Dünyada tek erkek kalsa!
Her gün kadına yönelik şiddet haberleriyle uyanıyoruz. Bir kadın olarak hemcinslerimin zaman zaman erkeksiz bir dünya hayal ettiğine şahit olmuşumdur. Şiddet, kavga, iktidar... Bunlar hep erkeğe atfedilir ve erkeğin olmadığı bir dünyada bu kavramların da olmayacağı savunulur. Biz anayızdır, merhametliyizdir, affediciyizdir... İktidarla, kavgayla bir işimiz olmaz! Kadınların duygularını, iç sesini pek çok kadından daha iyi analiz ederek yazılarına yansıtan yazar arkadaşım (Pazar ilavemizin de köşe yazarı) Hakan Urgancı'nın son kitabı Oksitosin hep hayalini kurduğumuz erkeksiz dünyayı anlatıyor. Kadınlar, dünyadan arta kalanları ele geçirmiş. Arta kalanlar diyorum çünkü uzak bir gelecekte geçen öykü, gezegenimizin yaklaşmakta olduğu çevresel felakete de değiniyor.
Uçan araçlar, kusursuz nesiller, mesleğe göre dizayn edilmiş vücutlar, regl sancısından ve anne olmak için bir erkeğe bağımlı olmaktan kurtulmuş kadınlık, otomatik makyaj ve sanal kıyafet gibi pek çok çekici unsurla donatılmış bir dünya tasvir edilse de işler hiç de sanıldığı gibi gitmiyor! İktidar ve gücün derinlemesine irdelendiği distopya, bu iki kavramın yaşatılmaya devam ettirildiği sürece şiddet ve baskının cinsiyetten bağımsız olarak süreceğinin altını çiziyor. Bu arada Hakan'a, "Yine tek kalan erkeğe bütün ekstra özellikleri yüklemişsin, erkek olarak Jess'e kıyak yapmışsın" dedim ama bana yaptığı savunmayı da haklı buldum. "Kadınlardan oluşan bir dünyada tek erkek karakteri de o kadar 'ezik' yaparsam dengeyi sağlayamazdım" dedi. Bu kadar spoiler yeter. Alınız, okuyunuz, okutturunuz. Ben çok severek okudum. Çok akıcı, düşündürücü... Bu arada da yapımcılara bir çağrım olacak. Öyküyü beyaz perdede görmek isterim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.