Burcu Ilgın

Hayır diyemeyen Türk insanının dramı

Bugün kahve molasında ettiğimiz sohbet sırasında başkalarını kırmamak için nelere katlandığımızı konuşuyorduk.
Yaptığımız şeylere 'yok artık' diye gülerken sohbete diğer masalarda oturan arkadaşları da kattık. Herkes kendi anısını anlatmaya başlayınca 'Hayır' deyip karşısındakini kırmamak için işi kalorifer böceği yemeye kadar götürdüğümüzü gördük.
Boşa değil Türklerin 'Hatır için çiğ tavuk yenir' sözü... Yemişler ve söylemişler...
KAHVEDEN ÇIKAN BÖCEK!
İlk hikaye pandeminin başından...
Asansörsüz bir apartmanın beşinci katında oturan arkadaşımın eşi, çıkış kapısında komşusuyla karşılaşıyor. Komşu, çocuğun başını ve yüzünü eliyle sevince dışarı çıkıyormuş gibi yapıp o kişi gittikten sonra 5. kata çıkıp çocuğu yıkıyor.
Bu örnekten sonra o da bir şey mi ile başlayan anılar gelmeye başladı... Bir arkadaş metroda zihinsel engelli bir gence yer verir. Çocuk, "Abla sen çok iyisin, seni öpebilir miyim?" der, bizim arkadaş da gözlerini kapar ve yanağını uzatır, genç onu alnından öpüverir.
Diğer arkadaş lafa önemli bir uyarıyla başladı. "Sakın bilmediğiniz bir yerde bir yemek için 'çok severim' demeyin". Misafirliğe gittiği bir evde "Dolma sever misin?" diye sorulunca hiç tereddütsüz "A tabii çok severim" diye cevap verir. Bu cevap üzerine en dolu tabak gelir önüne. Ancak ilk lokmada büyük bir pişmanlık. Ege'nin zeytinyağlı dolmasına alışık olan damak, şekerli ve kuş üzümlü İstanbul dolmasıyla karşılaşmış ancak iş işten de geçmiştir.
Çok seviyorum demiş bulunduğu koca tabak dolmayı yemek zorunda kalmış. Aynı arkadaş vejetaryen olduğu için bir kez de tavuklu çorba içmek zorunda kaldığını büyük bir acıyla anlattı.
Benim de ayıp olmasın diye içinden kıl çıkan yemeği yemişliğim var. Ama en uç örneği, en sona sakladım. Arkadaşımın annesi çok titiz olduğunu bildiği komşusuna kahve içmeye gidiyor. Kahveden ikinci yudumu aldığında ağzına bir sertlik gelince çıkarmaya kalkıyor ki, eline incecik bacaklar antenler geliyor. Hızlıca çıkarıp baktığı şeyin bir kalorifer böceği olduğunu gören kadın, komşusu utanmasın diye çaktırmadan hemen elindekini atıyor ve kalan kahvesini içmeye devam ediyor.
DENGE KURMAK ZOR
Evet hatır için çiğ tavuk yediğimiz doğru...
Biz böyle eğitildik. Ama karşımızdakini üzmeyelim derken bizden de çok şey gitti.
Bunlar komik hikayeler olsa da istemeden evet dediğimiz şeylerin bizde açtığı yaralar çok büyük olabiliyor. Biz 'hayır' dememek üzere eğitilen çocuklar olarak çocuklarımızı 'hayır' diyebilen bireyler olarak yetiştirmekte de zorlanıyoruz. Kendisini sevdirmek istemeyen çocuğuma "aa ama olmaz ki teyze/ amca sevecek" dememek için kendimi zor tuttuğum zamanların sayısı hiç de az değil.
Her şeyin aşırısı kötü, başkasını kırmamak güzel ama kendi benliğini hiçe saymak yaralayıcı...
Bu dengeyi yetişkin olduğumuzda bile kurmakta zorlanıyoruz çoğu zaman.
Bazı kırmızı çizgiler dışında ben yine de kalp kırmamanın güzel bir şey olduğunu düşünüyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.