Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) "Hanehalkı Tüketim Harcaması" anketinin sonuçlarını açıkladı. Oldukça detaylı yapılan çalışma ilginç bulgular içeriyor. Bireylerin yaptığı tüketim harcamalarının türleri bazı kriterlere göre farklılık gösteriyor. Kriterlerin başında elde ettiği gelir geliyor...
Detaylara geçmeden birkaç genel tespitin altını çizelim...
Kriz döneminde yani 2008 ve 2009 yılları arasında en yüksek gelir düzeyine sahip yüzde 20'lik grup tüketimini azaltmış. Tabii, kullanılabilir geliri düştüğü için değil. Tasarrufa yönelmeyi tercih eden geliri yüksek olan hanehalkı, gelecekte ne olur ne olmaz düşüncesine hakim olmasına karşın, daha düşük gelire sahip olan diğer yüzde 20'lik gruplar, kriz öncesindeki tüketim seviyelerini krizde ve çıkış sürecinde de aynen sürdürmüşler. Şimdi aklınıza "ne güzel gelirlerini korumayı başarmışlar, krizden etkilenmemişler" görüşü gelebilir. Anket 100 TL tüketimin hangi mal ve hizmet gruplarına gittiğini ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla, işinden olup da gelirini kaybedenler tüketim yapmadığı için onlar ankette yer almıyorlar.
KİRA AĞIRLIKLI
Detayların satır aralarında ise şu veriler bulunuyor...
* En az gelire sahip olan toplumun yüzde 20'lik grubu, gelirinin en büyük kısmını konut ve kiraya ayırmak zorunda kalıyor. Bu kesimin toplam gelirinden kiraya ayırdığı pay yüzde 29.1. Yaklaşık gelirinin üçte biri. İkinci sırada ise gıda geliyor yüzde 22.6 ile.
* Gelirden en yüksek pay alan yüzde 20'lik grup, gıdaya gelirinin yüzde 17.4'ü, konuta da yüzde 25.3'ünü tahsis ediyor. Rakamsal açıdan baktığımızda geliri yüksek olanların daha az gıda tükettiğini ve konuta daha az harcama yaptıklarını görüyoruz. Rakamlar gelirlerinin yüzdesi olduğu için, gelirden yüksek pay alanlara üzülmemiz gerekmiyor aslında. Çünkü, gelirleri yüksek olduğu için düşük gelirlilerden fazla gıda tüketmelerine rağmen gelirlerinden daha az pay ayırmaları yeterli kalıyor.
* Hanehalkı başına yapılan tüketim 1.626 TL'den 1.688 TL'ye çıkmış. TÜİK hesaplayınca böyle yüksek bir tüketim seviyesi çıkıyor ortaya. Oysa, OECD'nin düzeltilmiş ölçeğine göre fert başına yapılan tüketimi hesapladığımızda harcama 759 TL'ye kadar iniyor. Dolara çevirdiğimizde yaklaşık 500 dolara geliyor. Düşünün, ne kadar insani yaşam koşulları sağlanabileceğini bu parayla...
* Temel gelir kaynağına göre yapılan harcamalar da çarpıcı sonuçlar içeriyor. Emeklilik geliri olanlar gelirinin yüzde 33'ünü kiraya, yüzde 27.1'ini gıdaya harcıyorlar. Ücretliler ise kiraya yüzde 29, gıdaya yüzde 23 pay ayırıyor. Sonuçlardan da net bir şekilde görüldüğü gibi, emekliler ücretlilere göre kıt kanaat geçinmek zorundalar.
HESAPLAMA HATASI
Anketin ulaştığı bulgular aslında bir gerçeği bir kez daha su üzerine çıkarıyor... Enflasyon hesaplamalarında, yani tüketici fiyat endeksi hesaplanırken, bireylerin tümünün aynı gelire sahip olduğu ve aynı ürünleri aynı oranlarda tükettikleri varsayılıyor. Fakat, yukarıda detaylarıyla vurguladığımız sonuçlar klasik yöntemle yapılan enflasyon hesaplamasının gerçekleri yansıtmadığını açıkça gösteriyor.
Örneğin TÜİK konut ve kira harcamalarını yaklaşık yüzde 16 oranında ağırlıklaştırıyor. Ancak, gelir gruplarına göre toplumun yüzde 80'i konuta gelirinin yüzde 30'unu yöneltiyor. Ulaştırma grubunda da benzer eksikliği gözlemliyoruz. İşte bu yüzden enflasyon rakamları halkın hissettiği fiyat artışlarını yansıtmıyor.
Sonuç olarak ankete göre özel tüketimde yıllar itibariyle, özellikle kriz sonrası dönemde, artış söz konusu. Bu da iktisadi faaliyetlerin devamlılığı için iyi bir gelişme...
