, sporcu yetiştirmiş üretken bir şehir. Ancak maalesef hepsi beyin göçü dediğimiz şeyi yaşıyor. Burada destek bulamayan sanatçı ve sporcular destek buldukları yerlere gidip isimlerini orada duyuruyor. Biz de sonra "O da İzmirli, şu da İzmirli" deyip övünüyoruz.
Özellikle spor alanında adını tarihe yazdırmış İzmir'in takımları yeniden gün yüzüne çıkmaya başladı. Ama hala daha çok yol var. Küçük Kulüp Derneği Başkanı Emre Sarıgedik, tam da bu göreve talip oldu. Sarıgedik, "Türkiye'de sporun ve futbolun ilklerini barındıran İzmir, mazisiyle bir numara olsa da bugün istenen seviyenin oldukça gerisinde yer alıyor. Hiç şüphesiz ki İzmir'in eksiği birlik ve dayanışma. İzmir'in hak ettiği noktaya gelmesi imkansız değil" diyerek İzmir bayrağını yeniden göndere çekebilmek adına İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı'nın (İZVAK) yönetimine aday olduklarını açıkladı.
MİNİKLERDEN BAŞLAYACAK
"Dinamik Grup" ismiyle genç bir ekip oluşturduklarını belirten Sarıgedik, göreve gelmeleri halinde İzmir'in yeni sporcular yetiştirebilmesi adına altyapılara destek olacaklarını, okullar arasında turnuvalar düzenleyeceklerini, amatör branşlara ve kadın sporuna önem vereceklerini, gençlere ve çocuklara İzmir kulüpleri sevgisi aşılayacaklarını, İzmir'i kamp merkezi haline getirmek için çalışacaklarını, kente sporcu sağlığı merkezi kazandıracaklarını, İzmir lobisi oluşturacaklarını, İzmir kökenli hakem sayısının artmasını teşvik edeceklerini ve İzmir kulüplerinin belediyeler ve kamu kuruluşlarından destek alabilmeleri ve alınan desteğin hakkaniyetli bir şekilde dağıltılmasını sağlayacaklarını dile getirdi.
Evet İzmir'in gerçekten elini taşın altına koyacak insanlara ihtiyacı var. Yolunuz açık olsun Dinamik Grup, umarım kazanır ve verdiğiniz sözleri yerine getirirsiniz.
ÖNCE SANAL SONRA GERÇEK
Pandemi döneminde birçok etkinlik sanal ortama taşındı. Sanal konserler, sanal atölyeler, sergiler, müzeler... Tabii ki hiçbiri canlı canlı izlemek, o ortamın havasını solumak kadar keyif vermez ama bir avantajı da var bu sanal etkinliklerin. Sınırları ortadan kaldırması... Örneğin dünyanın diğer ucunda yapılan bir etkinliği salonumuzdan takip eder hale geldik. Belki de hiç göremeyeceğimiz en ünlü müzeleri gezdik. İzmir'de de uzun yıllardır açılması planlanan bir müze var. Ege Uygarlıkları Müzesi... Belki de bu pandemi dönemi bunun için bir fırsat. Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. İge Pırnar, yıllardır gündemde olmasına karşı hayata geçirilemeyen Ege Uygarlıkları Müzesi'nin, önce sanal müze olarak açılmasının, gelecekte proje hayata geçtiğinde büyük fayda sağlayacağını söylüyor.
7 GÜN 24 SAAT AÇIK
İzmir'in, 8 bin 500 yıllık tarihi ve kültürel mirası, eşsiz doğal kaynakları, coğrafik konumu, uygun iklimi ile Türkiye'nin kültür turizmi bağlamında dünya pazarında en önde gelen destinasyonlarından biri olmaya aday olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İge Pırnar, "Son dönemde, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gibi dijital teknolojilerin yaygın kullanımı ile dünyada sanal müze ziyaretçilerinin sayısı hızla artıyor. Bu hızlı gelişiminin bir moda değil, kalıcı bir değişim olduğu ortada. Sanal müzelerin gezilmesi, daha sonraki aşamada gerçek müzelerin gezilmesine yönelik ön talebi oluşturmada da önemli bir rol oynuyor" diyor. Sanal müzeler, çok büyük ve farklı dilimlerde potansiyel ziyaretçilere erişebilmeleri, 7 gün 24 saat açık olmaları, güvenlik vb. riskleri minimize etmeleri gibi faydaları ile gittikçe yaygınlaşıyor. İge Pırnar'ın öngördüğü gibi bu değişimin kalıcı olacağı açık. Sanal müzede başı çekmek güzel olmaz mı?